|

Başbakan 'Zaloğlu' değildir

Hüseyin Çelik, İmralı'da Abdullah Öcalan ile MİT arasındaki görüşmelerde tek amacın, terör örgütüne silah bıraktırmak olduğunu söyledi. AK Parti bu taşın altına elini değil gövdesini koymuş olduğunu söyleyen Çelik "Zaman zaman başbakan isterse bitirebilir deniyor. Başbakan Zaloğlu Rüstem, He-Man değildir" diye konuştu.

Cihan
00:00 - 4/01/2013 Cuma
Güncelleme: 19:27 - 4/01/2013 Cuma
Yeni Şafak
Başbakan 'Zaloğlu' değildir
Başbakan 'Zaloğlu' değildir

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, İmralı'da Abdullah Öcalan ile MİT arasındaki görüşmelerde tek amacın, silahların susması değil, terör örgütüne silah bıraktırmak olduğunu söyledi. AK Parti ve hükümetin terörle mücadeleden vazgeçmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Çelik, "Biz terörü Türkiye'nin gündeminden çıkarmaya kararlıyız. Bunu siyasetimizin varlık sebeplerinden biri olarak görüyoruz. Farklı yöntemlere başvurmamız bundandır." dedi.

Görüşmeler konusunda ne çok iyimser ne de çok kötümser olunmaması gerektiğini söyleyen Çelik, "Büyük problemler hokus pokus yöntemiyle değnek vurmayla boyacı küpüne batırmak gibi yöntemlerle bitmez. Bu tecrübeyle yaşayan ülkeler malumunuzdur." değerlendirmesinde bulundu.

Hüseyin Çelik, bugün gerçekleşen ilk Merkez Yürütme Kurulu toplantısı devam ettiği sıralarda basın toplantısı düzenledi. Çelik, yılın ilk MYK toplantısının gündeminin kabarık olduğunu söyledi.

Toplantıda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İmralı'ya ziyaret konusunda MYK'yı bilgilendirdiğini belirten Çelik, şöyle devam etti: "Ben de bu bilgiler çerçevesinde bu vesileyle kamuoyunu bilgilendirmek istiyorum. Adı geçen iki milletvekilinin müraacatı üzerine Adalet Bakanlığı gerekli değerlendirmeleri yapmış ve iki milletvekilinin İmralı'da tutuklu bulunan Öcalan'la görüşmelerine müsaade edilmiştir. Onlar da görüşmelerini yapıp geri dönmüşlerdir. Başbakan zaten devletin yetkili organlarının İmralı ile görüşmeler yaptığını söylediğini biliyorsunuz. Bu devlet adına devletin görevlendirilmesiyle yapılmış bir görüşme değil. Öteden beri BDP vekillerinin Öcalan'ı ziyaret etme talebi hep vardı. Adalet Bakanlığı bir değerlendirme yapıp milletvekillerinini bir gitmesinde mahsur görmemiştir."

"SİLAHLI MÜCADELE BIRAKILMAMIŞTIR"

Terörün 1984'ten beri Türkiye'de bir yangın olduğunu ifade eden Çelik,"Bu yangın canları, camları, malı yakıyor, kaynaklarımız heba ediyor. Annelerin ağlamasına neden oluyor. Biz de çocuklarımızın genç yaşlarda toprağa düşmesinden muztarip oluyoruz. Bu acıları yüreklerimizde yaşıyoruz. İktidar olarak bu yangını söndürmek istiyoruz. Buna çalışırken şüphesiz terör örgütü ile bir silahlı mücadele, fiili mücadele, güç mücadelesi vardır. Vatandaşların bunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Bu ülkede terör örgütü var oldukça silahlı teröristler saldırgan konumlarını sürdürdükçe ellerinde silahla Türkiye'ye saldırmak üzere mevcudiyetlerini sürdürdükçe, silahlı mücadele terörle kararlı mücadele devam edecektir. Hiçbir şekilde terörle de teröristlerle de mücadele kesinlikle bir tarafa bırakılmamıştır, bırakılmayacaktır." ifadelerini kullandı.

Devletlerin soft power (yumuşak güç) ve hard power (sert güç) olmak üzere iki gücünden bahsedilebileceğini kaydeden Çelik, 'Şimdi üçüncü bir güçten bahsetmek mümkün; smart power. Yani akıllı güç. Sert gücü de yumuşak gücü de kullanırken de şüphesiz aklınızın rehber olması lazım, aksi takdirde kaybedersiniz. Aklın rehberliğinde yapılmamış bir terörle mücadele sonuca ulaşamaz. Duygularınızı aklın önüne geçirirseniz kendinizi de yönettiğiniz kitleyi de felakete sürüklersiniz.' değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin üniter yapısı konusunda herkes kadar hassas olduklarının altını çizen AK Parti sözcüsü, "Türkiye'nin üniter yapısını hiç kimse ile müzakere konusu yapmayız, bundan taviz vermeyiz, görüşme konusu yapamayız. Tartışma zemini olarak da kimseyle konuşmayız. Bütün bunlar olup biterken bu yangına bir kova dökmek isteyen herkese 'buyurun suyu dökün' diyoruz. Bu Müslüman olabilir gayrimüslim olabilir, Sünni olabilir Alevi olabilir, Kürt olabilir Türk olabilir, ateist olabilir. Olsun ama yeter ki çocuklarımız ölmesin. Bu ülkede sevgileri büyütelim nefretleri büyütmeyelim. Genetik düşmanlıklar kinler büyümesin. Bütün derdimiz budur." diye konuştu.

"BDP KENDİNİ SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN VESAYETİNDEN KURTARABİLİRSE..."

Çelik, İmralı ile görüşmeler konusunda ise şunları aktardı: 'Öcalan ile istihbarat görüşüyor, iki BDP milletvekili Öcalan'la görüştü. Dolayısıyla AK Parti terörle mücadeleden vazgeçti şeklindeki tezi gerçekle zerre kadar bağdaşmayan bir tezdir. Hele hele bunu sözlüklerinde ihanetten başka kelime olmayanlar söylüyorsa bu ciddiye alınacak bir şey değildir. Tek amaç terör örgütüne silah bıraktırmaktır, silahların susması değil. BDP-PKK çevreleri de tek taraflı silahlı bırakma olmaz güvenlik güçleri de silah bıraksın diyorlar. Yangın olmasa da itfaiye vardır. Yangın yoksa da da sadece keyif için itfaiyeciler harekete geçmezler. Bir yerde yangın varsa itfaiye söndürür, terör faaliyeti varsa güvenlik güçleri onun üzerine gider, halkını korumakla mükelleftir, varlık sebebi budur. Dolayısıyla Öcalan'la görüştü Ahmet'le Mehmet'le görüştü, terör örgütü silah bıraktırılmaya çalışılır. Gayret budur. Onlar bıraktıktan sonra asker de bırakacak mı. Bu soruyu nerede sorarsanız sorun size abesle iştigal ediyorsunuz derler. TSK silah bırakacak mı, hiç yangın olmasa da itfaiye teşkilatı yangın olma ihtimaline karşı teyakkuzda olmalıdır. Terör hepimizi yakan bir yangındır. Bu yangını söndürmeye kim katkıda bulunursa müteşekkir oluruz."

Çelik, müzakereler konusunda ise "Müzakere kiminle yapılıyor, kiminle yapılacak? Şu yanılgı içine düşmeyelim. Başbakan zaman zaman BDP ile müzakere ederiz derken 'BDP masanın bir tarafında oturacak hükümet öbür tarafında oturacak. BDP Kürtlerin yegane temsilcisi onlar hakkında söz söyleme sahip yegane otorite olarak oturacak. Kürt halkımızın haklarını BDP ile konuşacağız.' Böyle bir şey söz konusu değil. Bu eşyanın tabiatına aykırı. Siyaset kurumu bu işte muhataptır ama CHP de MHP de muhataptır. BDP de TBMM'de grubu olan bir siyasi parti olarak 'bu taşın altına ben de elimi koymak istiyorum barış sürecine katkıda bulunmak istiyorum fitnenin bitmesini istiyorum elimi taşın altına koyuyorum' dediği zaman biz her zaman BDP'ye eyvallah deriz. Hala çok geç değil. BDP kendini silahlı terör örgütünün vesayetinden kurtarabilirse Türkiye'nin barışına katkıda bulunabilir. Hala böyle bir şans var." dedi.

"BAŞBAKAN HE-MAN DEĞİLDİR"

Hüseyin Çelik, şöyle devam etti: "AK Parti bu taşın altına elini değil gövdesini koymuştur. Efendim zaman zaman başbakan isterse bitirebilir deniyor. Başbakan demokratik bir ülkenin başbakanıdır, bir monarş değil. Fermanımdır diyerek başbakan bir mesele çözmez, çözemez. Bu tür vasıfları başbakana izafe edenler zaman zaman başbakanı otoriter olmakla diktatör olmakla suçlayan çevrelerin hangisidir? Bu sözün altında 'demek ki başbakan istemiyor ki çözülmüyor' vardır. En çok BDP'liler kullanıyor. Başbakan Zaloğlu Rüstem, He-Man değildir. Başbakan iyi niyetiyle daha partisini günden bu yana AK Parti'nin programını okuyor. Bu mesele Türkiye'nin gündeminden çıkmamıştır, programda yazan şeyler harfiyen hayata geçmiştir. Ama iyi niyetlerimiz, iyi niyet yaklaşımlarımız özellikle Kürt vatandaşlarımızın kendilerini bu ülkenin birinci sınıf hür ve eşit vatandaşları olarak hissetmeleri için geçmişteki bütün yanlışlıkları kenara atmamıza rağmen maalesef özellikle bu çevrede terörün bitmesini istemeyen çevreler saldırmaya hem de AK Parti'ye en acımazsız şekilde saldırmaya devam ediyorlar."

Terörü Türkiye'nin gündeminden çıkarmaya kararlı olduklarını vurgulayan Çelik, "Ama bugün olur başka bir gün olur uzun vadede mi orta vadede mi olur? Ama biz siyasetimizin varlık sebeplerinden biri olarak görüyoruz. Vatandaşa anketlerde sorduğumuz zaman en önemli sorun olarak terör bir numara çıkıyor. Eskiden ekonomi çıkıyordu, işsizlik çıkıyordu. Vatandaş terörün bitmesini istiyor. Farklı yöntemlere başvurmalarımız bundandır. Biz Türkiye'nin birliğini bütünlüğünü 75 milyonun bir ve bütün olmasını hiç kimseyle müzakere konusu yapmayız. Teröristle ve terörle mücadele konusunda en ufak bir gevşeme söz konusu değildir. Terörün şehir yapılanması ile ile ilgili olarak yapılan faaliyetler terörü destek anlamına geliyorsa bu da ülkenin özellikle güvenlik güçlerinin takibindedir. Bu ülkeni kurumları üzerine düşeni yapıyor olacaktır." diye konuştu.


11 yıl önce