İnanmayanlar denesin!
Siyaset bir iktidar kavgası sürecidir. Bu kavganın topluma bazı zararlar vermesi ihtimâli hayli yüksek. Kavgada ana araç olarak şiddete başvurulursa bir felaket doğacağı ve her kavga döneminin topluma inanılmaz yüksek maliyetler bindireceği kesin. Tarihte bunun birçok örneği var. Demokratik siyaset iktidar kavgasının zararlarını en aza indirmenin yolu olarak gelişti. İnsanlar iktidar için meydanlarda savaşacağına, rakiplerini bilek gücüyle etkisizleştirmeye çalışacağına, demokratik seçimlere katılıyor. Bu, kuraları önceden belli bir oyunda yer almak gibi. İnsanlar demokrasi oyununa katılmakla kuralları ve kuralların vereceği sonuçları kabul etmeyi taahhüt etmiş oluyor.
Bu yarışta yarışmacılar bilimsel verilerden ve tekniklerden yararlanabilir. Kamuoyu araştırmalarıyla seçmenin nabzını tutmaya, etkili iletişim yöntemleriyle seçmenlere ulaşmaya çalışabilir. Ancak, yarışmanın sonucunu belirleyecek şey bilime olan bağlılık değil, milyonlarca insanın yapacağı tercihlerdir. Seçmen en bilimsel olanı aramaz, görüşleri kendine en cazip görüneni arar. Sonuç böylece ortaya çıkar. Bu yüzden, Kılıçdaroğlu’nun bilime atıf yapan sözleri boş ve anlamsız. Kendisinin ve partisinin iktidar olmak için yapması gereken, ülke problemlerini doğru teşhis etmek, inandırıcı ve işlerliği olan çözüm önerileri geliştirmek, bunları hayata aktaracak beceri ve cesarete sahip olduğuna seçmen çoğunluğunu ikna etmek.