|
Yanlışlara esir düşen doğrular
Herkesin kerameti kendinden menkûl doğruları var artık ve yazık ki çoğu zaman ahlakî olmak gibi bir mecburiyeti yok bütün bu doğruların!

Ancak kendilerini kandırabilenler başkalarını da kandırmayı başarabiliyor!

Yaşamak için hepimizin küçük küçük yalanlara ihtiyacı var, gerçek olmasa da oluyor!

Bazen bir yalanı söylemek bütün bir ömür sürebilir.

“Bunu hiçbir zaman unutmayacağım” dedi biri. “Sen yine de not al” dedi diğeri.

O kadar derin bir pişmanlığın içinde yaşıyordu ki, artık bunun neyin pişmanlığı olduğunu bile hatırlayamıyordu.

Hamaset, gerçekte hiçbir şeye sahip olamayanların sonu gelmeyen avuntusudur.

Gündüz böbürlenenin gece horuldayandan ne farkı var?

“Benim kıymetimi bilemediler” dedi biri. “Halbuki fiyatını her fırsatta hatırlatıyordun!” dedi diğeri.

Yine çok fazla film seyretmeye başladım sanırım, her sabah uyandığımda, hayatımın sağ alt köşesinde “dublajlı” ve “altyazılı” diye iki seçenek beliriyor.

Geceleri sıçrayarak uykusundan uyanıyor, sonra sabaha kadar bir daha senkron tutturamıyordu.

“Seninle aynı rüyayı görmeye çok hazırlamıştım kendimi. Yazık ki sen benimle aynı uykuyu uyumaya hiç yanaşmadın!” diye acıklı bir replik geçiyordu ikide bir içinden.

Ayrılık, kavuşmuş iki kalbin dünya tarafından lüzumsuzca lafa tutulmasıdır.

Rasyonalite daha önce icat edilmiş olsaydı; yaşları kemale ermeden, Ferhat ile Leyla ya da Mecnun ile Şirin kombinasyonları da mutlaka denenmiş olurdu.

‘Tatlandırıcı’ diye bir şey üretildiğinde, kısa zamanda her şeyin tadının çok fena kaçırılacağından hepimiz işkillenmeliydik!

“İnsanoğlu...” diye başlayan bütün o havalı cümlelerin bizden bahsettiğinden ben hiçbir zaman emin olamadım!

“Dile benden ne dilersen!” diye gürledi dev. “97’nin karekökünü biliyor musun?” dedi testlere gömülü çocuk.

Biri içinizden bir sayı tutmanızı istediğinde yuvarlak hatları olan sayılardan birini tutun, köşeli sayılar içinizi fena halde gıdıklayabiliyor!

Doğru olduğunuzdan emin iseniz direnin, üç yanlış götürmeye geldiğinde sakın onlarla gitmeyin!

Kurt Vonnegut denen o muzip adam, şu kelimelerin kazılı olduğu bir mezar taşı tasarlamıştı bir vakit: “Her şey çok güzeldi. Ve hiç acımadı.”

Sarmaşığın adanmışlığı kim bilir ne kadar karmaşık görünüyor bugünün insanına.

“Dili durmak bilmeyenin” dedi meczup, “kalbi ne zaman konuşsun?”
#insan
#yanlış
#rüya
#hayat
9 yıl önce
Yanlışlara esir düşen doğrular
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle