İyi ki seçim var. İyi ki bir sürü parti var. Çoğu seçime girmiyorsa bile, her görüşü karşılayan parti bulunuyor.
Seçin, beğenin, istediğinize mührü basın.
Ne kaldı şurada? İki aydan daha az bir zaman.
Fakat biliyoruz ki bu süre kolay geçmeyecek.
*
Seçim kampanyalarını, mitingleri, seçim bildirilerini kast etmiyorum.
7 Hazirana kadarki süreyi, zorlu bir dönem haline getirmek isteyenlerin yaptıklarını ve yapacaklarını düşünmek lazım; millete ve değerlerine yönelik çirkin saldırılar hızlanacaktır bu süreçte.
Belki MİT tırlarını durdurmaya, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Genel Kurmay ve daha pek çok yeri dinlemeye, sınavlarda usulsüzlük yapmaya kalkmazlar ama ellerinden başka türlü eylemler gelir herhalde.
Her alanda büyük ses getirecek planlar yapmak mümkün.
*
Siyaset, sanat, spor, sanayi…
Bunlar, ters yönde at koşturmak isteyenler için, son derece elverişli zeminler sunabilir.
Son dönemde yaşanan birkaç hadise, bu düşünceyi haklı çıkarıyor.
Savcı Mehmet Selim Kiraz suikastı ve Fenerbahçe otobüsüne yapılan saldırı…
Birbiriyle alakasız gibi dursa da aslında aynı amaca yönelik olma ihtimali yüksek.
Sporun siyasete uzak olmadığını, meydana gelecek provokasyonların da toplumun geniş bir kesimini etkileyeceğini kabullenmemize işaret ediyor.
*
O yolda kafa yoran herkes, ülkeyi karıştırmak için kendi alanında elinden geleni yaparsa, halkın kafasını karıştırmak için belli bir mesafe alabilirler.
Terörist olan suikast yapacak…
Kamuoyu yoklaması hazırlayan mümkün olduğunca çarpıtmaya çalışacak…
Gazetecisi haberlere takla attıracak…
Televizyoncusu çağırdığı konuklara hakaret edip sesini kesecek…
Yorumcusu gönlünden geçenleri gerçekmiş gibi aktaracak…
Peki, bütün bunları millet yutacak mı?
Emin olun ki çoğunun bir etkisi olmayacağını onlar da biliyor.
Ne kadar etki olursa kârdır düşüncesi hâkim olsa gerek.
*
Gördünüz işte, Mirgüncük rezil olduğuyla kaldı.
Sokağa çıkacak yüzü yok fakat çıkar yine.
Öteki rezil olmamak için özür diledi ama itibar karnesi lekelendi.
Hürriyet'in Ankara Temsilcisi olan muhterem şahıs Deniz Zeyrek'ten bahsediyorum.
AK Parti, Uşak milletvekili adayı mimar Eyüp Gökhan Özekin'i canlı yayında 'El Kaide' terör örgütüyle ilişkili göstermeye çalışmıştı.
Gösterdiği fotoğrafta Hakan Albayrak, Ebubekir Kurban, Bülent Akyürek, Âdem Özköse ile beraber Özekin de bulunuyordu ve o aslında çıkardıkları Sancaktar dergisinin reklâmıydı.
“La ilahe illallah, Muhammedün resulullah” yazan kelime-i tevhidi, terör örgütlerinin bayrağı sanmak, Batıdaki kötü niyetli cahillere has bir tutum.
*
Ama bizim Zeyreklerin onlardan kalır yanı yok.
Çuvalladığı ortaya çıkınca özür dilemiş.
Eh buna da şükür.
Kötü niyetli bakışını inatla sürdürebilirdi de.
Zararın neresinden dönse kâr.
*
Bir diğer hususu atlamak olmaz.
Hürriyet, İslam'a saldırmak için bir haberi uydurma olduğunu bile bile yayınlamaktan kaçınmadı.
Bazı internet sitelerinde, Suudi Arabistan müftüsünün “Müslüman bir erkeğin, çok aç kaldığı takdirde karısını yiyebileceğine” dair bir fetva verdiği haberi çıkmıştı. Kısa sürede asparagas olduğu anlaşıldı.
Hürriyet, bunun uydurma olduğuna yönelik bir haber yaptı ancak haber, o sözleri tekrardan ibaretti.
*
Hiç endişe etmeyin, seçime kadar daha birçok numara göreceğiz.
Bu bazen patlayan bir çöp bidonu olabilir, bazen de böyle elde patlayan uyduruk haberler.
Ya da CHP adayı Tuncay Özkan'ın “AK Parti'nin 3. olacağını” söylemesi gibi harika yorumlar şeklinde.
#mehmet şeker
#köçe yazısı
#seçimler
9 yıl önce
Her alanda saldırsanız da alçaksınız, saldırmasanız da
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle
