|
Çözülmüşü düğümlemek
Büyük bir hevesle kopyalayıp sonra yapıştıracak bir yer bulamadığım ne çok şey var!

Dünyaya gönderiliş sebebinin kötü esprileri iyilerden ayıklamak olduğunu zanneden ne çok insan var!

Bilirkişi edasıyla karşıma geçip, “Bu yaptığını sana hiç yakıştıramadım!” dedi. “Kendisini hayata bir tür gezici davranış stilisti olarak konumlamış olmalı” diye geçirdim içimden.

Üçüncü satırın dördüncü kelimesinin son harfine yine bir kuş yuva yapmış!

Hayat hepimizi alıp bir yerlere götürüyor ama çoğumuz “Ben buraya kendim geldim!” diye tepinip duruyoruz.

“Beni neden hiç aramadın?” diye sordu biri. “Çünkü zaten bulmuştum!” diye cevapladı diğeri.

Sanki hiçbirimizin anlamadığı bir dilden konuşuyordu, senelerce altyazısını arayıp durduk.

O dünyalar güzeli belki arar da bulamaz diye, bıraktığı yerde senelerdir kıpırdamadan bekleyip duruyordu.

Gün doğduğunda göbeğini kesmek üzere orada bekliyor olurdu evvel zaman insanları.

“Ben damlalardan sel olduğunu çok gördüm” demiş Şeyh Hafız Sadi Şirazi.

Bazen o incecik ipeksi zar, iki güzel nar tanesini birbirinden saklayan perdedir.

Çarşıdan aldım üç tane, eve geldim yine üç tane... Hay Allah, nar almayı yine unutmuşum!

Daha köşesiz bir şehirde yaşamak istiyorsanız, irili ufaklı birçok kubbeye ihtiyacınız var.

Kafamda bir sürü şey birikmişti, biraz durup düşünmek istedim; arkamdan cızırtılı megafonik bir anons geldi: “Bekleme yapma! Bekleme yapma!”

Siyah, sıradan bir tişört giymişti ve tişörtün üstünde sadece ‘yazısız’ diye bir ibare vardı.

Masaldaki devin bir dudağı yerde, bir dudağı gökteymiş... Demek silikon dudak sandığımızdan daha eski bir buluş!

Bazen kağıdın derinliklerinden, yerini virgül koymak üzere sildiğim bir bağlacın uzak hıçkırık sesleri geliyor kulağıma.

“Seni bulduğumdan beri” dedi yanındakinin elini tutarak, “kendimi hiçbir yerde bulamıyorum!”

Bir türkü tutturmuş gidiyor, türkünün bittiği yerde zınk diye duruyordu.

Yağmurlu herhangi bir cümle kurmadığımda yazı çoraklaşacak, kuruyup çatlayacak diye korkuyorum.

Şunu bir düşünün; gecenin bir vakti hızlı adımlarla bir mezarlığın içinden geçiyorsunuz ve ölü canlar hep bir ağızdan ıslık çalmaya başlıyor!

“Her sabah uyanırsın” dedi meczup, “bir uzun dünya uykusuna!”
#gökhan özcanın yazıları
#yeni şafak köşe yazarları
#Sadi Şirazi
9 yıl önce
Çözülmüşü düğümlemek
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle