|
Benim 7 güzel adamım
Çok güzel adamlar hepsi. Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan, Erdem Beyazıt, Rasim Özdenören, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Alaadin Özdenören... TRT dizi yaptıktan sonra edebiyatımızın ve Anadolu'nun kadim şehri Maraş'ın bu 7 güzel insanını tanıdık, sevdik, daha çok okuduk. Bir kısmını tanıma şerefine ulaştım. Bir kısmı Hakk'ın rahmetine erişti.

Bu güzel insanları düşünürken, bir de kendim 7 güzel adam seçmek istedim. Baktım o kadar çok güzel insanımız var ki, şükrettim Allah'a. Hepsini yazmak isterim aslında. Şimdilik ilk 7 güzel adamımı yazayım, sonra devam ederim başka yazılarda güzel adamları anlatmaya.

Eminim herkesin gönlünde 7 güzel adam vardır. Hepsi yaşarken onları anmak ve ne kadar güzel adamlar olduğunu anlatma fırsatı buldum. Siz de, yazamazsanız bile, gönlünüzdeki 7 güzel adamı arayın, sevginizi ve saygınızı ifade edin. Sayıları her geçen gün azalıyor çünkü.

Benim 7 güzel adamım (isimler alfabetik).

Ahmet Taşgetiren: Orta ümmetin temsilcisi

Yeni Şafak'ta ilk gazeteciliğe başladığımda, gazetenin baş yazarıydı. Yüzünde tebessüm, gönlünde genişlik, yazılarında hep bir sarmalayan duygu vardı. Biz genç Yeni Şafak çalışanlarının gönlündeki genel yayın yönetmeni oydu. Hepimize yetecek kadar sevgisi, sağduyusu, bilgisi ve babacanlığı vardı. Ne zaman daralsam, sıkıntıya girsem Taşgetiren'i arardım. Bana hep umut verdi, yüreklendirdi, sıkıntılarımı giderecek öğütlerde bulundu. Ahmet Taşgetiren bana göre Kur'an'ın tarif ettiği, “Orta Ümmet” tabirinin temsilcisidir. Sağduyu ve hoşgörüsü ile bu ülkede herkes için önemli bir örnektir. Hala aynı güzellikte, yazıyor, konuşuyor ve ulaşabileceğim yerde duruyor çok şükür. Babacan, sevgi dolu, gönlünde herkese yer veren bir güzel adam.

Hüseyin Kutlu: Hat ile ruhun eğitmeni

Hüsnü Hat konulu bir belgesel izlerken, şu cümlesine vuruldum: “Biz hüsnü hat ile insan yetiştiriyoruz, ruhu eğitiyoruz.” Peşine düştüm. Hekimoğlu Ali Paşa Camisi'nde, kendi kurduğu, Uygulamalı Türk İslam Sanatları Kütüphanesi'nde buldum. Onlarca öğrencisi etrafında, hüsnü hat ile, tezhiple, ebru ile, musıkiyle, hanendeler ve sazendeler arasında insan yetiştiriyordu. Hattat, bestekar, felsefeci, mutasavvıf ve imamdı.

Ama beni peşinden sürükleyen özelliği dertli olmasıydı. İçinde koca bir insanlığın, İslam dünyasının ve memleketin derdi vardı. İslam sanatı, estetik ve medeniyet üzerine çok önemli fikirleri var. Hüseyin Hoca'nın şiir gibi hat meşklerini son dönem yapılan camilerin kubbelerinde bulabilirsiniz. Kendisi Beykoz'da kurmaya çalıştığı İslam Sanatları Merkezi'nde hala öğrenci yetiştiriyor, Ümmetin derdine yanıyor.

İhsan Süreyya Sırma: Bizim İbni Batuta'mız

Bizim gençliğimizde onun kitapları elimizden düşmezdi. Beyan Yayınları'nın çıkardığı her kitabını çiğnemeden yutardık. Tarih profesörüydü ama bence çok iyi bir seyyahtı aynı zamanda. Yaşı yetmişi geçmiş olmasına rağmen hala İslam coğrafyasında dolaşır. Bizim İbni Batuta'mızdır. Mora'yı, Eritre'yi, Keşmir'i, Afrika'daki Müslüman hareketleri hep ondan öğrendik.

Bizim İslam tarihi bilincimiz, Sırma'nın eserleriyle oluştu. Gözlerindeki enerji beni hep kamçıladı, onun gibi İslam coğrafyasında gezmek ve Müslüman kuşakların hikayesini anlatmayı çok istedim. Güler yüzü, ilim ve bilgiye olan düşkünlüğü ile güzel bir adam olarak hala dolaşıyor. Bilmediğimiz coğrafyalarda mazlum Müslümanların dertlerini yazmaya devam ediyor.

İsmail Kara: Düşüncenin tarihçisi, serdengeçtisi

1999 yılında Kanal 7 için İlk Meclis'i anlatan bir belgesel yapacaktım. İçerik danışmanı olarak İsmail Kara ile çalışmamı istediler. Gözlüğü burunda, Karadeniz aksanıyla konuşan bir adamdı. Cep telefonu kullanmazdı, hala da kullanmıyor. Bana İlk Meclis'i ve yakın tarihi anlatırken adım adım küçüldüğümü, cehaletimden yerin dibine girmek istediğimi hatırlıyorum. Kütüphanesindeki zenginlik ve düzen büyülemişti beni. Girdiğim yerin dibinden çıkardı beni. Tarihe aşık edecek şekilde bir kitap listesi hazırladı. Hepsini okudum ve o günden sonra tarihten kopamadım.

Kara, İslam düşünce tarihinin ne kıymetli bilim adamıdır aynı zamanda. Ben ise onun serdengeçti, dertli, ilimden başka düşüncesi olmayan tavrına hayran oldum. Adaletle karar verme ve gerçekçi analiz yapma örneğini İsmail Kara temsil ediyor benim için. Şu sıralar üzerinde çalıştığı görsel materyallerde Cumhuriyetin din algısı kitabı bitsin diye sabırsızlıkla bekliyorum.

İsmet Özel: Bizim deniz fenerimiz

Yeni Şafak'ta çömez bir muhabirken, birden karşımda İsmet Özel'i buldum. Yazısını kalemle yazıyordu ve bilgisayara geçecek biri olarak beni bulmuşlardı. Bana yazısını dikte ettirdi. Mermi gibi kafamıza saplanan şiirleri yüzünden oda kenevir, kendisi buhur kokuyordu sanki. Yanında bir tuhaf olduğumu hatırlıyorum.

İtiraf edeyim, o zaman kitapları bize ağır geliyordu ve okuyormuş gibi yapıyorduk. Ama şiirlerinin delisiydik. Gençlerin gözdesi ve korkulu rüyasıydı aynı zamanda. Azar işitenlerin sayısı az değildi. “Toparlanın gitmiyoruz” dedik mi, hepimizin gözlerinde bir İsmet Özel ışığı yanardı. Özel, bu ülkenin en cins beyinlerinden biridir ve bizim kuşağımızın deniz feneri gibi dimdik adamıdır. “Waldo sen neden burada değilsin” diye soracak kadar da yüreklidir.

Mustafa Kutlu: Bizim hikayecimiz

Kanal 7'de belgesel yaparken odamızda otururdu Mustafa Kutlu. Kanalın danışmanıydı, yıl 2001. Öykünün ve hikayenin üstadı, aynı zamanda sohbetin de piriydi. Ağzımız açık onu dinlemeye bayılırdık. Sigara içmek bir insana ancak bu kadar yakışırdı. Çok güzel kitap okurdu karşımızda. Gözlüğünü ara sıra çıkarır, yoldan çıkanlara iki laf sokar, güzel insanlara iki methiye düzer, sonra devam ederdi okumaya. Müslüman camianın yozlaşmasına ve yolunu kaybetmesine onun kadar tepki veren görmedim. O da İsmail Kara gibi Dergah ekolündendir. Ezel Bey'e hürmeten, dertlilerin Dergahı'dır orası. Mustafa Kutlu mütebessim halde, hala Anadolu'da anlatılmamış hikayelerinin peşindedir.

Mustafa Özel: Ekonominin edebiyatçısı

Bilim Sanat Vakfı'nı, Ahmet Davutoğlu ile kurduklarında sanırım Boğaziçi'nde öğrenci ya da asistandı. Ben ise O'nu Yeni Şafak'taki yazılarından keşfetmiştim. Kimsenin bilmediği kara mizah yazarlığını da ilk bilenlerdenim. Çok tatlı bir nüktedanlığı vardır. Edebiyat ve ekonomi nasıl olur da bu kadar güzel buluşur, Mustafa Özel'de gördüm.

Benim doğduğum, Ağrı'nın Taşlıçay ilçesinde doğmuş olması, sanırım ayrıca onu sevmeme neden oldu. Kurak topraklarımızdan çok az Mustafa Özel yetişti. Özel iktisatçı olmasına rağmen, dünya ve Türk edebiyatını o kadar derinlemesine okudu ki, ekonomi ya da iktisat tarihini romanlar üzerinden anlatacak kadar literatüre nüfuz etti. Şehir üniversitesinde, hala kitapların arasında geçiriyor hayatını. Ne Ankara'nın, ne medyanın, ne ekonominin parıltılı dünyası cezbediyor onu. Bana göre son yılların en güçlü eserlerinden biri olacak kitap çalışmasını hepimiz sabırla bekleyelim.

.../...

Benim gönlümdeki güzel adamlardan sadece 7'si. Sürçü lisan etmişimdir, tam anlatamamışımdır belki onların güzelliğini. Bence siz kendiniz keşfedin.
#Ahmet Davutoğlu
#Bilim Sanat Vakfı
#Mustafa Özel
#Mustafa Kutlu
9 yıl önce
Benim 7 güzel adamım
Ankara endişelerinde haksız mı!
yahya kemal’in gözüyle tevfik fikret
Severler güzeli gencüse
Arabın eşeği
“Almanlar et başında”