|
HDP’nin iki yüzü
Kürt Siyasi Hareketi seçimlerin en öne çıkan fenomeni. Siyasal tartışmaların odağına yerleşmiş durumda. Ak Parti ana tartışmalarından birisini onun üzerinden yürütüyor. Merkez medya, Demirtaş'ın liderliğini kamuoyuna taşıyor. Riskleri göze alan, mütevazı yaşayan, abartılardan kaçınan, hem “Sayın Öcalan” diyen hem de Türkiye'ye seslenen bir şahsiyet!

Türkiye HDP barajı aşacak mı ya da aşmaması durumunda ne olur sorusuna takılmış durumda. Böylece HDP siyasal fenomen haline geliyor ve seçimin favorisi olarak öne çıkıyor. Bir açıdan iki parti ana ilgi konusu. Ak Parti ve HDP. Ak Parti şimdiye kadar yaptıkları ile öne çıkıyor. HDP, yeni lider ve yeni bir çevre tabanı merkeze taşımakla önem taşıyor. Türkiye'nin bu iki siyasi hareketin varlığıyla yoluna devam edeceği daha şimdiden belli. Yani anayasa ve başkanlık sistemi bu iki hareketle gerçekleşecek. Bunların birbiriyle ilişkisi sonucu yeni Türkiye kurulacak.

Kürt siyasi hareketinin çevre, dinamizm, uluslar arası pozitif anlamı ve yeni bir liderle var oluşu gibi olumlu yanları ile gündem oluşturuyor. Bununla beraber önemli ve köklü handikapları da var. Çevre dinamizmiyle bütünleşmeyen, ileri sürdüğü söylemleri imha eden ve liderliğin samimi, mütevazi ve risk alan görüntüsüne gölge düşüren handikaplardır bunlar. Buna HDP'nin iki yüzü demek mümkün. Birincisi Batı yüzüdür. Bu yüzüyle demokrat, çoğulcu, özgürlükçü ve mağdur. HDP'nin soldan devşirdiği ve yine sol liberalizmle kurduğu ittifaktan edindiği söylemlerdir bunlar. Demirtaş konuşunca Avrupalı sol liberal bir liderle karşı karşıya olduğunuzu sanıyorsunuz. Alevilere, kadınlara, çevrecilere, sola ve dindarlara karşı oldukça açık bir portre çiziyor. Çoğulculuk ve demokrasiden bahsediyor. HDP, bu yüzü ile hem Anadolu batısına hem de Batı dünyasına mesaj veriyor. Üzerinde yapışık duran terör ve cinayet lekelerini silmek istiyor.

HDP'nin bir de doğu yüzü vardır. Bu doğu yüzünde ne çoğulculuk, ne demokrasi ne de mağduriyet söz konusu. Tam tersine hegemoniktir. Herkesi tanımlamak isteyen bir kültür ve siyaset devriminin peşindedir. Stalinist ve soğuk savaş solunun bilinçaltı yönü devrededir. Paradoksal bir biçimde burada Kürtlere karşı müsamahasızdır. Hegemonyacı siyaset ve politikalarını halkına karşı uygulamak peşindedir. Ne demokrasiyi ne de çoğulculuğu işletir. Örneğin farklı kültürel ve siyasal arayışlar peşinde olan Kürt toplum kesimlerini ötekileştirmektedir. HÜDA Par ve diğer İslami gruplara karşı takındığı tutum budur. Bütün Kürtlerin Kürt Milliyetçi Hareketi'ne biatını istemekte ve buna uymayanları gerektiğinde cezalandırmaktan kaçınmayacağını ifade etmektedir. Van'da HDP belediyesinin reklam afişlerinde musluktan kan akan görüntülere tehdit mesajlarının eşlik etmesi bunu anlatıyor. Kan ile halk üzerinde baskı oluşturuluyor. Ak Parti'ye seçim bürosu açtırılmıyor. Tehditlerle insanlar bundan vazgeçiriliyor.HDP'nin bölgesel hakimiyet alanındaki pratikler bunlar.

HDP, Kürtlerin yoğun yaşadığı doğuda hiç de mağdur değil. Tam tersine mağduriyetlerin aktörüdür. Üstelik sadece siyasal alan hakimiyetinin peşinde değil, aynı zamanda sosyal alan hakimiyetinin de peşindedir. Buna uymayanları Kürtlere hainlik ve Kürt düşmanlarına( bunlar da kimse artık!) işbirlikçilik gibi suçlamalarla ötekileştirme siyasetlerini uygulamaktadır.
#Kürt Siyasi Hareketi
#demokrasi
#seçimler
9 years ago
HDP’nin iki yüzü
Kabine kulisleri
AK Parti’nin sloganları ve hayalleri
Erdoğan’ın en büyük hatası
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!