Haşmet Babaoğlu sinirlenmiş, tahammülünün istinat duvarını yıkanları peş peşe sıralamış.

“Aydın beyler, münevver hanımlar...

Cihangir merdivenlerinden kayanlar...

Şehre Adalar›dan bakanlar...

New York’ta ikamet edip Soma’da madene inmiş gibi yazanlar...

Daha düne kadar ‘badem bıyıklılar’ diye horladıkları paralellerle birlikte şimdi melanet cephesine kaydolmaya çalışanlar...” şeklinde söze başlayıp ne faşizanlıklarını bırakmış, ne sahte halkçılıklarını.

“Silahlı direnişin vakti geldiğinden” bahseden ulusalcıları, solcuları ve liberalleri de eklemiş listeye...

*

Haşmet Babaoğlu saymış döktürmüş, iyi de etmiş ama sanmam ki bir kişi dahi etkilensin.

Onlar yine bildiklerini okuyacaktır.

Yine düne kadar aşağıladıklarına destek vermeye devam edeceklerdir.

“Paralel mi? O da ne?” diyeceklerdir.

Ülkede ilk defa halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı muhatap almayıp Pensilvanya’daki sahte pasaportlu kişiyi kendilerine yakın göreceklerdir.

Görsünler...

*

“Bana arkadaşını söyle...” diye boşuna söylememiş eskiler.

O sözün arkasının nasıl geldiğini bilirsiniz ama artık devir değişti, o meşhur sözler başka türlü de bitebilir.

Bana arkadaşını söyle, ben de sana arkadaşımı söyleyeyim.

Bana arkadaşını söyle, başka bir şey söyleme.

Bana arkadaşını söyle, sana çay söyleyeyim.

Bana arkadaşını söyle, arkadaşın da zaten seni söyledi.

Bana arkadaşını söyle, beraber neler yapabileceğinize karar vereyim.

Bana arkadaşını söyle, arkadaşının sana ne kadar borcu olduğunu tahmin edeyim.

*

Sadece bu değil, bütün atasözleri ve deyimleri yeni baştan gözden geçirebiliriz.

Mesela:

“Keser döner, sap döner...”

Keser döner, sap döner; bakkal dönmez, kasap döner.

Keser döner, sap döner; döne döne her şey yerini bulur.

Keser döner, sap döner; keser köfte, sap köfte.

Keser döner, sap döner; sap kırılır, keser dönmez.

Keser döner, sap döner; keser çürük, sap çürük.

Keser döner, sap döner; üstüne yoğurt dökersen olur iskender.

*

“İyilik yap, denize at...”

İyilik yap, denize at; yüze yüze gitsin.

İyilik yap, denize at; ihanet etmeye fırsat bulamasın.

İyilik yap, denize at; balıklar da yesin.

İyilik yap, denize at; havaya atma.

İyilik yap, denize at; göle eşek.

İyilik yap, denize at; deniz her şeyi kabul eder.

*

“Yanlış hesap...”

Yanlış hesap Şam’dan döner.

Yanlış hesap Kahire’den döner.

Yanlış hesap Beyrut’tan döner.

Yanlış hesap Antep’ten döner.

Yanlış hesap Urfa’dan döner.

Yanlış hesap Bursa’dan iskender.

Bir cümle de “Patronlar kulübü” olarak bilinen dernek için söylemek lâzım.

Aslında onu başlıkta söyledik.

Belki ayrı yazmak daha münasip: TÜÜ SİAD.