|
Sayısız kere...

Sayısız kere dünyaya gözlerimizi açtık, sayısız kere sayıldık, sayısız kere sayılmadık, sayısız havalı nutuk attık, sayısız kere kendi kendimize konuştuk, sayısız kere körlemesine koştuk, sayısız kere yorulduk, nefessiz kaldık, sayısız sağır kapı çaldık, sayısız buğulu pencereden dünyaya baktık, sayısız kitap okuduk, sayısız cümlenin altını umutla çizdik, sayısız şiire yaslanıp uyuyakaldık, sayısız imgeye salıncaklar kurduk sallandık, sayısız şarkıya tutunduk, sayısız melodiyi uçurtma yapıp uçurduk, sayısız filmin içinden geçtik, sayısız hayali içimizden geçirdik, sayısız kere sevdik, sayısız kere nefret ettik, sayısız kere düştük, sayısız kere kalktık düştüğümüz yerden, sayısız kere kırıldık, sayısız yerinden acıdı kalbimiz, sayısız kere sızladı burun direklerimiz, sayısız kere sayısız şeye yeltendik, sayısız kere yutkunup kaldık, sayısız kere yenildik adamakıllı, sayısız zafer kazandık güya, sayısız ihtilal yaptık, sayısız kere mahkum edildik su varken teyemmümden, sayısız kere vurulduk her vurulanla birlikte, sayısız kere kanadı başkalarının yaraları tenimizde, sayısız kere haksızlığa uğradık, düpedüz harcandık sayısız kere, biz de harcadık sayısız kere hovardaca, avuçlarımızda biriktirdiğimiz ne varsa, sayısız kere gece oldu, sayısız kere gündüz, sayısız ilkbahar, sayısız güz, sayısız eylül geçti ya da nisan ya da ağustos, sayısız poyraz, sayısız kırlangıç fırtınası, sayısız dalga vurdu kıyımıza, alabora olduk sayısız kere, sayısız rıhtımdan el salladık maluma giden meçhul gemilere, sayısız simit çay ve kederle ahbaplık ettik güvertelerde, martıları söylemiyorum daha, çığlıkları ki gecenin pembekara ayaza durmuş sessizliğinde çınlamıştır sayısız kere, nefesi ağzının ucunda buharlaşan adamlar olduk sayısız gece, sayısız kere bekledik sabahı zorla kapatılmış valizlerle çökerek bir uzak terminal köşesine, sayısız kere acıktık hiç doymayacak gibi, sayısız kere doyduk bir daha hiç acıkmayacakmış gibi, sayısız kırık plak döndü, sayısız kere başımız o plakla birlikte, sayısız kere döndü giden, sayısız kere dönmedi, sayısız kere de döndü ama dönmemiş gibi oldu, sayısız kere gurbet, sayısız kere ayrılık, sayısız kere isyan ki ufalayıp kumrulara verdik yesinler diye, sayısız kere küçüktük daha, sonra sayısız kere büyüdük aniden, daha neredeyse çocuktuk sayısız kere ve erkenden ihtiyar birdenbire, sayısız kere ani bir rüzgar oldu söküp götürdü uzaklara eski resimlerimizi zaman, sayısız kere sağanak olup yağdık hiç olmadık bir yerde, sayısız kere utandık en has duygularımızdan bile, sayısız kere sevdik söylemiş miydim daha önce, sayısız kere sevilmiş miydik gerçekten de, sayısız kere geçelim dedik bunları geçelim, sayısız kere geçtik bir cepheden ağır ateş altında bir başka cepheye, sayısız ölüm haberi, sayısız feryat, sayısız cenaze kalktı hiç durmadan yanımızdan, sayısız kere kaldık dünya sürgününe, nasıl yani dedik, ne oldu da kaybettik her bulduğumuzda gerçeği sayısız kere, sonra yine aradık sayısız kere, yine sorduk birbirimize, yine bildik, yine inandık ve yine düştük yüksek bir binanın herhangi bir katından gerilmiş brandalar üstüne, gerilmiş insanlara acı acı gülümseyerek sayısız kere, sayısız kere bulduk, yani sayısız kere bulduğumuzu sandık, sayısız kere sevindik nafile, sayısız kusurlu hareketle takıldık sirenlere, sayısız şerefli mağlubiyetle ayrıldık toprak sahadan, sayısız kere çıkardık utana sıkıla topu minyatür kalemizden, sayısız kere debelenip durduk sırf bir şeref sayımız olsun diye, sayısız kere kaybolduk şerefimizle basit labirentler içinde, sayısız kere aradık çok geç olmasına rağmen eve dönmeyen kendimizi sokak sokak, sayısız kere aradık neyi aradığımızı bile bilmeden şehrin her köşesinde, her şehrin her köşesinde, sayısız teselli ikramiyesi çıktı ceplerimizden durumu idare edelim diye, sayısız kere aradık bizi avutacak sırrı dışımızdaki bir yerde, dışımızdaki her yerde, oysa adı üstünde içimizdeydi içimiz, hep içimizdeydi, bir oraya bakmadık, bir orada aramadık kendimizi, bir kez bile, tek bir kez bile!

“Bütün kamaşmalar” dedi meczup, “güneşi gözünden gizlemek için!”

#Sayısız kere
#düştük
#konuştuk
#simit çay
9 yıl önce
Sayısız kere...
Koşsaydım yetişirdim, koşmadım
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü