|
Bıldır

Hemen söyleyelim: Bıldır, geçen yıl demek. Türkçe.

Dönüp bakıyorum. İlk gördüğüm, ülkemizin ve milletimizin yorucu bir yılın içinden çıktığı. Yıl boyunca, neredeyse her haber bülteni, “yine çok dolu bir gündemle karşınızdayız” cümlesiyle başladı. Toplantılar da öyle; “son yılların en önemli...”

Geride bıraktığımız yılda, üzüntü nedenlerimizden biri de şu oldu: Şahısların ikbalini milletin istikbalinin önüne koyanların sayısındaki ürkütücü artış. Doğudan batıya, partiden cemaate.

Televizyonlarda yeni yılın ilk bebeği haberleri yapılır. İlgiyle izleriz. Seviniriz. Bebekler, ikinci gün unutulup gider. O haberlerden, aklımızda ve gönlümüzde kalan tek cümle: “Vatana ve millete hayırlı olsun.” Annesine, babasına, ailesine değil; önce vatana ve millete. İşte bu duanın, dileğin sahiplerinin gelmek üzere olduğu yerden bahsediyorum.

Nahid Sırrı Örik, üç şehri anlattığı kitabında, Kastamonu için “devlet düşkünü bir şehir” tanımını kullanır. (Kanaat Kitabevi, 1955, sayfa 102) Başkaları ne anlar, bilemem. Ben bunu, vatana ve millete bağlılık olarak anlıyorum, okuyorum. Demem o ki, işte bu bağın, bazı gruplarda ve kimselerde zayıfladığına şahitlik ettik.

Yine, ‘taraflar’ arasındaki ayrılığın ve düşmanlığın derinleştiğine. Neredeyse kalıcı hale geldiğine. Birçok açıdan ikiye ayrıldığımıza. Belki, şu ve şu ülkelerdeki gibi birbirimizi öldürmüyoruz, fakat yaralıyoruz.

Tam da burada, Sevgili Ali Aktaş’la birlikte soralım: Sandıktan birinci parti çıkmak yahut insana ve imkâna sahip bir cemaat olmak, medeniyetimize herhangi bir katkı sağlıyor mu?

***

Hakan Arslanbenzer, kendisiyle yapılan söyleşide, “Birinci Cihan Harbi bizim için bitmedi, devam ediyor” diyor. (İtibar, sayı 40) Bunun ne anlama geldiğini, yıl boyunca, hem içerde, hem dışarda gördük. Bunca acı tecrübeye rağmen, öğrenme bozukluğu yaşadığımız söylenebilir.

Suriye rejimi, yeni yıla Müslümanları katlederek; İsrail ise evlerini başlarına yıkarak girdi.

Bunlar bizi ne kadar ilgilendiriyor? Sorunun cevabı, nerede durduğumuzu göstermesi açısından önemli. Nasıl anlatalım?

Eminönü’de, Mısır Çarşısı’nın hemen yanında, bitişik nizam iki dükkân gördüm. Biri yılbaşı malzemeleri satıyor, diğeri tatlı. Tatlı satan, büyükçe bir afiş hazırlayıp dükkânın önüne asmış. Afişte, fotoğraflarla beraber, yılbaşı işinin kültürümüze ait olmadığı anlatılıyor.

Mesele, hangi dükkânda durduğumuz. Kendimizi nereye layık gördüğümüz.

Yılbaşı malzemeleri satan dükkândaysak eğer, şunu çekinmeden söyleyebiliriz: “Ne Şam’ın şekeri, ne Arap’ın yüzü.” Değilsek; “mümin müminin kardeşidir.”

Eskilerde kalmış, günümüze ulaşamamış bir atasözü var. ‘Sabit olan, nabit olur’ deniliyor. Nabit: Yerde biten, toprakta yetişen; ot, ağaç, bitki. Kısaca ve Nurettin Topçu’yu rahmetle anarak, ‘hareket’ diyelim.

Türkiye Devleti, hareket ettiği, sabitlikten kurtulmaya çalıştığı andan itibaren neler oldu, yaşandı, hep birlikte gördük; görüyoruz, göreceğiz. Bunu da “2014’ün unutulmazları” arasına almamız icap eder.

***

Bu değerli hamleye rağmen, bencilliklerimizin arttığı bir yıl yaşadık. Yağmur deyince, aklımıza sadece barajların doluluk oranının gelmesi gibi. Börtü-böceği, kurdu-kuşu, dağı-taşı hiç düşünmeden. Günlük hayatımız için söylersek, yalnızca kendi menfaatimizi hesaba katarak. Bundan dolayıdır ki, ilerleyişlerin çoğu, yapılan işlerle değil, kurulan ilişkilerle oldu. Örnek vermek konusunda sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum. Bol.

Pek Kıymetli İbrahim Çolak, kitabında, “sevgimiz nedenlere bağlıysa, nedensiz bitmesine şaşmamalı” diye yazmış. (Sayfa 29) Yıl içinde, birçok ‘sevgi’nin nedensiz bittiğine şahitlik ettik. ‘Sevgi’ler sıklıkla ve rahatlıkla saf değiştirdi.

İnsan insanın aynasıdır. Yüz yüzden utanır. Aynalar ve yüzler. Bir kısmı için: Kimi kırıldı, kimi başka bir şeye dönüştü.

Artık bitirelim. Bir yıl daha geride kaldı. Bu bizim kaçıncı yılımız? Hayat bir yolculuk. Akıp giden yıllar ve yollar.

Sorumuz şu: Yolunu bulmak, bize evvela neyi çağrıştırıyor?

#Bıldır
#Nahid Sırrı Örik
#Kastamonu
٪d سنوات قبل
Bıldır
Müjdat, aslında kimin askeridir?
İdlib’de milyonlarca masumun canı ve Türkiye
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı