|
IMF keyif kaçırıyor, DTÖ ‘morali bozmayın’ diyor
Küresel ekonomi için konuşulan 'vasat büyüme' başlığı, dünya ekonomisinin birkaç sene öncesine kadar ortalama yüzde 5 civarında büyümesi iken, bugünlerde yüzde 3,5 civarında büyümesi anlamına geliyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, 2008 sonbaharında patlak veren son küresel finans krizi öncesi, zaten 170 milyon kişi düzeyinde olan küresel işsizlik verisi, ne yazık ki son küresel krizle birlikte 30 milyon kişi daha artarak, 200 milyon işsize ulaştı. Dünyadaki işsiz insanların yüzde 1,4'ü ise Türkiye'de. Nasıl ki, Türkiye'nin işsizliğini azaltmak için yüzde 4 ve üzerinde büyümesi gerekiyor; G-20 ülkelerinin bakan ve yetkilileri ile uzmanlar da, dünya ekonomisinin yeniden yüzde 4,5 ve üzerinde bir büyüme yakalaması gerektiğini belirtiyorlar.

Bu satırları, Dünya Bankası-IMF ilkbahar toplantıları ve G-20 ülkelerinin bakan, üst düzey ekonomi bürokratları ve iş dünyası temsilcilerinin yer alacağı T20 ile B20 toplantılarında yer almak üzere ABD'ye hareket ederken kaleme alıyorum. Bu toplantılarda, küresel ekonomik işbirliğine yönelik olarak, dünya ekonomisinin 'vasat büyüme' sendromundan nasıl kurtulabileceğine dair, iş dünyasının nasıl motive edileceği ve işsizlikle nasıl mücadele edileceğine dair fikirler ortaya konacak. Bir sonraki çarşamba günkü yazımda bunları size aktarma gayretinde olacağım. Bu noktada, dünya ekonomisinin yüzde 4,5 ve üzerinde bir büyüme yakalayabilmesi adına, önümüzdeki 10 yıl için, G-20 ülkelerinin 40 trilyon dolarlık yatırım hamlesini, 60 trilyon dolara çıkarması gerektiği prensip kararı da, son G-20 İstanbul Zirvesi'nde netlik kazandı. Bu nedenle, G-20 ülkelerinin her birinin de, kendi 'mega projeleri' üzerinde çalışmalarını hızlandırması gerekiyor .

IMF 'moraller kırılgan' diyor, DTÖ 'enseyi karartmayın'

Washington'daki ilkbahar toplantıları öncesi, geleneksel olarak, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nu açıklayan Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel ekonomideki ılımlı, ancak dengesiz büyümenin sürdüğünü belirtirken, 2015 ve 2016 yıllarına yönelik küresel büyüme tahminlerini sırasıyla yüzde 3,5 ve 3,8 olarak açıkladı. Söz konusu tahminler, IMF'nin ocak ayında güncellediği 'sonbahar' raporuna göre, 2015 yılı küresel büyüme tahminini yüzde 3,8'den yüzde 3,5'e ve 2016 yılının tahminini de yüzde 4'den yüzde 3,7'ye çektiğine işaret ediyor. Dünya ekonomisine yönelik risklerin son 6 ayda daha dengeli hale geldiği ifade edilen raporda, küresel ekonominin kısa vadede gelişmiş ülkelerin desteğiyle hafif ivme kazanacağı, ancak orta ve uzun vadeli büyümede birçok karmaşık faktörün etkili olacağı, görüşüne yer verildi.

Gelişmiş ülkelerden kaynaklanan etkenleri düşük enflasyon, yaşlanan nüfus, azalan toplam faktör verimliliği ve düşen yatırımlar, şeklinde sıralayan IMF, gelişmekte olan ülkelere yönelik faktörlerin ise büyük farklılık gösterdiğini kaydetti. Raporda, birçok yükselen piyasa ekonomisinin, 2007-2009 finansal krizinin ardından iç talebi arttıracak politikalara yöneldiği hatırlatılırken, bunun bazı makroekonomik kırılganlıklara da yol açtığı savunuldu. Doların, Ekim 2014 - Şubat 2015 döneminde önemli para birimleri karşısında yüzde 10 değer kazandığına dikkat çekilen raporda, aralarında avro, yen, Kanada Doları ve Norveç Kronunun da bulunduğu gelişmiş ülke para birimlerinin bile yüzde 7-8 değer kaybettiği bilgisine de yer verildi.

Raporda, zor makroekonomik şartlara sahip bazı ülkelerin, para birimlerindeki değer kaybından faydalanabileceği öne sürülürken, döviz kurlarındaki ani dalgalanmaların yabancı para birimleri üzerinden borçlanan ülkelere zarar verebileceği vurgulandı. IMF, diğer taraftan düşen enerji fiyatlarının, petrol ihracatçısı ülkeleri olumsuz etkilemesine rağmen, küresel ekonomiyi desteklemeye devam ettiğini kaydederken, 'Ekim 2014 Raporu'nda saptanan en çarpıcı risklerin ise hala geçerliliğini koruduğu; önemli ekonomileri etkileyen jeopolitik risklerin şiddetlenebileceği; emtia fiyatlarındaki sarsıcı değişimlerin ise endişe vermeye devam ettiği değerlendirmelerine de işaret etmiş durumda.

Küresel mali krizin yaralarını saran dünya ticareti ise, Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) verilerine göre hızlanmaya başladı. Merkezi Cenevre'de bulunan Dünya Ticaret Örgütü'ne göre 2014'te yüzde 2,8 olan küresel ticaret büyüme hızı, 2015'te yüzde 3,3'e, 2016'daysa yüzde 4'e yükselecek. Fakat, bu olumlu tabloya rağmen, DTÖ de, aynen IMF gibi, küresel ekonomik büyümenin kırılganlığına dikkat çekiyor. DTÖ Başkanı Roberto Azevedo sürekli jeopolitik gerginliklerden dolayı bu gidişatın kolayca tehlikeye girebileceğine de işaret etti. Dünya ticaret hızı son 20 yılın ortalaması olan yüzde 5,4'ün hâlâ çok gerisinde.

Dünyanın en zenginleri bu şehirlerde yaşıyor

İngiliz servet danışmanlığı şirketi WealthInsight, dünyanın en zenginlerinin en çok hangi şehirlerde ikamet ettiğini açıkladı. 30 milyon doların üzerinde serveti bulunanları inceleyen şirketin raporuna göre, Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kenti 70 dolar milyarderiyle en çok zenginin yaşadığı şehir. 4.224 kişi ile Londra en çok multi-milyonerin yaşadığı kent olurken, Tokyo 461.000 kişi ile en çok milyonerin yaşadığı kent. Tokyo'nun ardından en çok milyonerin yaşadığı ikinci kent New York olurken, onu Londra ve Paris izliyor. Listede şaşırtıcı sonuçlar da var. Milyarderler listesinde ikinci olan Moskova, milyonerler listesine ancak 20 sıradan girebildi.

Aynı durum İstanbul için de geçerli. Milyonerler sıralamasında ilk 20'ye giremeyen İstanbul, milyarderler sıralamasında ise ilk 10'da yer aldı. 2012'de Türkiye'deki milyoner sayısı yüzde 23,2 artarak 94.000'e ulaşırken, bunların yüzde 43'üne İstanbul ev sahipliği yapıyor. Araştırmaya göre dikkatle izlenmesi gereken ülke ise Çin. Uzmanlar, Çin'in 2020 yılında servet sahiplerinin sayısı açısından Japonya ve Almanya'yı geçerek ikinci sıraya yerleşeceğini tahmin ediyor. Hindistan da yükseliş göstermesi beklenen bir diğer ülke. Ve, sıkı durun, 2030 yılında, Çin'de milyon dolar serveti olan kadın ve erkek sayısı, Euro Bölgesi nüfusunu geçecek. Türkiye'nin Çin'e ilgisini katlayarak arttırmasında yarar var.
#imf
#Dünya Bankası
#küresel ekonomi
9 yıl önce
IMF keyif kaçırıyor, DTÖ ‘morali bozmayın’ diyor
Fransa’nın yaptırım tehditleri için Ankara ne diyor?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü