|
Kültür teröristleri..

Tamam da bir şey söyleyin.

Elle tutulur, gözle görülür, itibar edilir, işe yarar bir şey sunun.

Dedikodu dışında bir proje, bir tez, bir söylem üretin. Üretin de herkes sahiplensin, değer versin, tartışsın.

Twitter muhalefeti, twitter entelektüeli, twitter siyaseti üzerinde ortaya hiçbir şey koymadınız. Sosyal medyayı küçümsediğimden yazmıyorum bunu. Sosyal medya üzerinden devrimler planlanıyor artık.

Ama siyasi mücadele, sosyal medyanın ötesine geçen derinlik ister. Sosyal medyanın bir adım sonrasına dair sorumluluk, ciddiyet, söylem, proje ister. Bir adım sonrası kargaşa ise, kargaşayı yatıştıracak hiçbir şey yoksa, sosyal medya bir teröre döner.

Entelektüel terörizm

Türkiye’nin en büyük problemi, siyaset değil entelektüel terörizmdir. Kültür teröristleri, inanılmaz bir sorumsuzlukla, bir adım sonrasına bile bakmadan, sadece yıkmaya ayarlı bir saldırganlık yürütüyor.

Bunu hiçbir ülkede göremezsiniz. Hiç bir ülkede, ülkenin ortak iyiliğini hedef alan, sabote eden, bir yabancıdan daha saldırgan ve yıkıcı entelektüel çevre göremezsiniz. Aydınlar arasında, siyasetçiler arasında, gazeteciler arasında bunu göremezsiniz.

Herhangi bir Batı ülkesinde eleştirinin sınırı bellidir. O sınır eleştirinin kendisidir. Eleştiri ile saldırı arasında bir çizgi vardır. Ondan ötesi yıkımdır. Hiç kimse, ülkesini, ülkesinin ortak iyiliğini hedef almaz. Onlarla konuştuğunuz zaman, Türkiye’yi saatlerce tartışabilir, eleştirebilirsiniz. Ama kendi ülkeleriyle ilgili sizinle tek cümle bile paylaşmazlar. Bu anlamda ifade özgürlüğünün çerçevesi, o hassas konulara dayanınca, Türkiye’deki kadar geniş başka da bir ülke yoktur.

“Cumhurbaşkanı’na suikast” çağrısı bİle yapabiliyorlar!

Cumhurbaşkanı’na söverler, tehdit ederler, suikast çağrısı yaparlar, ailesini hedef alırlar. Pilotuna, o uçağı düşür çağrısı bile yaparlar. Öyle bir çirkinlik, öyle bir seviyesizlik, öyle bir küstahlıktır ki bu.

Böylesine bir ihanet hiçbir ülkede yoktur. Bunların bir müeyyidesi yoktur. Mesele müeyyide de değil. Müeyyide ile bir şeyi önleyemezsiniz. Mesele düzeysizliktir. Kin ve nefretin gözleri karartmasıdır. Maalesef değme yazarlar, kanaat önderleri, gazete köşecileri bu seviyesizliğe batmıştır. Bu yüzden de ürettikleri terör dalgası dışında hiçbir varlıkları yoktur. İtibarsızlaşmışlardır. Türkiye kamuoyu tarafından dikkate bile alınmazlar. Kültür teröristleri bu anlamda en büyük darbeyi siyasete değil, entelektüel üretime vurmuştur.

Vatan hainliğidir bu

Başbakan New York’a gider, finans çevreleri ile görüşür. Amaç Türk ekonomisini daha da hareketlendirmektir. Türkiye ekonomik sıçrama yaşayan bir ülke. Elbette bu arkadaşlar buna inanmazlar ama dünya böyle görür. Biraz kafalarını kaldırıp, iyi niyetle, dünyaya baksalar, boş verin dünyayı, kendi mahallelerine baksalar, yaşanan mucizeyi göreceklerdir. Ama hınzırlık bu değil mi, kötülük bu değil mi, geri duramazlar.

Ziyareti boşa çıkarmak için inanılmaz bir yaygara koparılır. ABD’li bir yazarın “Türkiye’de ekonomik panik var” içerikli yazısı elden ele dolaştırılır. Sonra bakarsınız ki, o yazara malzemeler de buradan verilmiş. Paralel çevrelerin dolaştırdığı, “Türkiye’de panik var” havası estirilen yazı tamamen onlar tarafından sipariş yazdırılmış. Vatan hainliğidir bu.

Bu çevrelerin bugün dünyada Türkiye karşıtı en yıkıcı, zararlı lobi haline geldiğini görüyoruz. ABD’de, Avrupa ülkelerinde, uluslararası platformlarda ve ulaşabildikleri her ülkede Türkiye’ye zarar vermek için çalışmaktadırlar. Ekonomi batsın, terör azsın, çözüm süreci bitsin, siyasi kaos gelsin, hatta iç savaş çıksın. Çıksın da onlara gün doğsun. Onlar kazanacaksa Türkiye mahvolsun, batsın hiç önemli değildir.

Bu iktidar kavgası değildir. Bu, iktidarla hesaplaşma değildir, bu düpedüz Türkiye düşmanlığıdır.

Türkiye’yi savunmak mı, iktidarı savunmak mı?

Türkiye’de derinlikli eleştiriye acil ihtiyaç var. Her iktidar bu eleştirilere muhtaçtır. İktidar eleştirildikçe vardır, eleştirildikçe kendini yeniden kurar, sorgular. Ama Türkiye’nin sorunu bu değil. Sorun; kişisel, çevresel ve dar iktidar çıkarlarının Türkiye çıkarlarının çok önüne geçmesidir. Bu çerçevede hiçbir ahlaki değer kalmamıştır. Bu çevreler, sokak terörü dahil, her türlü yıkım faaliyetini yürütmektedir. Bu yıkımın bir adım sonrasına ilişkin hiçbir tezleri bulunmamaktadır.

İktidarı savunmakla Türkiye’nin iyiliğini savunmak arasındaki ayırımı bile yapamazlar, yapmazlar.

İktidara karşı olmakla Türkiye’nin zararına çalışmak arasındaki ayırımı ile yapamazlar, yapmazlar.

Evet, Türkiye’de çok ciddi anlamda kültür terörizmi vardır. Bu öncelikli bir tehdittir ve ülkeye zarar verici noktaya ulaşmıştır. Saldırganlık dışında tek cümle söyleyemeyenlerin, böyle bir derdi de olmayanların, Türkiye adına yazıp konuşuyor olmaları bir talihsizliktir.

Hani o güçlü yazarlar, nerede?

İsimlerini vermeyeyim, siz onları bileceksiniz; bir zamanların güçlü yazarları bugün nerelerde bir bakın. Ha, cevap hazır: “Siyaset bunları tasfiye etti.” Öyle değil, bu arkadaşlar kendi kendilerini tasfiye etti. Türkiye’yi konuşurken birden dar bir alana kendilerini hapsetti. Türkiye ve dünyadaki değişime ayak uyduramadı. Kendilerini yenileyemedi ve toplumsal bir değer üretemez hale geldiler. Bu yoksunluklarını, içlerindeki kişisel kin ve nefretle besleyip “siyaset bizi tasfiye etti” kılıfını üretti.

Vardıkları yer, savruldukları yer neresi bir bakın. Hepsi gidip o kültür teröristlerinin safına katıldı. Yok oldular. Artık onların bu ülkede hiçbir toplumsal karşılığı yok, böyle giderse olmayacak da.

Onlar için yol bitti!

Artık anlamalılar; Türkiye toplumu sadece kin, nefret ve küfür üretenleri sahiplenmiyor, dinlemiyor, ciddiye almıyor. On üç yıllık AK Parti iktidarı döneminde geleneksel muhalefetin yeni bir şey üretememesi, Türkiye’nin önüne yeni bir yol haritası, siyasi söylem koyamaması nasıl açıklanabilir? Böyle bir başarısızlık, böyle bir sığlık olabilir mi? Bu partiler hangi yüzle, hangi gerekçeyle, hangi söylemle oy isteyecekler? Kültür teröristleri ile bu partilerin durdukları yer aslında hiç de birbirinden farklı değil.

Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir çarpıklık, böyle bir başarısızlık öyküsü, böyle hazin bir tablo yoktur.

Geleneksel muhalefet de, entelektüel akıl da, AK Parti söylemlerinin bir adım önüne geçememiştir. Kabul edin ya da etmeyin, bu böyledir. Bir ülke için siyasetin entelektüel üretimin önüne geçmesi kadar garipsenecek bir durum yoktur. Bu, ciddi bir kayıptır. Sövgü ve küfürden başka bir şey üretemeyenlerin başlarını önlerine alıp asıl düşünmeleri gereken de budur.

Kültür teröristleri ve cazgırlar dışında entelektüel camiada yeni isimlerin hızla öne çıkması, bir şeyler üretir hale gelmesi zorunludur. Bağırıp çağıranlar içinse, yol bitmiştir!

#Twitter
#Türkiye
#New York
9 yıl önce
Kültür teröristleri..
İfâde hürriyeti
Kara dinlilerle milletin savaşı
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…