|
Kahire Operası ve cuntacılar

Mısır"daki cunta yönetimi Kahire Büyükelçimiz Hüseyin Avni Botsalı"yı "istenmeyen adam" ilan etti. Cuntanın bu kararı Türkiye"nin meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi"nin askeri darbeyle azledilerek tutuklanmasına ve sonrasında gelişen olaylara karşı gösterdiği tepkinin bir sonucu. Biz de "mütekabiliyet(karşılıklılık)" ilkesine göre davranarak Mısır"ın Ankara Büyükelçisi Abdurrahman Selahaddin"i "istenmeyen adam" ilan ettik. Ankara ve Kahire arasındaki diplomatik ilişki ise "Maslahatgüzar" seviyesine indirildi.

Türkiye ile Mısır arasında yaşanan diplomatik gerginliğin ilk örneği değil bu olay. 1953 yılı sonlarında Mısır hükümeti Türkiye"nin Kahire Büyükelçisi Hulusi Fuad Tugay"ın da benzer bir gerekçeyle Mısır"dan ayrılmasını istemişti. Kendilerine "Hür Subaylar" adı veren cunta 1952"de Kral Faruk"u devirmişti. Tugay"ın Mısır"daki diplomatik misyon çevrelerinde darbe yönetimi aleyhinde konuşması sebebiyle şimşekleri üzerine çekmişti. Tugay"ın eşi Prenses Emine Hanım"ın Kral Faruk ile aynı hanedana mensup olması işin sadece tuzu biberiydi.

1953 Eylülü"nde cuntanın Propaganda Bakanı Salih Salem, yabancı bir devletin elçiliğinin darbe muhaliflerine destek sağladığını iddia etmişti. Arap gazetelerinde yer alan yorumlara göre diplomatik ilişkilerin yeniden gözden geçirileceği belirtilen bu devlet "Türkiye" idi. Cuntacılar Kral Faruk ve hanedanın mülklerine el koymuşlardı. Tugay"ın eşi de hanedan mensubu olduğu için bir takım kaba ve saygısız muamelere maruz kalmıştı. Büyükelçi Tugay gazetecilere demeçler vererek bu muameleleri eleştirmişti. Eleştirilere karşı "Ahbar El Yevm" gazetesi başyazarı Muhammed Hasaneyn Heykel, "Bu sefir gitmelidir" başlıklı bir makale yayımlamıştı. Olay giderek Türkiye aleyhinde şiddetli bir kampanyaya dönüşmüştü.

2 Ocak 1954 akşamı "Kahire Operası"nda Büyükelçi Tugay"ın cunta lideri Albay Cemal Abdülnasır"ın elini sıkmayarak, "Basını aleyhimize tahrik suretiyle yaptığınız hareket centilmenlik değildir, düşmanlıktır" mealinde sözler sarfetmesi meseleyi kızıştırmıştı. Akabinde cunta diplomatik teamüllere aykırı biçimde Tugay"ın Mısır"ı terketmesini istemişti. Tugay"ın sınır dışı edilmesi yerine Ankara tarafından geri çekilmesi hususunda mutabık kalınmasına rağmen cuntacılar gazetecilerle basın toplantısı yaparak Büyükelçi"nin kovulduğunu açıkladılar. Açıklama gazetelerde büyük manşetlerle yer aldı. Ankara ise Mısır"a sözkonusu uygulamaları şiddetle protesto eden bir nota verdi. Tugay"ın Mısır"dan ayrılırken bile diplomatik teamüllere aykırı biçimde taciz edilmesi bardağı taşırmıştı.

Karşılıklı notalaşmalar sonucunda 29 Mart 1954"de Ankara ve Kahire bir "ortak bildiri" yayımladı. Bildiride "Kahire Operası" ve devamında meydana gelen olaylara ilişkin olarak karşılıklı samimi üzüntüler belirtilmişti. Böylece aylarca süren gerginlik hali son bulmuştu. Bu olaya ilişkin detayları merak edenler merhum Büyükelçi Mahmut Dikerdem"in "Ortadoğu"da devrim yılları" kitabını okumalılar. "Tugay olayı" sırasında Dikerdem Büyükelçilik Başkatibi idi. Tugay"ın Mısır"dan ayrıldığı 5 Ocak 1954"ten 1955 Temmuzu"na kadar Türkiye"yi "Maslahatgüzar" olarak Dikerdem temsil etti. Kahire Büyükelçimiz Botsalı"dan Mısır"ı terketmesini isteyen bugünkü cuntacılar, Büyükelçi Fuad Tugay"ı "istenmeyen adam" ilan ederek Türkiye ile dalaşan dünkü cuntacıların yetiştirmeleridir.

10 yıl önce
Kahire Operası ve cuntacılar
‘Mutlaka döneceğiz’ ya da Nekbe’dir yaramızın adı
O güne geri dönmek
‘İletişim aklı’
Bir sen bir ben bir de aile
Deprem gerçeği, ekonomi güvenliği ve TOBB Genel Kurulu’ndan yansıyanlar