|
Parti liderlerinin gittiği kahvehanede yaşananlar
Seçim bitti, kavga yeni başladı. Kıyasıya pazarlık sürecindeyiz.

Hükümet kuracaklara Allah kolaylık versin; vatana millete hayır getirecek bir sonuç çıksın.

Seçim kampanyası boyunca meydanlar şenlenmişti.

Siyasetçiler, yalnızca meydanlarda değil, yolda belde kimi gördülerse oy istediler.

Taksi duraklarına uğradılar, esnaf ziyareti yaptılar, beraber fotoğraf çektirip sohbet ettiler.

Kahvehanelere giden siyasetçilerin başından ne olaylar geçti, neler yaşandı biliyor musunuz?

*

Başbakan Ahmet Davutoğlu da gitmiş kahvehanenin birine.

Kalabalık heyetle birlikte gittiği kahvehanede şöyle seslenmiş:

“Bize çay verir misiniz?”

Kahveci “Baş üstüne” deyip çayları hazırlamak üzere harekete geçerken, Davutoğlu bir daha seslenmiş:

“Hepimize çay verecek misin?”

“Evet…”

“Verecek misin?”

“Evet…”

“Söz mü?”

“Söz…”

“Söz mü?”

“Söz…”

“Haydi bakalım, bekliyoruz hayırlısıyla.”

*

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da gitmiş aynı kahvehaneye.

Onun da etrafı kalabalık.

Elinde bir kâğıt.

Kahveciye çay sipariş ederken, elindeki kâğıdı uzatmış.

“Bu nedir beyim?”

“Noter belgesi. İçtikten sonra çay paralarını ödeyeceğime dair noter tasdikli taahhütname getirdim.”

Kahveci şaşkın bakışlarla ne diyeceğini düşünürken, Kılıçdaroğlu bir isteğini daha söylemiş.

“Yalnız, sen önce kahvedeki şu fakir Suriyelileri bir dışarı çıkar bakalım…”

*

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de yolu düşmüş oraya.

Çaylar içilmiş, sohbet edilmiş.

Gayet tabii içeridekilerden ve kahve önünde biriken kalabalıktan oy istenmiş.

Dışarı çıkarken bir yandan Bahçeli, bir yandan yardımcılarından biri, kahvecinin koluna girmişler.

Adamcağız fena halde şaşırmış.

“Nedir, ne oluyor” demeye kalmadan Bahçeli sert bir ifadeyle bağırmış:

“Bizimle yürü kahveci…”

Aynı anda boşta kalan kolunu da havaya doğru sallamış. (Sertçe.)

*

Ne talihli bir kahvehaneymiş orası.

Uğramayan kalmamış.

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da gitmiş diğer liderlerin ardından.

Onun da sıkıntısı aynı.

Daha çok kişiyi ikna etmek, daha çok kişiden oy almak.

Çaylar içilmiş, konuşmalar zılgıtlara karışmış…

Sıra hesaba geldiğinde, kahveciye kibarca bir uyarı yapılmış.

“Aklını başına devşir kahveci. Bizden çay kahve parası istersen, buranın altı üstüne gelir. Durup dururken iç savaş çıkar sonra da meskenimiz dağlar olur.”

*

Kahveci garibim ne yapsın…

İşi sanki çay demleyip satmak değil, ondan ziyade şaşkınlık yaşamak…

Milletvekili adaylarından biri (galiba genç bir hanım) kalabalık içindeki vatandaşlardan birini gözüne kestirmiş, ona doğru sert sert bakıyor.

Çağırmış kahveciyi ve uyarmış:

“Şu uzakta duran korucu kılıklı adama söyle, bu tarafa fazla yaklaşmasın. Hatta hemen buradan çekip gitsin. Hayır, çekip gitmesin, defolup gitsin. Yoksa üzerine Keleş namlusu doğrulturuz.”

*

Seçime giren diğer partiler ve bağımsız adaylarla da ilgili pek çok renkli hadise var aynı kahvehanede yaşanan.

Fakat hem onlar Meclis'e giremedi, hem de bizim yerimiz bitti.

Bugünlük bu kadar.

Kalın sağlıcakla, ince sollucakla.
#Selahattin Demirtaş
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Davutoğlu
9 yıl önce
Parti liderlerinin gittiği kahvehanede yaşananlar
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi
Gölge oyunu...