Çözüm sürecinin kritik bir aşamasında Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Diyarbakır ve Batman’dayız.
Çözüm süreci hangi aşamada diye sorarsanız kestirmeden yanıt vereyim?
“Serok Ahmet.”
AK Parti kongresinde Başbakan’a,”Serok Ahmet” (Başkan Ahmet) diye tezahürat yapıldı. Davutoğlu da “Serok Ahmet diyorlar, sağ olun” diye karşılık verdi.
90 yıllarda Güneydoğu’da Nevruz eylemlerini izlemiş, bir gazeteci olarak söyleyeyim ki bunlar birkaç yıl öncesine göre hayal bile edilemezdi. Düşünülmesi ise suçtu.
Bir zamanlan “Serok Apo” demek cesaret isteyen bir işti. Şimdi ise Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı için Diyarbakırlılar, “Serok Ahmet” diye slogan atıyorlar. Başbakan da aynı şekilde mukabele ediyordu.
Bir zamanlar Kürtçe kasetlerin en büyük suç delili sayıldığı Türkiye’den AK Parti kongresinde Başbakan’ın Kürtçe müzik eşliğinde karşılandığı Türkiye’ye geldik.
Şeyh Said’in asıldığı Türkiye’den Şeyh Said’in torunu Muhammed Akar’ın AK Parti İl Başkanı olduğu bir Türkiye’ye ulaştık.
Diyarbakır’a gelirken eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın anılarını okuyordum. Diyarbakır’da sıkıyönetimde görevli olduğu sırada Kürtçe yazılı bir eserle Kürtçe gramer kitabının bulunduğunu anlatıyor. “Oysa biz Kürt yok diye yetiştirilmiştik” diyor.
Sadece onlar Kürt yok diye yetiştirilmedi aynı zamanda bu ülkenin politikaları ret ve inkar üzerine kuruldu.
Büyük acılar yaşamamızın altında yatan en büyük neden buydu.
Diyarbakır’a indiğimizde pırıl pırıl bir hava vardı. Sokaklardan geçerken yol kenarına birikmiş olan Dilarbakırlılar sevgi gösterisinde bulunuyorlardı. Balkonlar, sokaklar ilgiliydi.
Salona girdiğimizde tam karşımızda Kürtçe bir afiş yer alıyordu?
“Denge Bıratiye Serokvezir Davutoğlu” yani “Kardeşliğin sesi Başbakan Davutoğlu.”
O sırada sanatçı Züleyha’nın güzel sesi ve nefis yorumuyla Kürtçe olarak seslendirdiği “Yiğit adam Ahmet Hoca” şarkısı çalmaya başladı. Tribünler hemen hareketlendi.
Başbakan eşi Sare hanımla birlikte salonu turlayıp partililerle selamlaştı. Tayyip bey de buna çok özen gösterirdi. Partililerle birebir temas. Zaten hem Diyarbakır’da hem Batman’da Başbakan yol boyunca bekleyenlerin yanında durdu çocuklara oyuncak dağıtıp, büyüklerle konuştu. Tayyip bey de böyle yapardı.
Başbakan kürsüye alkışlar ve zılgıtlar arasında çıktı. Diyarbakırlıları hem Türkçe hem de Kürtçe olarak selamladı.
“Hebuna ve habuna meye.”
Yani “Varlığınız varlığımızdır” dedi.
Güzel bir jest oldu. Davutoğlu’nun gırtlağı Kürtçe telaffuza uygun. “Keşke vaktim olsa da güzel Türkçemiz gibi güzel Kürtçemizi de öğrenebilseydim” dedi.
AK Parti coşkulu bir kongre yaptı Diyarbakır’da. Başbakan bu coşkuya karşılık veren ve kardeşliğimizin tarihi ve manevi kodlarını ortaya koyan nefis bir konuşma yaptı.
Çözüm sürecine çok güçlü bir vurgu yaptı.
Sürecin hem manevi ayaklarını ortaya koydu hem de çözüm perspektifini anlattı.
Davutoğlu çözüm sürecin üçayak üzerine oturttu.
1-Tarihdaşlık
2-Eşit vatandaşlık
3-Yeni Ortadoğu perspektifi...
Sadece Türkiye’de çözüm süreci değil, Arap’ın, Kürt’ün, Türk’ün birlikte inşa edeceği yeni Ortadoğu.
Başbakan konuşurken dikkat ettim. Konuşmasının içinde hem de en anlamlı bölümlerde olmak üzere tam 12 defa “Kurucu Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan” dedi. Davutoğlu, saygıyla ifade etti. Diyarbakırlılar ve Batmanlılar da Erdoğan ismi her söylendiğinde coşkuyla karşılık verdiler.
Davutoğlu da bunu karşılıksız bırakmadı. “Diyarbakır’dan Somali’ye selam olsun” diye seslendi.
Davutoğlu bir anısını paylaştı Diyarbakırlılarla.
“Cuma namazında Hazret-i Süleyman camiinde terlemiştim. Cebimde mendil ararken sağ tarağımdan birisi mendilini uzattı. Terimi sildim. Mendili iade etmek istedim. Bakanım ‘hiç kullanmamıştım’ dedi. Keşke sen de terini silseydin de terimiz karışsaydı.”
Davutoğlu’nun teri dün bölge halkıyla karıştı.
Seçim dönemi değildi ama seçimin ayak seslerinin duyulduğu bir sırada Diyarbakır ve Batman sokakları coşkulu bir şekilde karşıladı Davutoğlu’nu.
Diyarbakır’da zılgıtlarla, “Serok Ahmet” sloganları ile karşılandı. Batman’da ise,”Ümmetinoğlu Ahmet Davutoğlu” sloganları ile uğurlandı.
