|
Başbuğluk sistemine geçelim

Başkanlık sistemine toptan itiraz edenleri ikna edecek formülü buldum.

İsmi “Başkanlık” değil, “Başbuğluk sistemi” olursa, MHP'liler sıcak bakacaktır.

MHP'lilerin bakışını daha da ısındırmak için diğer hamle şu:

Kurucu lider merhum Alparslan Türkeş'in “Başkanlık sistemi” ile ilgili açıklamalarını, bu sistemi destekleyen televizyon ve radyo kanalları, her gün hava durumu ile haber bültenleri arasında düzenli olarak yayınlamalı.

*

CHP'liler için bunun bir etkisi olmaz.

Atatürk ve İnönü'nün bu konuda kayıtlarda bir açıklaması bulunduğunu hatırlamıyorum.

Atatürk malum; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı.

O dönem bir sıkıntı yoktu.

Ayrıca, cumhur kelimesini kullanmayı tercih etmeseydi, sadece “Başkan” diyecektik.

İsmet İnönü dönemi de aşağı yukarı aynı geçti.

İnönü de zaten başkan gibiydi.

Hatta, “Millî Şef” olarak başkandan öte konumdaydı.

Yönetimle ilgili ciddi bir problem yaşanmadığı için de başkanlıkla ilgili konuşmamıştır.

Bu durumda, başka bir yöntem gerek.

*

“Başkanlık sistemini Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi için istemiyor, bizzat Kemal Kılıçdaroğlu için istiyor” denirse, faydası dokunur.

Esas itibariyle Erdoğan kendim için istiyorum dese bile ne kadar doğru olur?

İnsan ömrü sınırlı nitekim.

Ve günün birinde emr-i hak vaki olunca, Allah gecinden versin, başkaları o makama gelecek.

Tıpkı yeni yaptırılan Cumhurbaşkanlığı binasını yanında götürmeyeceği gibi...

Hepsi sonradan gelenlere devredilecek.

Bu ihtimal değil, kesin.

Bir de ihtimal olan var.

Başkanlık için yapılacak ilk seçimi Kemal Bey'in kazanması.

Gülmeyin.

Ben gülüyorum ama siz kendinizi tutun.

Ciddi bir mevzu bu.

Eğer yeni bir Ekmelettin bulmaz da kendi adaylığını koyarsa, kazanma ihtimali var.

En azından kâğıt üstünde.

*

Önemli bir hususu not edelim.

Yeni Türkiye'nin yeni sisteminin adı Başkanlık da olsa, Başbuğluk da olsa fark doğurmaz. Denetlenebilirlik şartı olduktan sonra dert değil. Ayrıca adına Başbuğluk dendiğinde bizi Orta Asya'nın bozkırlarına götürmez.

KİMİN BARAJ SORUNU VAR?

HDP'li yöneticiler ve milletvekilleri ısrarla “Baraj sorunumuz yok” diye açıklama yapıyorlar.

İnşallah doğrudur.

HDP'siz bir Meclis noksan olur.

Fakat yüzde onluk bir baraj da hafife alınacak cinsten sayılmaz.

Eğer HDP'nin baraj sorunu yoksa, birinin olmalı.

Evvelce CHP ve MHP baraja takılıp Meclis dışında kalmış, bir dönemi uzaktan bakarak geçirmişlerdi.

*

O halde izninizle bir tespitte bulunayım:

HDP'nin baraj sorunu yoksa, AK Parti'nin baraj sorunu var.

Hesap ortada.

HDP'nin Meclis'e girip girmemesi arasında çok ciddi bir fark var.

AK Parti'nin 70 civarında milletvekili sayısı azalıp artabiliyor.

Bu durumda sorun, HDP kadar AK Parti için de geçerli.

Nitekim, birinin de sahiplenmesi lâzım baraj sorununu.

Cami avlusuna bırakılmış yetim bebek gibi kalmasın.

#MHP
#Alparslan Türkeş
#Atatürk
#Erdoğan
9 yıl önce
Başbuğluk sistemine geçelim
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon