|

"Biz yüzde 100'ün partisiyiz"

Gezi Parkı eylemcilerine seslenen Başbakan Erdoğan, "Çevreci kardeşlerime sesleniyorum. Eğer çevrecilik yapacaksanız, gelin benimle ortaklık yapın" dedi. 'Yüzde 50' polemiğine de değinen Erdoğan, "Yüzde 50 bize oy verdi. Ama biz yüzde 50'nin değil, yüzde 100'ün partisi olarak hizmet veriyoruz" diye konuştu.

yenisafak.com.tr / POLİTİKA
00:00 - 7/06/2013 Cuma
Güncelleme: 15:39 - 7/06/2013 Cuma
Yeni Şafak
"Biz yüzde 100'ün partisiyiz"
"Biz yüzde 100'ün partisiyiz"

"Türkiye ve Avrupa İçin Ortak Gelecek" adlı konferansta konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliği müzakereleri süreci ve Gezi Parkı olaylarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin zaten fiilen AB üyesi olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, buna rağmen AB tarafından bekletildiklerini dile getirerek, "Türkiye asla oyalanacak bir ülke değildir" dedi.

Gezi Parkı olaylarına da değinen Erdoğan, "Ben Gezi Parkı'yla ilgili animasyon gösterimlerimi yaptığımda kimse karşı çıkmadı. Çevreci kardeşlerime sesleniyorum. Benimle ortaklık yapın" diye konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle;

Türkiye oyalanacak bir ülke değil

Neden Türkiye bunca kazanımına rağmen halen Avrupa Birliği tarafından haksız engellemelerle karşı karşıya kalıyor?

Türkiye asla oyalanacak bir ülke değildir.

Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin önüne koyduğu her blokaj, kendi önüne koyduğu bir blokajdır.

Avrupa Birliği Türkiye'ye verdiği sözleri unutturmaya çalışmaktan vazgeçmelidir.

Avrupa Birliği 3 yıldır neden bizi üye kabul etmediklerini niye açıklamıyorlar. Gerçi baş başayken söylüyorlar ama burada söylemiyorlar.

15 ülke AB üyesiyken, bizler liderler zirvesine çağrılıyorduk. Sonra Fransa'da Sarkozy geldi, o zamandan beri çağrılmıyoruz.

Vatandaşın bilmesi gerekiyor

Süreç niçin bu kadar ağır ilerliyor vatandaşın bunu bilmesi lazım.

Biz zaten AB üyesi ülkelere fiilen girmişiz. Şu anda 5 milyon vatandaşımız AB üyesi ülkelerde yaşıyor. Gelin, resmen de girelim de bitsin bu iş.

Bundan sonra sürecin tek taraflı olarak Türkiye'nin çabalarıyla devam etmesi mümkün değil. Çünkü halkımızın her şeyden önce inancı sarsılmış durumda. Bizi bu hale getirmeye de kimsenin hakkı yok.

Halk AB üyeliğine inanmıyor

Halkın AB'ye gireceğimiz yöndeki inancı yüzde 30. Halbuki 2004'de yüzde 70'lere varmıştı.

Biz çalışmalarımız yarın AB üyesiymiş gibi sürdürüyoruz.

Bugün Türkiye'nin AB'ye değil, AB'nin Türkiye'ye olan ihtiyacından bahsetmek gerek.

Şu anda birkaç adım atıldıktan sonra, Türkiye AB'ye girmeye hazır durumda.

Türkiye insan hakları, demokrasi çerçevesinde yapması gerekenleri yapmaya devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Sadece Türkiye'ye yönelik uygulama...

Sadece Türkiye'ye yönelik olarak fasıllarda açılış yapılabilir ama kapanış yapılamaz ilkesi geldi. Ve bir açılış kapanış yaptık, ondan sonra fasıllarda sadece açılışlarla bizi bıraktılar.

Bugün Türkiye, bazı noktalarda AB üyesi bazı ülkelerin önündedir.

Bizim özgürlükler ve yargının bağımsızlığı konusunda hiçbir çekincemiz söz konusu değildir.

76 milyon her vatandaşımızın taleplerine aynı hassaslıkla karşılık veriyoruz.

Benim ülkemde Roman vatandaşlarıma karşı en ufak bir ayrım yapamazsın.

Sonra Erdoğan çok sert diyorsunuz

Medya diyorsunuz, neden bizim gazetecilerimiz Avrupa'da davaları takip edemedi?

Ondan sonra Erdoğan çok sert diyorsunuz. Ben doğruyu söylemek zorundayım.

Biz 10 yıldır özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmaya çalışıyoruz.

Özgürlüklerin ve demokrasilerin bedeli paha biçilemezdir.

Bizim demokratik talepler konusunda hiçbir çekincemiz yok.

Ben Taksim Gezi Parkı'yla ilgili animasyon gösterilerimi 2011'den önce yaptım. O zaman kimsenin sesi çıkmadı. Ben çevreci kardeşlerime sesleniyorum. Eğer çevrecilik yapacaksınız, gelin benimle ortaklık yapın. Ben çevreciliğin ne olduğunu biliyorum.

Bir Başbakan olarak savaş verdim

Koç Üniversitesi, ormanlık alana yapılmıştır. Ben bir Başbakan olarak onlarla savaş verdim. Dönemin Cumhurbaşkanı açılışı yaparken, "Buranın açılmasına mani olanlar nerede" dedi. Ben o zaman cezaevindeyim. Çıkınca yargıdan savaşıma devam ettim devletin kiracısı olarak kalsınlar dedik.

Bazı gerçekleri lütfen bilelim de, ona göre değerlendirmeleri yapalım.

30 yıldır devam eden terör sorununda da çözüm yoluna gittik. Çözüm sürecini istemeyenlerin bu olayın içinde olduğun bilmenizi isterim.

Burada konuşan dostlarım acaba bunları biliyorlar mı?

Şiddet ve terör olayları AB üyesi ülkelerde de oldu. Buna tepki ne oldu?

Bizim tepkimiz şiddete. Demokrasi talebiyle karşıma çıkanlara canım feda.

Bakın diyorlar ki, biz referanduma da karşıyız. Karşı olmayın o zaman.

Kusura bakmayın ama...

Orada depreme dayanıklı olmayan AKM'miz var. Biz dedik ki, buraya dev bir opera binası yapalım. Ve bu binayla Türkiye'de bir ilkin adımını atıyoruz. Çünkü Türkiye'de bir opera binası yok.

Hemen işte o vandalizmin mensupları çıkıyorlar, yıktırmayız. Kusura bakmayın ama böyle bir şeyin kararını vereceksek, bunu zaten seçim öncesi vermişiz ve halkımın çoğunluğu bize destek vermiş. Bunları onaylamazsa İstanbul halkı bize destek verir mi?

Daha güzel bir Taksim istiyoruz biz. Bütün trafiği yerin altına alıyoruz. Niye, vatandaşımız rahat rahat gelsin oraya diye istiyoruz. Meydanı da yeşillendirelim ve şu andaki Gezi Parkı'na fark atacak bir ağaçlandırmayı burada yapalım.

Bir ara AVM'ye taktılar. Bizim bu düşüncelerimiz içinde buranın bir şehir müzesi olabileceği ihtimali de var.

Hilton'un arkasındaki yeşilliğe de göz diktiler. Ama ben sakın müsaade etmeyin. Bunu da bilsinler.

Biz, olayların ilk başında yapılan müdahaleyle ilgili üzüntümüzü ifade ettik. Avrupa'nın hangi ülkesinde bu durumlarda bizdekinden çok daha sert şiddete maruz kalıyor.

AK Parti hükümetleri olarak, 10,5 yıllık dönemde çok fazla saldırıya maruz kaldık. Partimizi kapatmak istediler. Neydi benim partimin suçu? Biz tabanımızı asla meydanlara dökmedik. Tam aksine, mücadelemizi hukukla verdik.

Ambalajları ayrı niyetleri aynı

Hepsinin ayrı ambalajları var ama niyetleri hep aynı.

Bugüne kadar bu saldırıların tamamına göğüs gerdik, bundan sonra da göğsümüzü siper edeceğiz. Türkiye demokratik bir ülkedir. Bizi millet getirdi, eğer götürecekse millet götürür, başkaları değil. Hükümete hesap sormak isteyen, sandıkta sorar. Ama bunun dışında da zaten haftanın 3 günü parlamentoda istedikleri gibi zaten hesabı soruyorlar. Kendi isimleri zaten milletvekili. Millet adına yapıyorlar.

Milli idareye yapılan hiçbir saldırıya asla boyun eğmeyiz. Biz toplumsal hadiseyi objektif bir biçimde değerleriz.

Biz yüzde 100'ün partisiyiz

Yüzde 50'ye bize oy verdi. Biz yüzde 50'nin partisi değiliz. Biz yüzde 100'ün partisi olarak hizmet veriyoruz.

Gazetelere, uluslararası medyaya ilan verenler, oralarda Türkiye'nin güçlenmesini hazmedemeyenlerin yaptığını, bunun kaynaklarını biliyoruz.

Türkiye'nin güç devşirmesinden rahatsız olanların adımlarıdır. Faiz lobisi de fazla heveslenmesin. Bu halkın dediği neyse o olacak.

11 yıl önce