|
28 Şubat Davası sahte CD ile mi açıldı? (2)
28 Şubat Davası'nın tüm duruşmalarına katılmış bazı müdafi avukatlarından aldığım bilgiye göre Tamer Tatar ismi ve 5 numaralı CD'nin güvenirliği ile sahte olduğuna yönelik iddialar, sanık ve sanık müdafileri tarafından çeşitli günlerdeki, duruşmalarda sık sık gündeme getirilmiş, yoğun çabalar sonucu mahkeme heyetinden, bahse konu CD'nin imaj kopyası incelettirilmek üzere izin alınmıştı.

Yaklaşık 2,5 yıl süren soruşturma sonucunda hazırlanan, 28 Şubat soruşturmasıyla ilgili 1309 sayfalık iddianame, Ankara 13.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 15 günlük incelemenin ardından 06.06.2013 tarihinde kabul edilmişti. İddianamede, Müşteki olarak ismi geçen Tamer Tatar, 28 Şubat sürecinde YAŞ kararıyla 'irtica' ve 'disiplinsizlik 'suçlamaları ile TSK'dan ihraç edilen GATA'daki tabip subaylardan biri olarak görünüyordu.

20 Aralık 2011 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuran Tatar, bir klasör içinde 187 sayfadan oluşan belgeler ile iki adet CD/DVD'yi savcılığa teslim etmişti. Müşteki Tamer Tatar'ın İstanbul CMK'nun 250. maddesiyle görevli Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'ne teslim ettiği ve kendisine kargo yoluyla tanımadığı bir kişi tarafından gönderildiğini iddia ettiği ıslak imzalı belgeler ile Genelkurmay Başkanlığı antetli CD ve 'Tuğamiral İsmail Ruhsar SÜMER tarafından, BÇG kapsamında yaklaşık 1 saat 3 dakikalık ''irticai faaliyetler'' kapsamında brifing sunumunu kapsayan DVD soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na 21.11.2011 tarihinde gönderilmişti.

Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamenin 46 sayfasında ''İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca gönderilen ıslak imzalı belgeler ile iddianame içeriğinde 'Genelkurmay antetli CD' olarak geçecek olan CD'nin incelenmesinden; Genelkurmay Başkanlığı'nda 'Batı Çalışma Grubu' adıyla bir yapılanmanın kurulduğu tespit edilmiştir. Soruşturma sırasında elde edilen deliller çerçevesinde soruşturma genişletilmiş, Batı Çalışma Grubu ile koordineli çalışan tüm gerçek ve tüzel kişiler, sivil toplum örgütleri, medya gruplan, gazeteciler, resmi ve Özel kurumlar - mercek altına alınmıştır'' denmişti.

Müşteki Tamer Tatar'ın bir klasör içinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim ettiği, 187 sayfa'dan oluşan ıslak imzalı belgelerin, 161-180 sayfaları arasında bulunan, Batı Çalışma Grubu, Batı Çalışma Eylem Planı'na ait bölümünün, Genelkurmay Personel Başkanlığı'na gönderilen nüshası olduğu anlaşılmıştı. Zira savcılığın talebi üzerine Genelkurmay Başkanlığı'ndan gönderilen Batı Çalışma Eylem Planı ile birebir aynı olduğu tespiti iddianamede yer almıştı. (İddianame Sayfa 46) Ayrıca ıslak imzalı belgelerde gerek imzası gerek parafı bulunan Çevik Bir, İdris Koralp, Kenan Deniz ve Çetin Doğan savcılık ifadelerinde imza ve parafları kabul etmişlerdi.

Keza aynı şekilde, Müşteki Tamer Tatar'ın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na teslim ettiği, soruşturma dosyasına gönderilen 1 adet DVD'nin çözümünde ''Tuğamiral İsmail Ruhsar SÜMER tarafından, YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal GÜRÜZ başkanlığındaki YÖK üst kurulu ve 61 üniversite rektörüne, BÇG kapsamında yaklaşık 1 saat 3 dakikalık ''irticai faaliyetler'' kapsamında brifing verildiği, sunumun içeriği ile Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nden ve MGK Genel Sekreterliği'nden gönderilen irticai faaliyetler konulu belgeler ile Genelkurmay Başkanlığı'nda 11 Haziran 1997 günü basın mensuplarına verilen brifingin içeriğinin bire bir aynı olduğu tespiti yapılmıştı (iddianame sayfa 44).

İddianamenin 369'ncu sayfasında müşteki mağdur Bülent Orakoğlu'nun Cumhuriyet Savcısı'na yapmış olduğu şikayetinde bizzat ibraz etmiş olduğu klasörlerde BÇG ile ilgili belgeler müşteki, mağdur ve tanıklar bölümünde şikayetine yer verilmiş olup, Batı Çalışma Grubu'nun ilk belgelerini ortaya çıkarması sebebiyle hakkında psikolojik harekat uygulanmış ve kendisi hakkında aleyhine 'köstebek, casus vb' şeklinde kampanyalar yürütüldüğü belirtilmiştir.

İddianameden verdiğimiz örneklerden, dönemin üst düzey yetkililerinin açıklamalarından, Dz.K.K Askeri Savcılığı'nın Bülent Orakoğlu ile ilgili iddianamesi, Dz.K.K Askeri Mahkemesi ve Ankara 2 No.'lu DGM'nin gerekçeli kararlarının tetkikinden kolaylıkla anlaşılabileceği gibi, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı, 28 Şubat sürecinde post-modern darbesini hayata geçirerek, Refah-Yol iktidarını antidemokratik bir şekilde iktidardan uzaklaştıran, Türkiye'de darbe şartları oluşturmak için 28 Şubat cuntasının bu amaçlarla oluşturduğu Batı Çalışma Grubu'nu 1997 Nisan ayında deşifre ederek darbeyi ve belgelerini devlet hiyerarşisi içinde hükümete bildirmişti.

Ayrıca, Batı Çalışma Grubu'nun nasıl deşifre edildiği ile ilgili olarak detaylı bilgiler, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu ve 28 Şubat Darbesini Soruşturan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na da yazılı dosyalar halinde sunulmuştu.

Durum bu kadar net ve açıkken, 19 Mart 2011 tarihinde, BÇG'nin Emniyet İstihbarat Dairesi tarafından deşifre edildiği tarihten yaklaşık 14 yıl sonra Tamer Tatar tarafından İstanbul Cumhuriyet Savcılığı kanalıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen bir klasör içindeki 187 sayfa ıslak imzalı belge ile iki adet CD / DVD'nin davanın asıl delili olduğu iddiası yanlış ve kasıtlı bir durumdur.

Ekim 2013 yılında Ankara 13 Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında mahkemece sanık yoklaması yapıldıktan sonra mahkemeye ulaşan belgelerin okunmasında müşteki Tamer Tatar'ın savcılığa delil olarak sunduğu bir klasör içindeki 187 sayfa ıslak imzalı belgeler ile CD/DVD'de yer alan bilgi belgelerin sızdırılması ile ilgili Genelkurmay'dan gelen yazıda Tamer Tatar hakkında gizli belgeleri sızdırmaktan soruşturma açıldığı belirtilmişti.

Ancak bazı sanıklar ve sanık avukatlarının başvurusu üzerine 5'nolu CD'yi inceleyen Adli Bilişim Mühendisi Tuncay Beşikçi incelenen delilin birçok yönden ''kabul edilebilir delil niteliği taşımadığı'' yönünde görüş ve tespitlerini yazılı olarak bildirmişti. Ankara 5 Ağır Ceza Mahkemesi'nin resmi bir bilirkişiye 5 No.'lu CD'yi inceletmesi 28 Şubat BÇG soruşturmasına Fethullahçı Terör Örgütünün Balyoz ve Ergenekon davalarında olduğu gibi müdahale edip etmediğini de ortaya çıkaracak sıcak gelişmelere işaret ediyor.

Zira müşteki Tamer Tatar'ın Fethullahçı Terör Örgütünün sözde yardım kuruluşu ''Kimse Yok mu Derneği''ile ilişkili olduğu, Tamer Tatar'ın Trakya Aktif Genç İş Adamları Derneği (TAGİD) Sağlık Komitesi'nde yer aldığı anlaşılıyor.

FETÖ'nün üretilmiş veya tahrif edilmiş belgelerle, hedef kişi veya kurumlara yapılacak kumpas soruşturma ve önemli davaları sulandırma stratejisi çerçevesinde, operasyon yapılacak İl'e başka bir İl'den resmi bir kanal ile güvenirliği olmayan sahte soruşturma dosyası veya ihbarların gönderilmesi taktiğini 28 Şubat Davası'nda da kullanıp kullanmadığı ya 28 Şubat Davası yargı sürecinde ya da FETÖ'nün ordu ayağına yapılacak operasyonlarda belli olacak.
#Tamer Tatar
#FETÖ
#TAGİD
9 years ago
28 Şubat Davası sahte CD ile mi açıldı? (2)
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi