M. Şekûr ile kaldığımız yerden yola devam…
“Geleneğin, tasavvuf âeminin tümüyle tarihe karıştığının, evliyaların, tarikatların masaldan ibaret sanıldığı bir çağda, çağdaş materyalizmin ve modern tüketim zihniyetinin doruğunu temsil eden bir toplumda, akıllara durgunluk veren inanılmaz bir güzelliktir zuhur eden. Gelenek tüm ihtişamıyla -pirleri, tekkeleri, şeyhleri, dervişleri, zikir meclisleriyle- gelir, yetişir ve mana âleminden bütünüyle kopmuş modern insana, olanca kapsayıcılığıyla el koyar. Gelenek, ezelden ebede değişmez cevheriyle,