Karar vermiştim uzun zaman önce; millet adına değil, kendi adıma.
Bir şiir demiştim, tekrar okutmuyorsa kendini, zayıftır.
Hâlâ aynı fikirdeyim.
O yüzden ki daha ilk birkaç mısraında zorlandığım şiirleri okumak için yormuyorum kendimi yokuş çıkan atlar gibi.
Geçiyor ve üzülmüyorum.
Ciddi bir emek ister şiir okumak da yazmak da.
İsterseniz yazmak yerine söylemek deyin, aynı kapı.
Bazen de defalarca okuruz.
Çünkü çok sevmiş, çok beğenmişizdir.
Mecburiyetten değil, sevdiğimizden ezberimize girer.
İç içe oluruz beğendiğimiz şiirlerle.
*
Ancak her şiir kolayca ezberde yer etmez.
Cem Yavuz’un şiirlerine sözü getirmek istiyorum.
Son kitabı “20 Ölümsüz Şarkı ve’s-samt” yeni çıktı.
Kolay bırakılan bir şiir değil Cem Yavuz’un şiiri.
Kolay anlaşılan şiir hiç değil.
O yüzden defalarca okumak ve yine bazı kısımların açıkta kaldığını hissetmek, neredeyse kaçınılmaz.
Anlamak için biraz düşünmek yetmiyor.
Formül gibi şiirlerin çoğu.
Meydan okuyan bir tavrı var şairin.
Herkes okumasın, anlayan gelsin der gibi.
Fakat yavaş da olsa çözüm başlayınca, yakınlık derecesi artıyor.
*
Şimdi, 20 ölümsüz şarkıdan birini seçelim.
Apansız Orfe olsun…
*
kendine önem atfediyor zerre
önemsenmek istiyor mutlak biçimde
ne kadar bölünürse bölünsün
başka bir zerreye bir başka
zerrenin içinde
mutlağın gücünü duyuyor
kendinde gücünü mutlağın
kendinden biliyor
farkına var
mak
sızın
zerreliğin
*
açılan ne ki dünyada
zerreyi parçalayıp mutlakta
seyrediyor
hayâle bağışlanan bir kadın
göğercin adımlarıyla şi’rinde
seyredenken erkeğinin
- tanrım nedir yarattığın insan
İnsan içre bir vesile değilse!
*
İmlaya dair söylenmesi gereken hususlar da var Cem Yavuz’un şiirinden hareketle.
Onu da başka bir zamana bırakalım.
İleride bir gün genişçe ele alırız kısmet olursa.
Zaman çuvala girmedi ya!