|
Post modern dünyada helallik bahsi!

Bazı okuyucularımızdan, Pazartesi günü yazmış olduğum yazıya yer yer gönül kırgınlığı yer yer de öfke frekansına yaklaşan tepkiler aldım.

Özetle şöyle diyorlar: Hakkımızı helal etmeye zorlanmamızı nasıl anlayışla karşılıyorsunuz?

Bu soruya soru ile cevap vereyim öncelikle:
Soru şu: Helallik bahsini nasıl oluyor da protest bir eyleme dönüştürebiliyoruz?

Meselenin düğüm noktası tam da budur.

Pazartesi günü hatırlayacaksınız iki örnek verdim. Birinci örnek Çolpan İlhan’ın cenaze törenine ait. Ç.İlhan’ın atölyesinde çalışanlardan bir şahıs, İmam Efendi’nin hakkınızı helal ediyor musunuz sorusuna, hakkımı helal etmiyorum diye cevap vermişti. Cenaze namazını kıldıran imam hakkını helal etmesi için söz konusu çalışanı ikna etmeye çalışmış.

İkna etmek kastıyla başlatılan konuşmanın zorlamak üzere devam ettiğini sanmıyorum.

Burada yanlış olan cenaze sırasında hakkımı helal etmiyorum diye bağırmaktır. Halbuki orada olup sükût etseniz alemlerin Rabbi sizin sukutunuzu duymayacak mı? Denilebilir ki yakınlarına duyurmak istemiştir.

Doğrudur ve fakat yanlış zamandır. O sıra sükût eder mevta toprağa kavuştuktan bir kaç gün sonra yakınlarına gider ve der ki böyle böyle benim rahmetlide şöyle bir hakkım vardı. Eğer kendisinin öbür dünyada rahat etmesini istiyorsanız helalleşelim maksadıyla size bu borcunu bildirmek istedim.

İkinci olay tamamen başka bir boyutta konuşulmayı gerektiriyor.

Dikkat ederseniz Çolpan İlhan’ın cenazesine dair daha önce bir şey yazmadım. Çünkü bu kişisel hakkın biraz da adabı muaşeret gözetmeksizin dile getirilmesidir. Böyle olaylara bir şekilde rastlamış ya da kulaktan kulağa tanık edilmişizdir. Yeni olan, sadece bu haberin medya üzerinden bize ulaşmış olmasıdır.

İkinci olay tamamen post modern bir helallik bahsidir.

Bir gazetenin, bir generalin arkasından “Hakkımızı helal etmiyoruz” diye attığı manşet ile birlikte benim yazımı ele alan bir okuyucumuz hiç kimsenin hakkını helal etmeye zorlanamayacağını söylüyor.

Evet kimse hakkını helal etmeye zorlanamaz.

Bendenizi ilgilendiren durum tam da budur. Söz konusu iki kişiyi kimse hakkını helal etmeye zorlamıyor ki!

Cenazeye genellikle ölenin yakınları katılır. O iki kişi cenazeye niye katılıyor?

Dünya gözüyle hiç karşılamadığımız, maddi bir alış verişimizin hiç olmadığı bir kişinin cenazesine giderek hakkımızı helal etmiyorum diye bağırmak cenaze töreninin ruhuna aykırı.

Söz konusu kişinin sizde hakkı olduğunu düşünüyorsanız elbette hakkınızı helal etmeme hakkına sahipsiniz.

Bunu başkalarına duyurduğunuz anda İslam adaletinin ruhuna zarar vermiş olursunuz.

Neden mi?
Hakkımı helal etmiyorum demek esasında merhumda alınmamış hakkım var, siz geride kalanlar o hakkı bana verin ben de helalleşeyim, rahmetli öbür dünyada rahat etsin demektir.

Burada bir iyi niyet vardır esasında. Bu dünyadaki hakkın öbür dünyada cehennem azabına dönüşmemesi için hesabın bu dünyada görülmesi.

Hakkımı helal etmiyorum diye bağıranlar hangi şartlarda helalleşme akdini yerine getirebilir ki...

Diğer taraftan, Hakkımı helal etmiyorum diyen kişilerin kovalanması, yakasına yapışılması elbette yanlış.

Siyasi görüşümüz, dini inancımız ne olursa olsun şu kadim gerçeği aklımızda tutmak zorundayız: Kaç yaşına gelirse gelsin her ölüm geride kalanların canına ateş düşürür.
#post modern dünya
#helallik
#hak
9 yıl önce
Post modern dünyada helallik bahsi!
PKK liderlerine paket
Suyun içinde susuz
‘Def-i mefâsid, celb-i menâfiden evlâdır’
Himmete talib olmak
“Almanlar et başında”