|
Roma’ya bıçağınızı saplayın, Sydney’e kadar kesin

Son üç gün içinde iki a-ritmik olay meydana geldi...

Bunlardan ilki, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un Ortadoğu’daki gelişmeleri görüşmek üzere geçtiğimiz pazar Roma’da buluşmasıydı.

Buluşmanın sıra dışı olduğunu gösteren ipuçlarından biri, ABD’nin İtalya Büyükelçiliği'nin rezidansı olan Villa Taverna’da gerçekleşmesi. ikincisi, Sergey Lavrov’un programını değiştirerek uçağının yönünü Roma’ya çevirmesiydi ki, Kerry kamuoyu önünde bunun için özellikle teşekkür etti.

Elbette Ukrayna da görüşülmüştür ama buluşmayı takip eden hemen herkesin ortak kanaati, Lavrov’un ifadesiyle “hayati konu”, Ortadoğu’ydu...

10 NUMARA 5 YILDIZ İTTİFAK...

Özel bilgi olarak şunu söyleyebilirim; Beyaz Saray kanlı-bıçaklı göründüğü Rusya’dan işbirliği istedi. Genel-geçer, diplomatik bir davet değil bu; “Beraber çalışalım” ve “acil müdahale edilmesi gerekli durumlar var” dendi.

Burada yönetilmesi gereken çok fazla denge var ve iki süper gücün ‘Roma Tatili’, hızlı bir iyileşme sürecinin kapısını açabilir.

İsrail istihbaratı ile yakınlığından dolayı Türkiye’de de tanınan DebkaFile, Şam yönetiminin bölgedeki tüm savrulmalara karşı ‘kararlı, stabil’ olduğunu, bölgeye de bu havayı verdiğini, bunun da ABD ve Rusya’yı “aynı tarafa, Ukrayna’daki ağır küslükten sonra aralarını düzeltecek ortak adıma doğru iteceğini” yazıyor. (‘Will Syria provide the strike force against ISIS?’, 14/12, DEBKAfile.)

Peki, bu analiz doğru mu? Yakınlaşma evet ama gerekçe tuzaklı. Fakat böyle bir okuma yapmaya dünyayı davet ediyor. Ankara ise bu olası ihtimalin gizli bileşenlerini, iki süper gücün Suriye’de birbirine destek veren hangi hamleleri yaptığını takip etmeli.

Beyaz Saray ve Kremlin’in İtalya romantizmini alevlendiren bir yeni hal de, Ukrayna’daki son durum; “Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko’nun Rus yanlısı ayrılıkçılar ile çatışmaların durduğunu açıklaması Rusya tarafından da doğrulandı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ‘Ukrayna’nın doğusunda gerçek barış sağlandı’ dedi.” (‘Rusya: Kalıcı barış sağlandı’, 14/12, HaberTürk.)

YERLİ MEDYANIN ANLAMADIĞI

ABD dış politikasında iç politikanın etkisi, bunun da bizim bölgeye etkileri konusunda Türk medyasının kavrayış engeli devam ediyor. İki ülke arasında özel bir temas alanı oluşturulurken gelen; “ABD-Rusya arasında yaptırım krizi tırmanıyor. ABD Senatosu, Rusya’ya yeni yaptırımlar içeren yasayı onayladı. Rusya, ‘Şüphesiz verecek cevabımız var’ dedi” türünden haberler yalan değil ama olan-biteni örtüyor.

Oysa bunlar Amerikan iç siyaseti ile ilgili. İki, Obama Avrupa’nın bu yaptırımları istemediğini biliyor. Üç, aynı yasa ABD’nin Ukrayna’ya silah satmasının yolunu açıyor. Evet Beyaz Saray bu yaptırımları ikna manivelaları olarak kullandı ama dün olduğu gibi fazlası herkesi paçasından yakalar.

Hâsılı, oradaki dengeler, menfaatler bambaşka ve buna bakarak dünya okumak zehirlenme yapar. Yaptırımlar Roma’yı izah edemez.

Peki Washington Putin’e neden yanaşıyor? Sır, Amerika’nın Ortadoğu politikalarının başarısızlığında yatıyor. Orada aranmalı.

İşte bu noktada Pazartesi yaşanan bir olay kırılma noktası sayılmalı...

GÜVENLİ CENNET’TE IŞİD BAYRAĞI!

“Avustralya her yerden uzak ve güvenli bir ülke. Bunun gibi bir şeyi daha önce yaşamadık. Bu yüzden insanlar şoke oldu...”

Avustralya’nın en büyük gazetesi Sydney Morning Herald’ın politika muhabiri James Massola’nın, başkent Sydney’de meydana gelen rehine vakasında, teröristin üzerinde Kelime-i Şahadet olan bir bayrak astırması ve IŞİD bayrağı istemesi üzerine yaptığı açıklama bu. (‘Terör evimize kadar geldi’, 16/12, Milliyet.)

Pazartesi sabahı bir cafeyi basan İranlı saldırgan onlarca kişiyi rehin aldı, IŞİD bayrağı istedi ve 16 saatlik krizin ardından hem kendisi hem de iki kişi daha öldü.

Birçokları bu eylemi Ortadoğu probleminin başka ülkelerdeki yansımaları olarak değerlendirebilir. “Yalnız Kurt” yani “bir kişi” tanımları budur. Ama değil. Evet, Sydney şok geçirdi ama Avustralya böyle bir eylemin geleceğini biliyordu!

Bu yönetilebilen bir kanser türü ve kart açılıyor. Kartın açıldığı yer ABD’nin iki büyük savaş alanından güney yarım kürede olanıdır. Ortadoğu’dan metastaz yapıyor. ABD’nin “Pasifik Yüzyılı”na atılmış bir torpidodur bu ve Roma buluşmasının ertesidir.

Batı’nın ürkmesi haklı. Ürkmeyen yok zaten; “Çin'in Bağdat yönetimine ABD öncülüğündeki koalisyona katılmadan IŞİD'e karşı mücadelesine yardım etmeyi teklif ettiği bildirildi.” (‘IŞİD karşıtı cephede Çin de yerini alıyor’, 15/12, Dünya Bülteni.)

GELELİM BÜYÜK (ÖLÇEKLİ) HABERE...

10 Aralık’ta şöyle yazdık; “ABD ve Türkiye’nin Şam-IŞİD ile mücadelesinin el ele gerçekleştirilmesi gerektiği hep söylenirken, şimdi ‘aynı yerde buluştukları’ bir dönemin eşiğinde gözüküyoruz.”

İyi de, ya yukarıdaki Rusya ile ABD’nin Suriye yakınlaşmaları?

14 Aralık’ta şu haberi okuduk; “Suriye konusunda Rusya’nın dışlanmaması, İran’ın kaygılarının giderilmesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, ABD ile görüşme ve müzakerelerin sürdüğünü söyledi.”

Yani?..

Rusya da dahil!

Ne diyor Putin; “adı Türk Akımı” olsun...

Dış politikayı her gün yerin dibine sokan malum medya ve muhalefet ne diyor?

İşte onu ben de çözemedim.

twitter.com/nedretersanel
#John Kerry
#Sergey Lavrov
#Roma
9 yıl önce
Roma’ya bıçağınızı saplayın, Sydney’e kadar kesin
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…
Hamas’ın ateşkesi kabulü ve İsrail’in Refah Operasyonu