|
Bosna Hersek’te kurulan Soykırım Müzesi’ne bizim de katkımız olmalı
“Türkiye Türklerindir” sözü ilk bakışta romantik vatanseverlere şirin gelebilir. Fakat bu söz aynı zamanda bazılarını otomatik olarak dışlamaktadır ve bu yüzden sakıncalıdır.

Irk temelli bir vatanseverlik anlayışı geliştirince, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Boşnağı ve diğerlerini bir kalemde dışlamış olursunuz.

Bir anlamı daha var o sözün.

Türkiye dışındakilerle ilgilenmeyelim, onlarla meşgul olmayalım, dertleriyle dertlenmeyelim gibi.

Hâlbuki Doğu Türkistan'dan Kırım'a, Batı Trakya'dan Filistin'e, Kıbrıs'tan Bosna Hersek'e kadar çok geniş bir coğrafyadaki kardeşlerimizin gözü kulağı burada.

Türkiye'de esen rüzgârların onları da kimi zaman doğrudan, kimi zaman dolaylı etkilediğini gayet iyi biliyoruz.

*

Kültür Ajanda Dergisi Bosna için özel sayı hazırladı. Büyük bir ekiple on gün süren Bosna Hersek ziyareti boyunca siyasetçilerden sivil toplum kuruluşlarına, esnaftan öğrencilere, üniversitelerden diplomatlara kadar geniş bir kesimle görüşmeler yapıldı.

Neticede ortaya 472 sayfalık koca bir Derin Bosna özel sayısı çıktı.

Bendeniz de o ekipteydim ve “Kerkük'ten Bosna'ya kadar: Evlerinin Önü” başlıklı bir yazı yazdım. Bir de röportajım yer aldı o sayıda.

Bosna'da kurulmakta olan Soykırım Müzesi ile ilgili olarak o çalışmanın başındaki isim Alvid Hubiyar ile konuştuk.

*

Malumunuz, 90'lı yılların başında Bosna'da bir savaş oldu. Adaletsiz bir savaş. Silahsız Boşnaklara bir yandan Sırplar, bir yandan Hırvatlar saldırdı. Avrupa'nın ortasında Müslüman bir devlet istemiyorlardı. Onların elinde yıkılmış Yugoslavya'nın ordusundan kalma silahlar vardı. İlave yardım da aldılar. Maksat, bütün Boşnakları yok etmekti. Olmadı. Boşnaklar direndi. Başlarında Aliya İzzetbegoviç gibi bir komutan vardı.

Sırpların düşmanlığı vahşete dönüştü. Vahşetleri katliama. Nihayet soykırımda karar kıldılar.

O toprakların hepsine sahip olmak istiyor, bir tane bile Müslüman yaşamasına tahammül edemiyorlardı. Değil ki devlet…

Dünyanın gözü önünde soykırım yapıldı. Belgelendi. Tarihe geçti. Kayıtlar ortada. Ancak bunun zaman içinde unutulmaması gerekiyor. Yarınki nesillerin, olup bitenlerden habersiz kalması, gelecekte tarihin tekerrür edeceğini gösterir.

Bu yüzden Boşnaklar bir Soykırım Müzesi kurma hazırlığında. Şahitlerin ölmesiyle, her şeyin son bulmasına razı değiller. Belge ve bilgi topluyorlar. Uzun soluklu bir iş bu. Kararlılıkla yürütülen, maddi zorluklara rağmen mutlaka başarılı olunması gereken bir süreç.

Türkiye'nin de bu işe katkıda bulunması gerektiği aşikâr. Dünyanın her tarafında ciddi hizmetlerde bulunan TİKA'nın bigâne kalmayacağını düşünüyor Bosnalı Müslümanlar.

*

Başta Balkanlar olmak üzere bütün dünyaya ibret olacak bu müzenin bir an önce açılması dünya barışı açısından da önem arz ediyor.

“TİKA'nın gitmediği tek yer kaldı, herhalde o da Antarktika” diye düşünüyordum ki geçenlerde rastladığım bir haber, orada da Türkiye adına faaliyete başlandığını anlatıyordu.

Bir üs kurulacak ve bilimsel araştırmalar yapılacak. Türkiye adına Antarktika'da bu faaliyeti yürütecek olan kurumun adı farklı olsa da ben bu işin de içinde TİKA'nın olduğunu düşündüysem, sadece isim benzerliğine bağlamak gerekir.

Bosna'ya ilgi duyanlara Kültür Ajanda'nın Derin Bosna özel sayısını önemle tavsiye ediyorum.
#Kültür Ajanda Dergisi
#bosna
#soykırım müzesi
#srebrenits
#Aliya İzzetbegoviç
٪d سنوات قبل
Bosna Hersek’te kurulan Soykırım Müzesi’ne bizim de katkımız olmalı
Yaşama Sanatı ve Sinema
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..