|
Riyad’ın kutsal ruhu
Suud Krallığı'nda hem ülkeyi hem dünyayı etkileyebilecek öyle değişiklikler oluyor ki, durumu kavramak için görüşlerine başvurulan ABD'nin eski Arabistan büyükelçisi şu cümleyi kurabiliyor…

“Baba ve oğul arasında kalırsanız, sonunuzun Kutsal Ruh gibi olmaması için dikkatli olmalısınız...” ('Saudi shakeup poses royal puzzle for U.S.', 29/04, Politico.)

Kral Salman bin Abdülaziz'in “bunama, mental yetersizlik, Alzheimer ve yaşlı” olduğuna ilişkin dış ve yerel basın üzerinden gelen aşağılayıcı ve baştan yıpratıcı Batı atakları, ('Who is Saudi Arabia's new King Salman?', 04/02, CNN. 'İşte Suudi Arabistan'ın yeni kralı', 23/01, Hürriyet.) Suud Kralı'nın Nisan sonunda otoritesini gösterdiği “iç darbe” ile sonlandırılmış bulunuyor…

“Darbe” ifadesi, Kral Salman'ın hem ülke yönetiminde yerinden oynattığı taşlar hem de yerlerine koyduklarının çapı ve ağırlığı kadar, sabaha karşı 04:00'da gerçekleşmesinden de beslenmeli. Kaldı ki, ülkenin bir savaşın içinde olduğu gerçeği ile Saray/hükümet değişiklikleri yapılırken tüm Suudi ordusuna bir maaş ekstra ödenmesi kararı-miktar açıklanmadı ama yaklaşık 200 bin kişi-tabloya katılmalı…

'TAHT KAVGALARI' YAZILDIĞI GİBİ OKUNMAZ

Merhum Kral Abdullah tarafından kurulan taht sıralaması düzenini yıkan, en azından bozan Kral Salman müdahalesi, 'genç' kraliyet kuşağını öne çıkarmış bulunuyor. (Karışık Saray düzeni için basit bir grafik; 'New heirs to the Saudi throne', 29/04, Washignton Post.)

Genellikle, hayli ileri yaşlarda tahta yaklaşılabilen kraliyet düzeninden sonra, 55 yaşındaki Veliaht Prens ve daha 30 yaşındaki Veliaht Vekili prensin öne çıkarılmış olması bile çok önemli.. Gerçi, Veliaht Prensin oğlunun olmaması Salman'ın belirlediği taht sırası belirsizleştirmekte ama nihayetinde yerleri değiştirilenler Salman'ın kendi soyundan bir yeğen ve oğul işte.

Önemli ve mesaj yüklü bir değişiklik olarak elbette güçlü ve kıdemli Dışişleri Bakanı Prens Faysal'ın yerine Riyad'ın ABD büyükelçisi olan kariyer diplomatın getirilmesi, üstelik bu makamın ilk kez kraliyet ailesi dışından bir kişi tarafından doldurulması elbette manidar sayılmalı.

Yürütülen savaşın da hiç kuşkusuz bu iç denklemlerin kurulmasında etkisi var. Zira, Yemen'deki durum sonuç vaat etmeyen bir çıkmaza saplanmış gibi görünüyor. Ve bu savaşın sonucu Veliaht Vekili Prens mertebesine yükseltilmiş, 'Kral'ın oğlu' ve Savunma Bakanı Muhammet bin Salman'ın hanesine yazılacak! Yani savaş kaybetmiş ve monarşinin taht kavgalarının odağında klanlarla kuşatılmış bir yenik Kral Oğlu veya savaş kazanmış güçlü bir taht varisi…

Kral Salman'ın da zaten bunu gördüğü ve savaşın olası tatsız sonuçlarından olduğu kadar savaşın kendisine karşı Saray entrikaları ve fikir ayrılıklarından oğlunu koruduğunu da yazabiliriz.

Kral nasıl taht sırasını bozup baştan düzenlediyse, aynen bu şekilde kalacağına ilişkin garanti de yok. Bu monarşi, klanlardan kurulu ve hepsinin ayrı hesapları, dışlananların ise kaygıları mevcut. Hangisinin daha tehlikeli olduğunu ise Allah bilir.

ABD'DEN BAĞIMSIZ RİYAD?!

'Salman Doktrini'ni önce yazdık, durum anlaşıldı. (Yeni Şafak, 04/04) İşte bu son değişiklikler de onun uzantısıdır ve bir yüzü olduğu gibi ABD'ye dönüktür. (Dış politika arenasında kaçınılmaz yansımaları olan içsel bir güç mücadelesi olarak mı görülmeli gelişmeler yoksa yeni bölgesel düzene komplikasyon çıkarmaması için aşılanan gençlik aşısı mı söz konusu zaman gösterecek.)

Özü; dış politikada ama özellikle bölgesel politikalarda Washington'a 'çok' bağlı kalmadan, 'beklemeden', bağımsız davranış kodu çizmektir. Bu her yazıldığında ve okunduğunda şaşırtıcı gelecek ama iddia bu yöndedir. Soru şudur, yenilenen Suudi hükümeti

ABD'nin bölgesel siyasetinin kendilerine etki etmesini ne kadar sınırlayacak?

Hissediliyor ki, Amerikan politikalarının istikbali, dikkat; yeni Veliaht Prens Muhammed bin Naif'in 'kişiliğinde' saklı! Prens ABD tarafından bilinmiyor değil. Önceki görevlerinden bu yana tanınıyor. Hatta o kadar iyi tanınıyor ki, muhtemelen korkuya dönüşmek üzere olan Amerikan kaygıları da bundan.

Sadece Suudi Arabistan'da değil, körfez ve kimi bölge ülkelerinde Amerikan yaşam tarzına görülen düşkünlükten uzak, hatta özentilik sayan, bir seri Batı analizinde tırnak içinde “soylu” olarak tanımlanan Naif'in Kral'a ve kararlara etki yakınlığı bütün ülkelerin not ettiği bir durum oluşturuyor.

Nihayetinde Suudi dış politikasında bir dönem kapanıyor. Sadece dış politikada da değil, bağlı olarak Arabistan'ın güvenlik, istihbarat mimarisi de değişiyor ve Ortadoğu'ya biraz aşina herkesin isimlerini ezberlediği, Batı'nın 'gözde' isimleri Prens Faysal, Bandar, Turki'nin dönemleri de eriyor…

Bunun anlamı ne biliyor musunuz? Fransa, İngiltere, ABD, vb gibi ülkelerin yeni Riyad'la ilişkileri de yeniden yapılıyor… (Hollande'ın taze Arabistan ziyaretindeki sembolizm de, 'ABD'ye karşı Fransa da bizim yanımızda'dır.. Aynı gün Suud Petrol Bakanı'nın, “Petrol'ün fiyatını Allah'tan başka kimse belirleyemez” sözleri de odur.)

Ankara da bu listeye dahil. Tek farkı, sadece dahil olması değil, vakıf da olması!

twitter.com/nedretersanel
#Suud Krallığı
#dış politika
#abd
#fransa
9 yıl önce
Riyad’ın kutsal ruhu
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî