|
Ortadoğu’da gizli petrol görüşmeleri
‘Bu bir Müslüman ihanetidir! Petrol fiyatlarının düşüşü, sadece ekonomik bir konu değil, daha çok bazı devletlerin politik entrika ve planlarının sonucudur…”

İran Devlet Başkanı Hasan Ruhani’nin kılıç keskinliğindeki bu sözleri-isim zikretmese bile-alenen Suudi Arabistan’ı kesiyor. (‘Iranian President Views Falling of Oil Prices As A Plot against Regional People, Muslims’, 10/12, Fars News.)

Tahran petrol gelirlerine hayli sırt dayamış bir başkent ama ‘petro-politik tuzak’ için üstüne yuvarlanan boş petrol varillerinin çıkardığı sesler ile gerçek hasar arasındaki farkı bilmek lazım.

Rusya ve İran’a diz çökertmek için ABD ve Suudi Arabistan tarafından kurgulanan petrol fiyatlarındaki düşüş, İran ekonomisine ne kadar darbe vuruyor olabilir?..
RUSYA VE İRAN, OBAMA’YA NEDEN KIZMIYOR?
Ukrayna-ekonomik yaptırımlar-petrol fiyatlarındaki dramatik düşüş, ABD’nin Rusya’ya ‘saldırısının” açık delilleri. Moskova bunlar içinde en çok Ukrayna ve NATO’nun arka bahçesindeki ilerleyişine karşı reaksiyon gösteriyor. Bunu, nükleer silah söylemleri, tatbikatları, Baltık’ta ve Amerika’nın güney sınırlarına kadar yaklaşan stratejik bombardıman uçakları ile de gösteriyor. Ekonomik yaptırımları da Avrupa platformlarında yeriyor. Ancak petrol fiyatlarındaki düşüşün üzerine ABD’yi hedef alarak gitmiyor. Hayli sakin, işbirliğine açık ve esnek karşılıyor.

Aynı durum İran için de geçerli. Tahran, Suudi Arabistan’ı hedef alıyor ama ABD’yi sıklıkla pas geçiyor. Ruhani, Riyad’la ilişkiler konusunda oldukça istekli, bunu göstermiş, denemiş bir Cumhurbaşkanı. Nükleer müzakereleri uzatma kararına giden süreçte iki ülke arasında yüksek düzeyli temaslar da oldu. Buna rağmen o da hanedanın İran’ı hedef aldığını düşünüyor.

Peki Rusya Suudi Arabistan’a bir şey diyor mu? Hayır. Çünkü Moskova ve Riyad arasında petrol fiyatları konusunda yürütülen gizli görüşmeler var. Bu bir ‘şeytan çorbası’ ve içinde her entrika var; İran, ABD’yi ağzına bile almadan Suudileri suçluyor. Rusya da Riyad’ın daha çok İran’ı hedef aldığını düşündüğü için Suudi Arabistan’a susuyor. Hatta petrol oyunu kurulurken, ABD ile Arabistan arasında ‘tam uyum’ olmadığını, birbirlerine karşı da bu adımları attıklarını bu köşeyi izleyenler fark etmişti. (Bir; Suud yönetimi içinde etkin bir kesim, İran iç dengelerinin ekonomisiyle bağlantılı olduğuna inanıyor. İki; Krallığın korkusunun ana nedeni, küresel enerji üretim biçimlerindeki değişikliğin geleneksel üreticileri tehdit etmesi.)

Düşünün ki, İran yönetimi Afganistan’daki ABD destekli hükümeti, kendi tabiriyle ‘Büyük Şeytan’ın hükümetini destekliyor. Üstelik-hadi biraz daha içeri başımızı uzatalım-Riyad ile Moskova arasındaki temaslara benzer biçimde yine petrol fiyatlarını temel alan İran-ABD gizli temasları için zemin mevcut!

Dönelim baştaki soruya; “petrol fiyatlarındaki düşüş, İran ekonomisine ne kadar darbe vuruyor olabilir?”

Vladimir Putin, önümüzde yıl bu dönemlerde petrol fiyatlarının toparlanabileceğine ilişkin öngörüde bulunmuştu. Petrol spekülatif bir ürün ve yüksek makamlardan gelen açıklamalara moral yükselişle yanıt verebileceği hesaplanmış olabilir. Ancak İran onunla aynı düşünmüyor. İran petrol fiyatlarının düşük seyredeceği uzun bir zamana göre kendini ayarlıyor, hatta ayarladı. (‘No hope for oil price hike in near future: energy expert’, 25/11, IRNA.)

İlginç bir bilgi; Geçtiğimiz hafta İran, bütçesini görüştü. Bizdeki gibi hükümet meclise bütçeyi sundu ve savundu. Petrol fiyatlarındaki düşüş yaklaşık % 30 olmasına karşın, İran enerji gelirlerinde ancak %8 civarında gerileme olacağını öngörüyor? Anlaşılıyor ki İran petrol gelirlerine olan bağımlılığını azaltmış. Yani, canı yanıyor ama her denileni yapacak kadar değil.

İran’a uygulanan ekonomik yaptırımların bir tür “hayata tutunma” becerisi geliştirdiği söyleniyor ve sanki yaptırımlar yine bir zarar veriyor ama etkisi hissedilmiyor gibi. Sanki yaptırımlar yaramış ...
BUHARİ’Yİ KİM ÖLDÜRDÜ?
26 Kasım tarihli yazımın ara başlıklarından biri, ‘SSCB ülkelerinin istihbarat şefleri toplandı’ydı ve meali şuydu; “Kazakistan’ın başkenti Astana 5 Kasım’da ilginç bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Eski SSCB ülkelerinin istihbarat şefleri, ‘Orta Asya’da radikal İslamî hareketlerin yükselişi’ üzerine kimi kaygılarını masaya yatırdılar. Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın risk altında olduğuna, toplantıdaki istihbarat servislerinin radikal İslami hareketlerin yükselişine karşı önlemler almasına karar verdiler.”

Çarşamba günü Özbek asıllı dini lider Abdullah Buhari Zeytinburnu’nda vurularak öldürüldü. Bir Çeçen gözaltına alındı ve cinayet şekil şartlar açısından-sırta silah dayama, tetikçinin kaçarken silahı parçalarına ayırarak atmasından anlaşıldığını göre-profesyonel bir iş. Buhari’nin çelik yelek giydiği ve öğrencileri olmadan dışarı çıkmadığı da bilgiler arasında ama bu iki önlem o gün alınmamış! Buhari’nin Özbek istihbaratı tarafından tehdit edildiği de biliniyor. Ama en kritik bilgi, yetiştirdiği talebelerin Rusya ve Özbekistan’a gittiğidir.

MİT bu suikastın arkasını çabuk aydınlatır ama söylemez. İlle de merak edenler, bahis konusu toplantı ile cinayet arasında bir bağ kurabilirler...

twitter.com/nedretersanel
#rusya
#iran
#obama
#amerika
#petrol
9 years ago
Ortadoğu’da gizli petrol görüşmeleri
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli