Cumhurbaşkanı Erdoğan dün, Türkiye-Ukrayna Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı için Ukrayna’ya hareket etti. Ziyaretin nedenine ilişkin resmi açıklama, “… güncel, ikili ve bölgesel konuların kapsamlı ele alınması ve Ukrayna ile stratejik ortaklık boyutu taşıyan ilişkilere ivme kazandırılması” şeklinde. Devlet Başkanı Petro Poroşenko ve Başbakan Arseniy Yatsenyuk ile de görüşüldü.
45 bin asker, 3 bin araç, 45 civarında savaş gemisi, 15 denizaltı ve 110 savaş uçağı. Bitmedi. Mobil balistik füzeler ve stratejik bombardıman uçakları, Kırım’da konuşlanan Tu-22M3 uzun menzilli stratejik bombardıman uçakları ve koruma gemileriyle beraber balistik füze denizaltıları. Kuzey, Baltık ve Karadeniz filolarından batı ve güneydeki askeri bölgelere kadar uzanan bir tatbikat. Bu Rusya’nın en büyük askeri tatbikatı mı, hayır. Ama en stratejik ve tehlikeli olanı!
Cephe çizgisi, bu köşenin okurları gayet iyi hatırlayacaktır birden çok defa bu haritayı çizdim; “Arktik, Baltık, bir yay halinde Avrupa ile sınırlar ve Karadeniz.” Ve hâlâ mini haritadır. Artı, nükleer bir dil var ortada. Balistik füzeler ve stratejik bombardıman uçaklarının mevzilenişi buna işaret ediyor. Kaldı ki Batı’nın bu hacmi ve aklı görmemesi mümkün değil. Değil ama ABD’nin bölgede yaptığı tatbikatlar kıyasla “cüce” evsafında. (Buradan da anlıyoruz ki, ABD, Avrupa’ya yönelik bu yüksek tehdidin politik getirilerinden yararlanmak ve Avrupa’nın “eski sevgisini” istiyor.)
Üstelik “ani” bir tatbikattır bu. Kimsenin haberi yoktu, 16’sında başladı. Ve tabii bu geniş cephede yürütülen tatbikatın zamanlaması Putin’in esrarengiz şekilde ortadan kaybolduğu zamana denk düşüyor. ‘Manidar zamanlama’ bile değil, tehlikelidir.
Belli ki Kremlin-bir müstakbel demeyelim ama-olası bir savaşı kazanıp-kaybetmekten ziyade nelere mal olabileceğinin altını çiziyor. Ukrayna’da bir adım bile gerilemeyeceğini, askeri bir oldu-bitti denemesine meydan vermeyeceğini işaretliyor.
Ankara sadece bekliyor.