|
Yapan, yaptınız diyendir
Bazı kişi ve kurumlara mesafeli olabilir, fikirlerine katılmayabilirsiniz. Fakat memleket / millet meselesi başkadır ve hakikat odur. İnsanlar gider, vatan ve millet kalır.

Bir partiye yahut siyasetçi grubuna olan tavrımız, hatta öfkemiz, bizi hakikatin uzağına sürüklememeli. Millî konularda gayrımilli bir duruşa getirmemeli. Evvela hakkaniyet.

Bugün, sıkıştığımız / yaşadığımız son toprak parçası da kuşatma altındadır. Bir kale gibi düşünürsek, dışarda olanlar ve içerde hazır / nazır bekleyenler. Hep 'ülkemizin önünü kesmeye çalışanlardan' bahsediliyor. Bir de arkamız var. Nice kuyu. Ülkemiz ve irademiz biraz zayıf olsa, kim bilir neler yaşanacak?

İşte bundan dolayı; devlete ve millete zarar verebilecek, insanları mağdur edecek, mazlum hale getirecek her türlü niyetin / oluşumun karşısındayız. Kimden gelirse gelsin.

Mevcut olan birçok olumsuzluğa rağmen, 'şükür' diyoruz. Daha geniş bilgi için bakınız: Aklen ve naklen müminin şükrü. (Kınalızâde, Ahlâk-ı Alâî, sayfa 382)

***

Yüz yıl önce başımıza ne geldi ve nasıl oldu? Bu soruyu tam manasıyla cevaplayabilmiş değiliz. Cevaplardan biri, belki de birincisi; en çetin düşmanın, içerdeki parçalanmışlık hali olduğudur.

Yanı sıra, şöyle söyleniyor ve doğrudur: 'Biz yasımızı tutamamış bir milletiz.' Neyi kaybettiğimizi yeni anlamaya / hatırlamaya başladık. Milletimiz aslına döndükçe, dışarda bırakılanların farkına vardı, varıyor. TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) gibi kuruluşların çabası biraz da bu yüzden.

O kıyamet yıllarında, milletimizin nasıl bir yalnızlık çektiğini biliyoruz. Aklıma, “turnam başım darda benim" türküsü geldi. Böyle bir yalnızlık.

Şimdi, tekrar o yalnızlığı yaşıyor gibiyiz. Kastım, halklardan ziyade yöneticiler, yönetimler. Son hamle, yavru vatandan geldi. Hemen fikrimi söyleyeyim: Kıbrıs elden gidiyor değil, gitmiş.

Ülkemiz, yüzüncü yıllara bir başına girdi. Kabul edelim veya etmeyelim, durum budur. Hiç dostumuz yok mu? Elbette var. Fakat onlar da kendilerine kurulan tuzaklardan kurtulmanın derdi içindeler.

***

Şimdi, 1915 Olayları'nın yüzüncü yılında, yeni bir saldırıyla karşı karşıyayız. Öyle anlaşılıyor ki, yalnızız.

Dünyanın tüm katilleri, kendilerini Türkiye üzerinden aklamanın telaşı / yarışı içindeler. Bu fırsat kaçmaz!

Kirli geçmişlerini bastırmak isteyenler, 'Türkler soykırım yaptı' iftirasına sarılıyor. Yeri gelmişken hakkını verelim: Sayın Bahçeli'nin Almanya'da konuşma yapıp Hitler'i hatırlatması önemliydi.

Bosna diyarını, Balkan topraklarını, Kafkas coğrafyasını, Kırım yarımadasını mezbahaneye çevirenler. Kırım Tatarlarını, Çerkezleri, Ahıska Türklerini vatansız bırakanlar. 'Dünyanın bütün kara parçaları'nda sayısız mezalim ve soygun yapanlar. Hepsi bir oldular, kanlı ellerini Türkiye pınarında yıkamaya çalışıyorlar.

Hem aklı başında, hem kalbi yerinde birçok insan, bunun 'siyasi bir haçlı seferi' olduğu konusunda hemfikir.

Görülen odur ki, ülkemizin ve milletimizin tarihi yürüyüşüne kaldığı yerden devam etme isteği, bir 'utanç duvarı'yla engellenmek isteniyor.

Nihayetinde, oyunun farkındayız: Yapan, yaptınız diyendir.
#1915 Olayları
#Bbosna
#osmanlı
9 years ago
Yapan, yaptınız diyendir
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî