Türkiye yarın yerel seçimler için sandık başında olacak. Her beldenin, her ilçenin, her ilin, her büyükşehrin seçimi önemlidir. Yaşadığımız şehri 5 yıl yönetecek belediye başkanı ve ekibini seçeceğiz.
Büyük-şehirlerimizin farklı farklı sorunları var. Adayların da kendilerine göre proje ve çözüm önerileri var. Bu kapsamda hem seçim sonucu itibarıyla, hem de sorunları itibarıyla İstanbul’un farklı bir kategoride değerlendirilmesi gerekiyor.
Türkiye geçtiğimiz yıl büyük bir deprem afeti yaşadı. 11 ilimizi, 16 milyon insanımızı etkileyen, aynı gün içinde iki büyük deprem meydana geldi. ‘Asrın felaketi’ denildi, ancak, son yüzyıllara baktığımızda bile böyle büyük bir felaket yaşanmadı. Son bin yılın felaketi bile denilebilir.
Türkiye büyük bir dayanışma ile 6 Şubat deprem afetinin üstesinden gelebildi. Böylesine büyük bir felaketin yaraları sarılırken, İstanbul ilk sırada yer aldı. Üstelik İstanbul Büyükşehir Belediyesi elini taşın altına koymamasına, hatta engel olmasına rağmen.
İstanbul, ekonomisiyle, STK’larıyla, bilgi birikimiyle, iş dünyasıyla, dayanışma azmiyle Türkiye’deki her felaketin yaralarını sarma potansiyeline sahip bir şehir. Ancak, Allah muhafaza, İstanbul’u etkileyecek bir afet nedeniyle İstanbul’un yaralarını saracak başka bir şehir olmadığı gibi, ülkenin geri kalan tüm şehirleri bile yeterli değil.
Kahramanmaraş merkezli büyük deprem felaketinin ardından bütün gözler, bu yüzden İstanbul’a çevrildi. Deprem bilimciler, uzmanlar Büyük Marmara Depreminin de yaklaşmakta olduğunda hemfikir. Dolayısıyla deprem gelmeden önce İstanbul’un acilen hazırlanması ve güçlendirilmesi lazım.
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Marmara depremi endişesinden hareketle İstanbul’a en uygun isim olan Murat Kurum’u aday gösterdi. Kurum 2018-2023 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevini üstlenmiş, bakanlığı döneminde çok önemli başarılara imza atmış bir isim.
Beş yıllık bakanlığı öncesinde de Emlak Konut Genel Müdürlüğü yapan Kurum, İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizin dönüşümünde ve çarpık yapılaşmanın giderilmesinde büyük projeleri hayata geçirdi.
Murat Kurum’un, trafik başta olmak üzere diğer tüm vaatlerini bir tarafa bırakalım, sadece 650 bin konutun dönüşüm projesi çok çok önemli bir hedeftir. İstanbul’da 1999 öncesi yapılmış bina sayısı oldukça fazladır. Orta vadede dönüşmesi gereken konut sayısı 1,5 milyon. 650 bin konut hedefi bu bakımdan İstanbul açısından en önemli vaattir.
Kiralık 100 bin sosyal konut projesi üzerinde de mutlaka durulmalı. Hem fahiş kiralar açısından hem kentsel dönüşüm açısından böyle bir rezerv konuta ihtiyaç var. 100 bin kiralık sosyal konutla hem kiralar dengelenecek, hem de kentsel dönüşüm dolayısıyla yaşanacak talep karşılanacak.
Murat Kurum, aynı zamanda afet kaynaklı kriz yönetimi açısından da önemli bir tercih. Elazığ depreminde yaralar sarılıncaya kadar Kurum sahadaydı. Giresun ve Kastamonu’daki sel felaketlerinde ve Antalya yangınlarında günlerce evine gitmedi. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından sergilediği gayret ile Türkiye’nin takdirini toplayan Kurum, İstanbul için de umut oldu.
İstanbul seçmeni iki istikbal için oy kullanacak. Bir tarafta İstanbul’un ikbali, diğer tarafta Ekrem İmamoğlu’nun siyasi ikbali. Bir tarafta çizme-baret, diğer tarafta kar gözlüğü-kayak takımı. Bir tarafta İstanbul’un geleceği için mücadele, diğer tarafta CHP’yi satın alma mücadelesi.
