|
Taş atsan yorulursun, acımaz suyun canı!
Hepimiz bazen, yeryüzünün karanlık sularında anlam taşları sektiren uslanmaz çocuklarız.

Nice tırtıl var ki; kelebeği rüyasında bile görmez. Nice kelebek var ki; o hâlâ tırtılın rüyasıdır.

Su damlaya damlaya en sert taşı deler geçer de, nice kavi taş atsan suyun canı acımaz.

Bir kere bile kalbi gerçekten kırılmış olan, bir kere dahi kıramaz başka hiçbir kalbi!

“Yiğit, incitilmeyi hak edeni incitmeyen kişidir” diye buyuruyor Hazreti Mevlânâ.

Görmeye baktığın her günah senindir; velev ki hep başkasının üzerinde dura!

Her günümüzü başkalarının putlarını kırarak geçirdiğimizde, put kırma işi bizzat, bütün vaktimizi kendisine kurban ettiğimiz bir puta dönüşmüş olmaz mı?

Mademki ayağımızı basacak sapasağlam bir zemin bulmuşuz; bütün o diğer çürük tahtalar neden bu kadar ilgimizi çekiyor ki hâlâ?

“Bir gün her şeyi yanlış bildiğimi farkettim!” dedi yanındakine, “ve sanırım bu doğru bildiğim ilk şey oldu!”

Doğruyu görebilmek için yüzümüzü doğru tarafa dönmek zorundayız, çünkü gözlerimiz yüzümüzdedir.

Namaza durmak, bir ömür boyu kıblenin neresi olduğunu hatırda tutarak yaşamak, yani istikametini hiç kaybetmemektir.

Bugünün insanının başarı dediği şey, hakikat nezdinde sistematik beyhudeliğe tekabül ediyor.

“artık/ öyle bir ıssızlık düşle ki içinde/ yeryüzünü kişnesin/ bizim atlar” diyor 'Satranç Dersleri'nde İlhami Çiçek.

Bakmayın durağanlıklarına, gönlü kendisinden daha hızlı koşan insanlar da var.

Bazen, kesinkes unuttuğunu sandığı bir şeyin, adeta bir gölge gibi hafızasında yer tutmaya devam ettiğini farkeder insan... İnce sızılar işte onların marifeti...

Dünya, elinde birikmiş bütün yağmur stoklarını bu bahar eritecek gibi görünüyor.

Alem yağmur olmuş yağıyor, çoraklığımızı sürdürmeye bahane arayacak mıyız hâlâ?

Yağmur damlaları, bazı günlerde gökyüzünden üzerimize boşalan deli taylardır.

Bakın göreceksiniz; kendisine doğru koşan her yağmur damlasına ayrı ayrı gülümsüyor toprak!

Ve su birikintileri, yağmurun toprağa yazdığı dörtlüklerdir desem, buna kim inanır?

Hayat, tabiatı gereği gülümseyen bir şeydir, asık suratlarımızla onun huzurunu kaçıran biziz!

İyilikten beslenmek istiyorsan; bahçene iyilik ağacı dik ve meyve verinceye kadar onu sabırla sula, sevgiyle büyüt!

“Kendini bil ki” dedi meczup, “kendinden olmadığını bilesin!”
#Hazreti Mevlânâ
#Yağmur
#put
9 yıl önce
Taş atsan yorulursun, acımaz suyun canı!
Sallu alâ Muhammad Siirt’e hoş geldiniz
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü