|

Akdoğan: Bu düzeyde bir cehalet görmedim

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Papa’dan sonra Avrupa Parlamentosu’nun “Soykırımı tanıyın” kararına sert bir dille yanıt verdi. Akdoğan, Türkiye’nin attığı adımlara karşın Ermenistan’ın sözünde durmadığını, 24 Nisan tarihinde de Amerika’dan konu ile ilgili dramatik bir şey beklemediklerini söyledi. Akdoğan "Bu büyük bir cehalet örneği, boş konuşuyorlar. Dünyadan haberleri yok. Tarihi safsatalar ve lobi çalışmaları üzerinden işler yapmaya çalışıyorlar. Bu düzeyde bir cehalet ben görmedim" dedi.

Yeni Şafak
17:39 - 16/04/2015 Perşembe
Güncelleme: 18:23 - 16/04/2015 Perşembe
Yeni Şafak

Akdoğan, eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler ile birlikte gazete ve televizyonlarınAnkara temsilcileriyle yaptığı sohbet toplantısında Papa'nın açıklamaları ve Avrupa Parlamentosu'nun soykırımla ilgili aldığı kararı değerlendirdi. Türkiye ile ilgili ciddi bir negatif propaganda

olduğuna dikkat çeken Akdoğan "Yani türkiyenin imajıyla ilgili ciddi bir lobi çalışması var. Farklı sebeplerle farklı odakların bu kampanyaya katıldığını görüyoruz. Bunun bir tezahürü olarak görüle bilir bu son karar. Bir kıymeti harbiyesi yok. Yani fiili bir karşılığı yok" dedi.



AB bir tarih kurumu değil


Akdoğan, Avrupa Parlamentosu'nun “Soykırımı tanıyın" kararına ise "AB ile ilişkilerimizi parlamentonun aldığı bu karara tamamen endekslemek de doğru olmaz. AB bir tarih kurumu değil. Tarihi meselelerle uğraşacağına, bugün dünyanın uğraştığı bir sürü mesele var eğer bir gücü varsa, bir dirayeti bir vizyonu varsa çıksın o konularda bir şey söylesin bir karar alsın. Mısır'da darbe oldu darbeye darbe diyemediler; Suriye'de yüzbinlerce insan hayatını kaybetti gıkını çıkaramadı. Yani son derece dirayetsiz pasif ortak politika belirleyemeyen bir yapıya doğru sürükleniyor. Yani bu çerçevede tarihi bir olay hakkında hüküm vermeleri, karar almaları doğru bir yöntem değil. Kabul edilebilir de değil. Dediğim gibi Türkiye açısından da bir kıymeti harbiyesi yok. Dün ben söyledim bu goygoyculuk yapmaktan farklı bir şey değil" ifadeleri ile tepki gösterdi.



Akdoğan "Bir takım lobilerin etkisi altına girerek bu tür kararlar almak Türkiye AB ilişkileri çok köklü ilişkilerdir ve bölgesel işbirliği açısından çok büyük anlamlar ifade eder bu tür ucuz hesaplara bunu kurban etmemek lazım" dedi.



Mısır'ın geleceğini en azından kurtarmak lazım


Mısır'daki idam kararlarını da değerlendiren Akdoğan bu konuda tavır alan ve ahlaki duruş sergileyen tek ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı. Akdoğan konuşmasına şöyle devam etti:



"Bunlar son derece yanlıştır. Yaşananları darbe sürecini biz defalarca kınadık. Bunun doğru bir yöntem olmadığını söyledik. Bu tür bunu devam ettiren şeyler sorunu daha da derinleştirir. İleriye dönük olumlu şeyleri de etki altına alır ve zehirlemeye başlar. Yani Mısır'ın geleceğini en azından kurtarmak lazım. Bundan dolayı da artık bu şeyleri geride bırakmak lazım. Bu tür adımları attıkça artık ileriye dönük kin ve nefret ortaya çıkar ve bu topluma da sirayet ederek meseleyi daha da çözülemez hale getirir. Bunun için uluslar arası duyarlılık şarttır."



Bu düzeyde bir cehalet ben görmedim


Akdoğan, Papa'dan sonra Avrupa Parlamentosu'nun “Soykırımı tanıyın" kararını "Bu büyük bir cehalet örneği, boş konuşuyorlar. Dünyadan haberleri yok. Tarihi safsatalar ve lobi çalışmaları üzerinden işler yapmaya çalışıyorlar. Bu düzeyde bir cehalet ben görmedim.



Türkiye'nin bu konuda yaptıkları belli. Ermenistan'a yaptığı çağrı belli. Attığı adımlar belli. Hangi adımı attı Ermenistan. Sözünde durmadı meclise sevkedebildi mi edemedi. Türkiye iyi niyetini ortaya koydu, herkes geri adım atarken Türkiye ileriye adım attı. Bunu ciddiye almamak, kale almamak, görmemek büyük haksızlık. Arşivler burda. Toplansım Avrupa Parlamentosu turistlik tur düzenleyelim gelsinler görsünler.



Biz defalarca açıklama yaptık. Biz açıyoruz onlar da açsınlar. Tabi tarih arşive demek daha köklü bir medeniyete sahip olmak büyük bir tarihe sahip olmak demektir. Bizim böyle bir arşivimiz de var, tarihimiz de var. Gurur duyacağımız bir medeniyetimiz de var. Onların olmaya bilir tabii bu kadar derinlikli bir tarihleri,arşivleri. Bizimkiler açık gelsinler incelesinler" ifadeleri ile eleştirdi.



Kin ve nefret üzerine geleceği inşa edemeyiz


24 Nisan tarihinde de Amerika'dan konu ile ilgili dramatik bir şey beklemediklerini söyleyen Akdoğan "100. Yıl dolayısıyla uluslararası zeminde ciddi hazırlık yaptıkları anlaşılıyor, Türkiye'yi bu konuda nasıl mahkum edebiliriz, nasıl zor durumda bırakabiliriz diye. Ama burada çok neticeye ulaşabileceklerini, bekledikleri olumsuzlukları yürütebileceklerini sanmıyorum ve bunun çok fazla işaretlerin de görmüyorum. Benzer bir takım şeyler var. Papa yaptı şimdi kıvranıyor, çünkü yanlış bir şey bu. Biz iyi niyetli olarak çağrı yapıyoruz. Gelin arkadaş kin ve nefret üzerine geleceği inşa edemeyiz. Geçmişte ne yapıldıysa oturalım araştırılsın, onun gereği yapılsın. Ama geleceği birlikte inşa edeceğiz ya. Adamlar açlıktan ölüyor orada diaspora bırakmıyor ki bir ilişki geliştirelim. Yani geçmişe aksetme esir almak doğru bir şey değil" dedi.



Pozitif kampanya yapıyoruz


Türkiye'ye karşı yürütülen negatif algıya karşı Türkiye'nin bir çalışması olup olmadığının sorulması üzerine Akdoğan "Var tabii ki, bir takım çalışmalarımız var. önümüzdeki haftaki tören gibi. Ama biz neğatif üzerinden çalışma yapmıyoruz. Bizim içerideki Türkiye'deki siyasi kampanyamız da pozitif kampanyadır. Biz bu konularda pozitif kampanya yapıyoruz. Yanı diğerini kötülemeye, diğerini aşağı çekmeye yönelik değil doğrusunu anlatmaya kendimizi anlatmaya dönük çalışma yapıyoruz. Önümüzdeki haftaki tören de öyle insanlar gelecekler, bir anma olacak. Biz doğrusunu, doğru bildiğimizi anlatmaya çalışıyoruz. Diğerleriyle uğraşacak halimiz yok, Ermenistan'la diyasporayla diğerleriyle uğraşacak halimiz yok. Artık bu şeyleri esaretten kurtarmak lazım, yani tarihe takılıp kalmayalım. Biz komşuyuz ileriye bakmalıyız. Birlikte geleceği inşa etmemiz lazım. Yoksa herkes, yeni nesiller kin ve nefretle büyürse bu sorun nasıl çözülecek" cevabını verdi.



Bunlar genel çerçeveyi çizen metinlerdir


Akdoğan çözüm sürecine ilişkin "Çözüm sürecinde temel felsefe bundan sonra olabilecekler, hak ve özgürlükler bağlamında bütün perspektifler ortaya konmuş durumda. Ama yürüyen her projeyi tek tek saymanın gereği yok. Cumhurbaşkanımızın da Başbakanımızın da hükümetimizin de çözüm sürecindeki kararlılığı belli. Burada bir hafife alma, göz ardı etme söz konusu değil. İşin ruhu, temel felsefei, temel mantığı ve adımları var içinde" değerlendirmesini yaptı. Akdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:



"Yani şimdi bu, çözüm süreci ibaresi yok, Türklük çıkarıldı, şöyle oldu böyle oldu. Bunlar genel çerçeveyi çizen metinlerdir. Yani burda yemek tarifi olacak bütün maddelerin tarifi olacak hali yok, burada temel felsefeyi ortaya koyuyor. Burda elbetteki T.C. vatandaşlığı orda tarih daşlık, hak, hukuk ve adalete dayalı eşit vatandaşlık oradaki temel vurgulardan biri. Bu ne demektir, bunun içine her şey giriyor yani" değerlendirmesini yaptı.



Türkiye'nin geleceğini kuracak bir kavramsal çerçeve var


Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı Yeni Türkiye Sözleşmesi ile ilgili "Başbakan açıkladığı sözleşmeyle, çok büyük bir adım atıyor. Daha önce ne yaptı 2023 vizyon belgesini açıkladı. Vizyon belgesinden sonra toplumsal bir sözleşme daha somut temel bir çerçeveyi ortaya koyan bir şey. Bunun üzerinde bu neye tekabül edecek, bunun somut tezahürleri ne olacak. Bu elbette hep birlikte yapılması gereken bir şey, anayasa bağlamında oturulup çalışılacak, bunun somut karşılığı nedir? 13 Yıldır iktidarda olan bir partinin öyle bir muhteva ve deklarasyonla bağlayıcı bir şekilde ortaya çıkması ve bunu yeniden bütün bunları teyit ediyor olması çok değerli bir şeydir. Muhalefet partileri bunu yapamıyor ve sen 13 yıldır iktidardasın bunu yapabiliyorsun. Ben üç fazlasını vereceğim, iki fazlasını vereceğim, bu basitliğe indirgenmiş bir şey değil. Burada Türkiye'nin geleceğini kuracak bir kavramsal çerçeve var, ilkesel bir duruş var" dedi.



Sen silah zoruyla silahın gücüyle oy alıyorsun


Çözüm süreci kapsamında PKK'nın çok kısa vadede silah bırakmasının mümkün görünmediğini belirten Akdoğan "O diğeri hepimizin eleştirmesi gereken bir durumdur, yani sen teröriste buluşma şöleni yapıyorsun. Silahlı gruplarla buluşuyorsun ve onlar silah üzerinden propaganda yapıyorlar. Yani silahtan medet uman bir yaklaşım, silahın gölgesinde seçime girmek, bir defa bu demokrasiye uymamak demektir. Sen şimdi oy aldın Ağrı'dan. Şaibe karışır. Sen silah zoruyla silahın gücüyle oy alıyorsun. Bu HDP'nin oylarına gölge düşürecek, şaibe karıştıracak bir şeydir. Kendisinin bundan uzak durması lazım. Dun ben onun için söyledim. HDP'nin burda çağrı yapması lazım. Arkadaş beni şey yapmayın, krıminalize etmeyin demesi lazım. İllegelite silahlı adamların ortalıkta dolaşması buna ulaştıkça HDP örgüt partisi durumuna düşer, inandırıcılıkları da kalmaz, batıda oluşturmaya çalıştıkları imajları da yerle bir olur. Bu kendi aleyhlerine olan bir şey. Yani burda demokrasiyle silah arasında, biri beyaz biri siyah, bunlar ortada koyu gri bir yer üretmeye çalışıyorlar. Yani içiçe geçmiş, bir şekilde illegaliteye de şey yapmış. Devlet buraya temas etmesin, bunu kanıksatmaya çalışıyorlar. Devlet niye temas etmeyecek arkadaş. Hür iradesiyle vatandaş oy kullansın diye devlet orada tedbir almak zorunda. Senin adamların silahlarıyla orada dolaşacak istediklerini yapacak devlet de karışmayacak. Ve bu normal olacak devlet karışırsa provakosyon yapmış olacak. Senin o adamları orda dolaştırman da provakosyon yapmaktır, bunun bence net görülmesi lazımdır. Sen doğuda baskıyla oy alacaksın batıda da demokrasi havarisi geçineceksin.



Onun için dedim ben bu sürdürülemez bir şeydi zaten. Bu bir sahtekarlık bunu götüremezsin. Şimdi batıdaki insan farklı sebeplerle Ak Parti düşmanlığı Tayyip Erdoğan düşmanlığı ile bir şekilde hükümet gitsin diye HDP ye oy verme eğiliminde olan vatandaş bunu nasıl içine sindirecek. Yani bunu görse bilse öyle davranır mı? Çiçek çocuk muamelesi yapılabilir mi oradaki insana" ifadelerini kullandı.



11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün açıklamalarının sorulması üzerine Akdoğan "Şimdi ben içe dönük tartışmalar polemikler vesaireler. Bunları yapmıyorum ve bunun da partiye fayda getirmeyeceğini düşünüyorum. Abdullah beyin sözlerini yorumlamak bizim haddimiz de değil. O kendi bağlamında ne söylerse söyler, herkes de, kamuoyu da bunu takdir eder" cevabını verdi.



#Yalçın Akdoğan
#ak parti
#çözüm süreci
#sözde Ermeni soykırımı
9 yıl önce