|
Seçimin sonuçları
Önceki gün, siyasi partiler üzerinden seçmen davranışını analiz etmiş; Türklerin ve Kürtlerin hangi saiklerle MHP ve HDP'ye kaydığını değerlendirmiştim.

Halihazırda çok sayıda koalisyon olasılığından sözediliyor, ancak önce seçim sonuçlarının yol açtıklarına değinmek lüzum ediyor. Değinelim:

1-KAZANIMLARIN KIRILGANLIĞI:

AK Parti döneminde elde edilen kazanımların, 90 yıllık bir geleneksel refleks karşısında ne derece kırılgan, nasıl da korunmasız olduğu görüldü. Seçim günü HDP'li bir müşahitin çarşafını çıkarması için taciz ettiği kadınla karakolluk oluşu bir detay gibi gözükebilir, ama AK Parti'nin yaptığı her şeyin yıkılması konusunda ısrarlı olan iradenin sıkıştırıldığı delikten başını çıkartabileceği ortaya çıktı. Daha dün, Mimarlar Odası'nın açtığı dava sonucunda 3. Köprü'nün bağlantı yollarının yapımının durdurulması sözgelimi; oy üstünlüğüne sahip olmasa da, AK Parti'nin oy kaybetmesini moral üstünlüğe tahvil etmiş olanların siyasal ve sosyal atmosferi birkaç gün içinde etkilemeye başladığına örnek oldu.

2-ULUSLAŞMA DENEMESİNİN SONU:

Bugüne dek Güneydoğu'da HDP ya da O'nun muadilleriyle yarışabilen, bölgede Kürt kimliği taşımadığı halde varolabilen sadece AK Parti'ydi. Her ne kadar “Türkiyelilleşmek” deyimini en çok Selahattin Demirtaş kullanmış olsa da, O'nunki etnik siyasetini kitlelere taşımak için kullanışlı bir argüman üretmekten ibaretti. Zira, Türkiyelileşmeyi sağlayan, Kürdünden Türküne, Çerkesinden Lazına bütün etnik kimliklerle kesişim kümesi kurabilen AK Parti'ydi ve gelinen noktada Kürtlerin AK Parti'ye şimdiye kadar verdiği oyların, bağlılık duygusu içermeyen, konjonktürel destekler olduğu ortaya çıktı. AK Parti bölgeden silindi. Bu sonuçlar Cumhuriyet tarihiyle yaşıt olan uluslaşma çabalarının, iflasını değilse bile, şimdiye kadar olan denemelerdeki başarısızlığını simgeledi.

3-ÇÖZÜM SÜRECİ VE UMUTSUZLUK:

Gelinen noktada, AK Parti seçmeni olan ya da AK Parti'nin tek başına iktidarda olması gerektiğine inanan Türkler; oylarının HDP'ye akıtan Kürtleri “nankörlükle” suçluyor; Kürtler ise çözüm sürecini başlatan Erdoğan'ı ve AK Parti hükümetlerini eleştirmeye devam ederek sokaklarda kutlamalar yapıyor. Manzaraya bakıldığında, barış imkanı ile reel toplumsal hayat arasındaki makasın, seçim öncesine kıyasla daha çok açılmış olduğu gözüküyor.

Üstelik Demirtaş, dün silah bırakma çağrısı için İmralı'yı adres gösterdi. Öcalan, geçtiğimiz Mart ayında zaten PKK'ya silah bırakma çağrısı yapmıştı. Sonuç, silah bırakma olmadığı gibi, Güneydoğu'da seçim süresince vatandaşların HDP'ye oy vermesi yolunda baskı ve yıldırma unsuruna dönüştü. HDP'nin yüzde 13 gibi ciddi bir temsiliyet elde etmişken bile açıktan İmralı'yı örtük olarak Kandil'i adres göstermesi, “siyaset yapacak, karar alabilecek durumda değilseniz TBMM'de ne yapıyorsunuz?” sorusunu doğurduğu gibi, İmralı ve Kandil'in iyi polis-kötü polisi oynadığının artık herkesçe biliniyor olması, çözüm süreci konusundaki umutları kırdı. Çözüm süreci, toplumsal ve siyasal zeminde irtifa kaybetti. Sürekli zikzaklı açıklamaların yapılması ve bunca çabaya rağmen neredeyse hiç yol alınamaması süreci yöneten AK Parti kadrolarının umudunu tüketti.

4- MESELE DİKTATÖRLÜK DEĞİL HALA ANLAMADIN MI?:

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşurken Hürriyet'in “3 Gün 22 Saat Sonra Konuşuyor” ve Cumhuriyet'in “Huzur 98 Saat Sürdü” başlıklarını atması, seçimin hemen ardından İsrail'den, Şimon Peres'ten, Haaretz'den, Independent'tan, New York Times, Guardian ve benzerlerinden aynı anda gelen sevinç sesleri, meselenin diktatörlük olmadığını bir kez daha ortaya koydu.

5-PARALEL OMURGASIZLIK:

Şırnak'ta polis ve asker lojmanlarından HDP çıktı. Erdoğan'la başlattıkları kavganın ana ekseni çözüm süreci olan, KCK operasyonlarıyla yüzlerce Kürdü içeri tıkan paralellerin neden solucanımsı kemiksiz omurgasızlar ve neden ilkesiz oportunistler oldukları yine yeni yeniden tescillendi. Bu yapının neden sadece Erdoğan ya da AK Parti için değil, bu ülkedeki bütün kesimler için tehlike potansiyeli taşıyacağı de son örnekle belirlenmiş oldu.
#Erdoğan
#ak parti
#imralı
#hdp
9 yıl önce
Seçimin sonuçları
Yeni TÜSİAD yeni anayasa ve yeni milliyetçilik
“Batı Batı dedikleri”
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile