“İthamlar ve Gerçekler” başlıklı bir dizi yazımdan ikisi kaldı, ancak bir ara vererek gündeme dair bir şeyler yazma ihtiyacını hissettim.
Günlerdir yazılıyor, konuşuluyor, tartışılıyor; olayı -mechul tarafları bir yana- herkes biliyor, bunları tekrar etmeden “özgürlük ile barış içinde bir arada yaşama ihtiyaçları arasındaki çelişkiyi nasıl giderebiliriz” sorusuna cevap arayacağım.
Önce şunu ifade etmem gerekiyor: “İslam’da terör yok” cümlesi doğrudur, ama “Şiddet yok” cümlesi hiçbir din ve seküler sistem için doğru değildir. Başta, gerekli olduğunda savaş olmak üzere cezalarda ve suçu önleme, meşru savunma hallerinde gerektiği kadar şiddet elbette vardır ve olacaktır.
Her inancın kutsalları olduğu gibi İslam’ın da kutsalları vardır. Bunların başında Hz. Peygamber (s.a.)in dokunulmazlığı gelir. Hiçbir mümin, Peygamberine hakaret eden birine hoşgörü ile bakamaz, onunla barış ve huzur içinde bir arada yaşayamaz. Diğer din mensupları da kutsalları konusunda aynı duygu, davranış ve hassasiyete sahiptirler.
Öte yandan insanı, diğer canlılardan ayıran en önemli özellikler akıl, din, ahlak, hukuk ve san’attır. İnsanı insan yapan bu özelliklerin önüne zorunlu olmayan sınırlar konmamalı, engellemeler yapılmamalıdır.
İnsanların temel duygularını değiştirmek mümkün değildir. Kutsallara sahip çıkmak da bunların başında gelir.
Buna karşı özgürlük aşıklarının inanç ve düşüncelerini sonuna kadar ifade edebilmelerine imkan tanımak da gereklidir; ancak bu özgürlük, şiddeti tahrik ve hakaret sınırına geldiğinde ona dur demek düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırmaz, aksine insanların iki temel ihtiyaçlarının bir arada var olmasını sağlar.
Kötü niyetli şahıslar ve çevreler, her değerliyi istismar ettikleri gibi bunları da kötü emelleri için kullanarak dünyada ve toplumda kaos oluşturmak, sonra da bulanık suda balık tutmak (kötü emellerine ulaşmak) istiyorlar. Bunu engellemenin yolu da akıllı, hikmetli, danışmalı ve dayanışmalı hareket etmektir.
Bu arada arı kovanına değnek sokarak kendini sokturmak, sonra da “yetişin, ben arıların zulmüne uğradım” diye bağırarak mağduru oynamak, sıfırlanmış itibarına puan almak isteyenlerin oyununa gelmemek de hayati derecede önemlidir.