AFRİKA ÜLKELERİNİ ÜÇ-BEŞ TERÖRİSTE BIRAKMAYIZ
Siz Mogadişu’ya gitmeden önce bir bombalı saldırı oldu… Burada üçüncü bir devletten bahsediliyor…
Bizim bu gidişimize yönelik böyle bir eylemin önceden tasarlanmış olması veya yapılmış olması tahminlerimin dışında bir şey. Ben ülkemde terörün en yoğun olduğu zamanlarda ülkenin her yerine gittik. Bu gidişleri sürdürdük, yine sürdüreceğiz. Bu insanlar da bizim, üç beş teröristten dolayı oraları bırakacak değiliz. İnanıyorum ki bir gün hepsi doğruyu görecekler.
Mogadişu’daki size yönelik. Neden böyle bir örgüt sizi hedef alıyor?
O şekilde düşünmek istemiyorum. Velev ki öyle bir düşünce varsa, bunun insani, vicdani, İslami bakış açısıyla ilgisi yok. Biz niçin gidiyoruz Somali’ye? Somali halkına verdiğimiz hizmetlerin açılışlarını yapmak üzere gidiyoruz. Bundan sonra da yapacağımız yatırımların müjdesini vermek için gidiyoruz. Eğer bu insanlar Somali’yi seviyorsa, Somali halkını seviyorsa, bizim gelişimize tam aksine çok daha olumlu yaklaşmaları lazım. Bizim buradaki tavrımız, buradaki duruşumuz inanıyorum ki hem Somali halkına hem de onlara ciddi birer mesaj olmuştur. Sokak aralarını filan gördüyseniz, ister istemez Somali yönetimi de çok ciddi tedbirler aldı. Cumhurbaşkanı da onu söylüyor; ‘Ben böyle bir sorumluluğu taşıyamam. Bundan dolayı alınması gereken tedbirleri en ciddi şekilde aldık. Yoksa şu anda 1 milyon insan sokaklara dökülür, hastaneye kadar sizinle beraber yürürdü. Burada size karşı böylesine büyük muhabbet var’ diyor.
GEREĞİ NEYSE YAPILACAK
Etiyopya’da ‘Paralel Yapı’nın buradaki okulları kapatılsın, okulları Milli Eğitim açacak..’ dediniz. Bu konuda dünya çapında nasıl gelişmeler var?
Konu ile ilgili, biliyorsunuz her gittiğimiz yerde devlet başkanları ile ben görüşüyorum, görüşmeye de devam edeceğim. Kalkıp kendi ülkesinin hükümetini, o ülkelerin hükümetlerine veya parlamenterlerine olumsuz şekilde şikayet eden anlayışa karşı biz gereği neyse yapacağız. Somali’de de aynı görüşmeleri yaptık. Buradan da olumlu neticeler aldım. Etiyopya’dan da olumlu netice aldık. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığımızın çalışmaları zaten devam ediyor. İstiyoruz ki, buradaki eğitim öğretim sistemleri bizim milli eğitim bakanlığımız tarafından yürütülsün, burada aksamalar olmasın ama bunlar da buraları bu tür girişimlerle kirletmesin.
Suriye politikası ve çözüm süreci...
Biz yeni bir Irak olsun istemiyoruz. Nedir bu? Kuzey Irak.. Şimdi de Kuzey Suriye doğsun! Bunu kabullenmemiz mümkün değil. Burada Türkiye olarak üzerimizdeki yükün ağır olduğunun bilincindeyim, biz buradaki duruşumuzu korumak zorundayız. Aksi takdirde Kuzey Irak’tan sonra burada da bir Kuzey Suriye. Bu oluşumlar gelecekte büyük sıkıntılara yol açacaktır. Bir de şu boyut da var, yani Afrin, Kobani, Kamışlı, bu şeritte böyle bir düzenlemenin yapılması da manidardır.
MİLLETİN KARARI ESAS ALINIR
Selahattin Demirtaş’ın “baraj nedeni ile “Meclis’e giremezsek çözüm süreci için iyi olmaz, gerisini devlet düşünsün” diyor, bu konuda konuda düşünceleriniz neler?
Bir siyasi partinin eş başkanı durumunda olan bir kişinin bu tür bir açıklama yapmasının hiçbir siyasi edebe sığması mümkün değildir. Böyle bir yaklaşım tarzı olamaz. Cözüm sürecinin akamete uğrayıp uğramamasının kararını sen mi vereceksin! Çözüm sürecinin akamete uğrayıp uğramayacağının kararını millet verecektir. Eğer seni yüzde 10’un altında bırakacaksa millet ne demiştir; “Çözüm sürecinden memnunuz, siz yolunuza aynı kararlılıkla devam edin.” Ben bu sonuçtan bunu anlarım.
HDP seçime parti olarak girer, barajı aşamazsa siyasi muhatap olma imkanını kaybetmiş olur mu?
Parlamento’da olduğu zaman siyasette muhatap olmak başkadır, Parlamento dışında olduğu zaman muhatap olmak başkadır. Hükümet STK’larla görüşmeler yapıyor değil mi? Onların da varsa bir STK’sı, istediği zaman davet edip görüşebilir. Hiçbir zaman da kalkıp “Biz Parlamento dışındayız ama istediğimiz zaman yine masada oluruz” diye bir şart da koşamazlar. Çünkü STK’ların yapısında bu olamaz, STK’ların kanaatlerinden istifade etme hakkı hükümete aittir. Gerektiğinde bu görüşmeleri yapabilir.
PARLAMENTO NOKTALADI
Meclis’in Yüce Divan konusundaki kararını nasıl yorumluyorsunuz?
* Parlamento’da bir komisyon kurulması teklifi gündeme geldiğinde, bu konuda çok rahat olduğum için arkadaşlarıma hiç çekinmeden soruşturma komisyonunu kurabileceğimizi söyledim. Bizim bir çekincemiz olsa, komisyonu kurmayabilirdik, orada engelleyebilirdik. Engellediğimiz zaman da kimsenin bize niye bunu engelledin deme hakkı yoktu. Süreç devam etti. Komisyon raporunu hazırladı. Ne dedi? “Yüce Divan’a gönderilmesine gerek yoktur.” Parlamento’da da netice iktidarın istediği istikamette çıktı. Efendim, niye iktidar partisinden bu kadar fire var, şu var bu var ifadeleri gündeme geldi. Bir defa bu ifadeleri kullanmak bana göre çok çirkin. Bir taraftan milli iradeye saygılı olun diyeceksin, öbür tarafta milli iradenin kararına karşı kalkacak bunları söyleyeceksin. ‘İktidar niçin bu sayıda kaldı?’ deme hakkı yok ki. Sen niye 276’yı bulamadın… Sen bunu sorgula. Demek ki iktidar burada kenetlendi ve bu işe prim vermedi. Diyorlar ki; Yüce Divan’a güvenmiyor musunuz? Peki siz ilk derece mahkemelerin verdiği karara güvenmiyor musunuz? İlk derece mahkeme kararını verdi, takipsizlik dedi ve hükümet buna rağmen komisyon kurulmasını temin etti. Milli irade de Parlamento da Yüce Divan’a gitmesine gerek görmedi ve orada işi noktaladı. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyorum ve çıkan karara da saygı duyuyorum.