|
Dini anlamanın temel kuralları: Fıtratı kollama
Dinin bazı temel özellikleri vardır ki, onları iyi kavradıktan sonra aralarını doldurmak ve dini doğru anlamak kolaylaşır. Bunlardan birisi fıtrattır, yani doğallığı koruma ve doğal olanı izlemedir.

Fıtratın kök anlamında, yarma, patlatma, hiç yokken birden pat diye ortaya çıkarma vardır. Bu anlamda Allah 'Fâtıru's-semavâti ve'l-ard', yani, göklerin ve yerin yokken aniden ortaya çıkaranı, yoktan ve yaratanıdır. Bunun fıtrat kelimesiyle anlatılması sanki başlangıçtaki bir patlamaya işaret ediyor olabilir. Bilmiyorum Bing-Bang Teorisiyle bir ilişkisi kurulabilir mi?

Allah'ın her yarattığının bir fıtratı, yani Allah'a ait orijinal bir varoluş kanunu vardır. “Sen yönünü dine doğrult, başkasını bırak. Allah insanları bu fıtrat üzere yaratmıştır. Allah'ın yaratmasında değiştirme olmaz. İşte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmez” (30/30).

“Allah'ın yaratmasında değiştirme olmaz” ne demektir?

Kur'an-ı Kerim'de 'değiştirme' diye çevirebileceğimiz üç kelime vardır: Tebdil, tağyir ve tahvil. Türkçe'de farklı karşılıkları bulunmadığı için meallerde hepsi 'değiştirme' diye çevrilir. Oysa 'tebdil', 'bedel' kelimesinden gelir ve bir şeyi alternatifi olan bir başka şeyle değiştirmeyi anlatır. Elmayı kaldırıp yerine armudu koyma gibi. 'Tağyir', gayr kelimesinden gelir, bir şeyi başka bir şey yapmayı ifade eder. Hamuru ekmek yapma gibi. Ama genel olarak her türlü değiştirmeye de 'tağyir' denebilir. 'Tahvil' ise, 'hal' kelimesinden gelir, bir şeyin halini değiştirme manasındadır. Hamurun şeklini değiştirme gibi.

Yukarıdaki ayette 'değiştirme' kelimesi 'tebdil' ile ifade edilmiştir. O halde bu ifade; O kendi yaratma kanununu değiştirmez, hep aynı kanunla yaratır anlamına gelebileceği gibi, kimse O'nun yaratma kanununu değiştiremez, değiştirmesin anlamına da gelebilir. Buna göre mesela bitkilerin ve hayvanların üreme ve çoğalma fıtratları bellidir, kimse bu fıtrata müdahale edip onu bir başka alternatifle değiştirmesin demek olur. Yani yasaklanan şey 'tebdil'dir, kısmen değiştirme olan 'tahvil' değildir.

Buna göre bitkileri ve ağaçları aşılama 'tebdil' olarak görülmediği için yasak sayılmamıştır. Hatta boğa ve teke gibi hayvanları burma bile bir tebdil değil, tahvil ya da tağyir görüldüğü için caiz görülmüştür. Ayrıca bunda insanların maslahatları da hesaba katılmıştır. Atla eşeği birleştirip katır üretme bile böyledir. Çünkü bu birleştirmeden sürüp giden yeni bir cins doğmamaktadır. Ama yine de katırda tebdile benzer bir yön bulunduğu için böyle bir ameliye mekruh sayılmıştır. Nitekim Hz. Ali bir gün Hz. Peygamber'e bir katırı göstererek, 'keşke biz de katır üretsek, bu hayvanlar daha güçlü oluyor' dediğinde Hz. Peygamber; 'bu iş, bilmeyenlerin yaptığı bir iştir' diyerek meselenin hoş olmayan yönüne dikkat çekmiştir (Ahmed). Yani bu bir 'tebdil' sayılmadığı için haram kılınmamıştır, ama tebdile benzediği için de hoş görülmemiş, yani mekruh sayılmıştır diye anlayabiliriz. Hz. Peygamber belki de bilmeyen insanlar diyerek yukarıdaki ayette geçen “dosdoğru din budur, ama insanların çoğu bilmez” ifadesine atıfta bulunur.

Tartışılabilir olmakla beraber günümüzde uygulanan tüp bebek, sezaryenle doğum, hayvanları suni aşılama, evcil kedileri köpekleri kısırlaştırma gibi ameliyeler Allah'ın yaratmasını tam bir tebdil olarak görülüp haram kılınamasalar bile, bunların tebdile benzer yönleri olması itibariyle tertemiz birer helal olarak da görülemezler ve mekruh oldukları rahatlıkla söylenebilir.

Genetik müdahaleyi ise ben şahsen dört dörtlük bir tebdil olarak görüyorum. Çünkü şu ana kadar 'Allah'ın yaratmasına' bu ölçüde bir müdahale bilinmemektedir. Kuranı Kerim'de sözü edilen ve 'şeytanın fiili' olarak görülen değiştirme bu değilse başka hangisi olacaktır? İşte biz bu yüzden GDO (genetiği değiştirilmiş organizma) bitkiler ve hayvanlar üretmenin helal olmadığını, üretilenlerin yenilmesinin ise, şimdilik haram diyemesek bile mekruh olduğunu, en azından helal-tayyib (helalü hoş) olmadığını söyleyebiliriz.

Allah şeytanla olan bir muhaveresini bize nakleder. Şeytan der ki, “yemin olsun, senin kullarından bir pay edineceğim ve onlara emredeceğim de onlar Allah'ın yaratışını bozacaklar (tağyir)” (4/119). Buradaki 'tağyir'i genel anlamda düşünüp bununla tebdilin kastedildiğini söyleyebiliriz. Çünkü tağyir her türlü değiştirme için kullanılabilir. Belki burada bu kelimenin seçilmiş olması, diğer değiştirmelerde de tebdil'e giden bir yolun bulunduğuna işaret ediyor da olabilir.

Konuya devam edeceğiz.

Twitter@farukbeser
#Fıtratı kollama
#ayet
#fıtrat
9 yıl önce
Dini anlamanın temel kuralları: Fıtratı kollama
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle