Maç öncesinde başlayan yağmur bile iki takımın tempolu oynama iştahını engelleyemedi. Bursaspor’un etkin sağ kenar hücum organizasyonunu çabuk Yusuf ile kesmek amacıyla bu futbolcuya sol şeridi teslim eden Ersun Yanal, Constant’ı ön liberoda değerlendirerek bir taşla iki kuş vurmanın hesabını yaptı.

Bu bölgedeki yoğunluğu Özer ve Mehmet ile üçüncü bölgeye taşımaya çalışan Yanal’ın bu hamsesine karşın özellikle savunma derinliği olmayan Trabzonspor’u aralara atılacak toplarla geçmeye çalışan Şenol Güneş’in Belluschi, Ozan ve Bekir ile önde hareketlenen forvet oyuncularıyla bağlantısı genel olarak başarılı olduysa da bunda en önemli etken Belkalem-Mustafa Akbaş ikilisinin kademe anlayışıydı. Savunmada yaşanan aksaklıkları orta alanda yapılan değişikliklerle kapatmaya çalışıp özellikle son yarım saatte tüm riskleri alan Trabzonspor’da Constant’ın bilinmezleri oynamasına rağmen Özer’in kenara gelmesi ilginçti.

Maçın geneline baktığımızda ilk çeyrekte öne geçen ve oyun kontrolünü eline alan Trabzonspor’un balans ayarını kaleci Fatih bozarken, penaltı golünün şoku atlatılmadan geriye düşüldü. İkinci golden sonra Trabzonspor’da da forma giyen Volkan Şen’in Trabzonspor tribününün önüne kadar gelmesi düşündürücüydü.

İlk yarının bitimine dakika kala Yusuf Erdoğan ile eşitliği sağlayan ve bu moralle soyunma odasına giren Trabzonspor, ikinci yarıda sonuç üretmeye çalışırken yine ev sahibi takımın tuzağına düştü. Bir kez daha geriye düşen Trabzonspor’da oyuncu değişikliği ile oyun anlayışında değişikliğe giden Trabzonspor’un takım savunmasına fazla katkısı olmayan orta alanı ve kademe anlayışını bir türlü kurgulayamayan oyunu öne yıkma hedefi kontratağı seven ev sahibi ekibin işine geldi. Hal böyle olunca iki takımında orta alanı çabuk geçtiği maçın kazananı hücumda etkin olan takım olacaktı ama iki takım da attığı kadar kaçırınca iki takımda bir puana razı oldu.