|
Dünya bükemediği eli sıkmak zorunda kalacak…
Yaklaşık iki aydır İstanbul 2. Bölge adayı olarak diğer 87 kıymetli vekil adayımız ve teşkilatımızla birlikte sahada seçim çalışmaları yapıyoruz. Herhalde hayatımın en değerli tecrübelerini bu süreçte yaşıyorum. Özellikle teşkilatımızın gönüllü neferleri ile tanışmak, bu büyük aileye katılmak benim için büyük bir mutluluk oldu. AK Parti teşkilatı, ana kademe, Kadın ve Gençlik teşkilatı ile birlikte aslında seçmenin neredeyse kendisi olmuş. Dünyanın en büyük sivil toplum hareketinden bahsediyoruz. Arkasında en az kırk yıllık bir tecrübe olan, son 13 yılda ise sadece Türkiye'yi değil, bölgeyi değiştiren, mazlumlara ümit olan bir sivil hareketin içinde bulunmak büyük bir onur benim için.

Bu hareket şiddetle ilişki kurmamış, sorunları siyasetle çözmenin aklını ve gücünü oluşturmuş, bu gücü de hükümet ve liderlerine aktararak ülkenin önünü açmış, adeta bir destan yazmış. Şu anda da, AK Parti teşkilatı, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümetinin önderliğinde, sadece kendi partilerinin değil, tüm Türkiye'nin başarısı, huzuru ve ayağa kalkışı için çalışıyor.

Teşkilatın içinde tedavisini yarıda bırakmış, yoğun bakımdaki hastasını komşusuna teslim etmiş, çocuklarını iki aydır görmemiş, günde üç dört saat uykuyla çalışan gönüllü insanları gördükçe, bu halk için ne yapılsa azdır diye düşünüyor insan. AK Parti'nin başarısının, güçlü liderlik, güçlü teşkilat ve güçlü halk desteğinden geldiğini bir kez daha, ama bu kez çok daha yakından teyit etme fırsatım oldu.

Florya'da pazarda dolaşırken, neredeyse tüm hamallar teker teker yanıma geldi ve benimle fotoğraf çektirdi. Ama asıl istekleri bana Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız'a verdikleri desteği, duydukları sevgiyi iletmemdi. Halkımızın politik bilinci o kadar derin ki, halkımız o kadar sağduyulu ve hikmetli ki, bizler gerçekten kendilerine asistanlık etsek yeterli. Hamal kardeşlerim bana bütün gün varsıl müşterilerinin mallarını sırtlarında taşırken kendileri ile politik tartışmaya girdiklerini ve onları ikna etmeye çalıştıklarını anlattılar. “İkna oluyorlar mı” diye sordum, “İkna olmaları önemli değil, biz partimizin görüşlerini onlara anlatmak istiyoruz sadece” dediler.

Seçmenimiz büyük oyunun ve bu seçimlerin sıradan bir seçim olmadığının farkındalar. AK Parti'nin seçimlere bu kadar asılmasının nedeni aslında bu sürecin siyaset ambalajına geçirilmiş bir darbe süreci olduğunun gayet farkında olmalarından. Mesele AK Parti'nin seçimi kazanmasından ziyade, çok güçlü bir halk desteği ile bütün dünyaya bu darbeye müsaade edilmeyeceği mesajının iletilmesi. O yüzden seçimi kazanmaktan öte, halkın mesajının mümkün olan en güçlü şekilde, bir oy daha fazla alarak dünyaya iletilmesi esas motivasyonu oluşturuyor.

CHP, MHP, HDP, PKK, paralel örgüt, DHKP-C, Doğan medyası, küçük sosyalist gruplar, bu halk hareketinin önünü kesmek ve AK Parti'yi zayıflatarak gerici bir karşı devrim için üst akıl tarafından harekete geçirilmiş durumda. Bunların başına, halkı iradesine saygısızlık eden önceki partilerin, grupların, tuzlukların başına ne geldiyse o gelecek.

Ama zaten yeni, temiz, yerli bir muhalefetin ortaya çıkması için de bu ihanet ve çürüme sürecinin tamamlanması gerekiyor. Bunlar parti değil, ya bir terör örgütünün legal yüzü, ya da vesayet kulüpleri… Bu gerçeği paralel/Doğan medyasının makyajları ve kuru gürültü ile bir süre sakladıklarını düşünebilirler; ama benim sahadan tespitlerim o ki, halkımız kimin kim olduğunu ve ne yaptığını çok iyi çözmüş durumda.

Zaten kendilerini bekleyen siyasi sonu çok iyi bildiklerinden bu seçimler öncesi ittifak yaptılar ve ahmak oldukları için kendilerine atfettikleri gücü abartarak “Bu kez AK Parti'nin hesabını göreceğiz” inancına kapıldılar.

Zaten asıl mesele AK Parti tabanına bir şeyler anlatmak değil. Biz sadece onları dinlesek daha iyi ederiz. Asıl mesele sanki doğal bir seçim süreci yaşanıyormuş, mesela HDP bir Kürt partisiymiş, MHP milliyetçiymiş, CHP anamuhalefet partisiymiş gibi düşünen, medyanın algı operasyonunda etkilenen diğer partili seçmenin büyük resmi görmesi. Özellikle HDP'ye oy verecek olanlar, “Biz yüzde 10'u geçtik ve bunu özerkliğe onay sayıyoruz” diyen bir PKK ile baş başa kalırken kendilerini çok kötü hissedebilirler.

MHP'yi ise anlamak gerçekten mümkün değil. 2001 krizinde ülkeyi batırıp beş sene dayanamayıp hükümeti terk eden MHP mi, yoksa onların devrettiği enkazdan bir dünya gücü çıkaran AK Parti mi daha yurtsever? Tank, helikopter, muharip gemiler inşa eden, IMF'yi ülkeden kovan bir AK Parti mi, paralelle kol kola halay çeken MHP mi daha milliyetçi?

Halkımız her şeyi görüyor. 7 Haziran'da bu ülkeyi eski Türkiye'nin karanlığına çekmek isteyenlere net bir cevapları olacak. Benim sahadan, binlerce kişiden aldığım işaret bu. Ülkemiz için hayırlı bir dönem açılacak. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi ile değişimi kalıcı hale gelecek, halkın iradesi esas olacak. Dünya da Yeni Türkiye ile el sıkışmak zorunda kalacak.

Bükemedikleri elin sahibi ile el sıkışacaklar…
#seçimler
#paralel örgüt
#eski türkiye
#yeni türkiye
٪d سنوات قبل
Dünya bükemediği eli sıkmak zorunda kalacak…
Kara dinlilerle milletin savaşı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü