|
Beşir Ayvazoğlu

Bir tarihte bir yerde (Dergâh olabilir) şöyle yazmıştım: “Bu ülkede bugün için Türkçe’yi en iyi kullanan iki yazar var. İkisi de Sivas’lı. Biri Ahmet Turan Alkan, öteki Beşir Ayvazoğlu”. Bunlar aynı kuşaktan olup arkadaştır.

Turan Alkan’ın üslubu artistiktir. Ara sıra patlayan mizah bombaları taşır. Bazan çağlayanlar gibi coşar, bazan durgun bir göl olur. Hissiyatı aklına hakim gelebilir. Bu anlarda çok dokunaklı metinler çıkarır. Ben onun gazete yazıları ile değil “Altıncı Şehir” ile anılacağını umuyorum.

Beşir Ayvazoğlu ise kılık kıyafetinden yazısına kadar titizlik timsalidir. Ağırbaşlı, vakur ve ciddidir. Daktiloyla yazarken bir tuşa yanlış bassa, kâğıdı çıkarır yazıyı yeniden yazardı. Gazetecilik yaptı ama hep kültürle uğraştı. Ben onun şiirine de, roman hevesine de karşı çıkmıştım. Birlikte aynı semtte (Merter) oturduğumuz yıllarda kendisinin ilk arabası (Serçe) ile eve dönerken “İslâm estetiği” üzerine ne çok konuşmuştuk. Beşir Ayvazoğlu şimdiye kadar verdiği eserler ile isimlerini anmayayım (fitneye sebep olur) bazı yakın ve uzak dönem akademisyenlerimizin ve kültür adamlarımızın çok üstünde bir yer kazandı.

Bileğinin hakkı ile.

Sadece Peyami Safa üzerine yazdığı kitap akla ziyan bir çalışmanın ürünüdür. Peyami yüzlerce dergi ve gazetede yazmış biridir. Onun izini sürmek, kütüphanelerimizin perişan tasnifleri arasından mecmuaları bulup çıkarmak. Sahaflardan ayrılmamak, dostları ve yakınlarından bilgi almak, görsel malzeme toplamak bir ömrü alır.

Hele ki fikir hayatı zik-zaklarla dolu böylesi bir yazarın fikriyatını değerlendirmek; onu hem edebiyatımızın, hem gazeteciliğimizin, hem fikir hayatımızın bir yerine yerleştirmek ne kadar zor bir iştir.

Ama Ayvazoğlu böyledir işte zora talip olur ve eşsiz eserler verir. “Peyami” böyledir.

Onu bir yana koyun, Yahya Kemal ile o kadar uğraşmıştır ki, sanırım bugün için ülkemizde ondan iyi Yahya Kemal uzmanı bulamazsınız.

Bazıları gibi bildiklerini kendine saklamamış, esere dönüştürmüştür. Fevkalade seçkin bir kütüphanesi olup aynı zamanda bir kitap kurdudur.

Ahmet Haşim, Tarık Buğra, Malik Aksel, Yunus Emre gibi zatlar üzerine yazdıkları da aynen Peyami gibi titizliğin eseridir.

Ayvazoğlu’nun bir kültür adamı olarak ayrı bir özelliği de kültürümüzün (eski-yeni) hemen her alanına ilgi duymasıdır. Ben onu gıyaben tanıdığımda, daha çocuk yaşta “Divan” dergisinde aruzla şiirler yazıyordu. İlgi alanı musıkiden hatta, mimariden şehirciliğe, tarihten estetiğe uzanır. “Aşk Estetiği” bir başucu kitabıdır. “Divanyolu” ile “Geceleyin Dersaadet” İstanbul uzmanlığını gösterir. “Güller Kitabı”nda çiçek kültürümüzü dile getirir.

Pek çok kitap yazan Ayvazoğlu gazeteciliğin yanında pek çok kitabın hazırlığında rol almış, epeyden beridir rahmetli Ahmet Kabaklı’nın “Türk Edebiyatı” dergisini çıkarmaktadır.

Dergi onun yönetiminde bambaşka bir hüviyet kazanmış, estetik olgunluğa ulaşmış, her sayısı saklanacak, müracaat edilecek noktaya varmıştır.

Eserleri artık “Kapı Yayınları” arasında çıkan Ayvazoğlu’nun son kitabı “Asaf Hâlet Çelebi” üzerinedir (Kasım 2014). (Şairle ilgili ilk doğru-dürüst kitabı Rahmetli Mustafa Miyasoğlu yazmıştır.)

Kadri pek bilinmeyen bu çok yönlü şairimizin hayatını da, yine o bildik titizliği ile anlatıyor. Kitaba koyduğu belgeler ve görseller esere revnak katmış.

Yukarıda söyledik, Ayvazoğlu yakın tarihimizin ediblerini, âlimlerini, sanatçılarını tanır. Asaf Hâlet de böyle çok yönlüdür. O da yazarlar, şairler, hattatlar, musıkişinaslar, ressamlar arasında, tasavvuf muhitlerinde bulunmuştur. İlginç bir sanatçıdır.

Bu biyografide yeri geldiğinde Ayvazoğlu şairin muhitinde yer alan kişilerin, eserlerin, olayların aslını-esasını zengin dipnotlar ile okurlara sunuyor.

Bu dipnotlara bakınca Beşir’in bu eseri vücuda getirmek için nasıl bir çaba sarfettiğini, ne kadar kitap mecmua karıştırdığını, kimlerle ne kadar konuştuğunu, bilgi topladığını görüyorsunuz. Böylesi eserler kaleme almak her babayiğidin harcı değildir. Hem bir donanım-birikim ister, hem aylarca çalışma.

Ayvazoğlu’nun kültür dünyamıza hediye ettiği kitaplar saymakla bitmez, disiplinli çalışma hayatı onu aynı zamanda velud bir yazar yapmıştır.

Biyografileri, diğer eserleri gibi sanatkârane bir üslupla kaleme alınmış, anekdotlar-notlar-alıntılar ile zenginleşmiştir. Bu sebeple zevkle okunur.

Beşir kardeşimi tüm eserleri için tebrik ediyor, kendisine sağlık-afiyet, uzun ömür diliyorum.

#Ahmet Turan Alkan
#Beşir Ayvazoğlu
#Peyami Safa
il y a 9 ans
Beşir Ayvazoğlu
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle