|
Haşhaşiler ne zaman palazlandı?
Haşhaşiler, 28 Şubat'la birlikte palazlandı.

Çünkü, liderlerinin “örtünmenin gereksizliğine dair” verdiği fetva, milleti ilgilendiren bir konuda, küçük bir grubu muhatap almasıyla sakat bir fetva olduğu kadar, asıl 28 Şubat generallerini Müslümanları hizaya getirme konusunda cesaretlendirdiği için de sakat bir fetvadır.

Uygulaması bakımından da o fetva, Haşhaşilerin cibilliyetini göstermiş, darbecilerin onlara güvenebilecekleri konusunda net bir belge oluşturmuş ve “Haşhaşi beratı” olarak ellerini her yönden güçlendirmiştir.

Örneğin, 28 Şubat'ın ilk aylarını yaşadığım Kırıkkale'de, iki çocuğumun okuduğu lisede çarşaflı Haşhaşi bir öğretmen vardı. Fetvanın verildiği gün, okula kabak çiçeği gibi açılarak gelmekle kalmamış, kırk yıllık kuaför müdavimiymiş gibi saçlarını da civciv sarısına boyatmıştı. Bu ani değişmeyle, sadece değişmenin değil gerektiğinde başka yönde de değiştirilebileceğinin tipik bir emsalini ortaya koymuştu.

Öte yandan söz konusu fetva, yine darbecilerin arzularına hizmet eden, onların üretmek istedikleri algıları teyit etmeye yelken açan beyanları izlemesi bakımından da siyasi altyapısı iyi oluşturulmuş bir fetvaydı.

Haşhaşilerin merhum Necmettin Erbakan'a yönelik “Beceremedin git” salvolarıyla günlük haberler süsleniyor; “uzaktaki kara çukur”un, hükümetin nasıl yıkılacağına dair görüş ve tavsiyelerini içeren mektuplar, şimdi Parelel medyada köşeyazarlığı yapan biri tarafından, iki yıl önce ölen bir generale peşpeşe iletiliyordu.

Bu ittifak, Ergenekon'un tasfiyesiyle birlikte Yeni Ergenekon'un oluşturulmasına kadar sürdü; malum medyanın, devlet kasasından beslenmeyi alışkanlık haline getirmiş kimi holdinglerin de desteğiyle kemale erdirilen Paralel Yapı, ilk müttefiklerin (28 Şubat generallerinin) de tasfiye edilmesiyle doğrudan Haşhaşilerin denetimine geçti.

Haşhaşilerin (uygulamacısı oldukları Paralel Yapı'nın) Ak Parti tarafından desteklendiği, güçlendirildiği şeklindeki iddialara gelince:

AK Parti, “dört eğilim”e yaslanarak, Türkiye'nin (merkez) partisi olma iddiasıyla kurulmuştu. Dolayısıyla daha siyasi faaliyetinin başlangıcında ayrımları değil, müştereklikleri gözetmek zorundaydı.

Bu manada Milli Görüş düşüncesinden gelen AK Parti'nin, Haşhaşilerin merhum Erbakan'a yönelik yakın zamandaki zulümlerini unutmak gibi bir lüksü olamazdı. Ancak, kitle partisi olduğu kadar, “misyon partisi” de olan AK Parti'nin bir öncelikler haritası belirlemesi ve milletten aldığı güçlü desteğin hakkını, güvenilir, uygulanabilir planlar, pragramlar eşliğinde vermesi gerekirdi. Haliyle nefsani davranamaz, düşmanlıkları öne alamazdı.

Nitekim ekonomik, askeri ve kültürel vesayetlerin ortadan kaldırılması, ceberrut devlet yerine “baba devlet”in ikame edilmesi, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, eğitimin “millilik” esasıyla yenilenmesi... bu cümleden uygulamalar olarak AK Parti tarafından hayata geçirildi.

Bu manada AK Parti'nin Haşhaşilere “tahammülü”nün vadesi biraz daha uzayabilirdi. Ancak Haşhaşiler,

1-Milli Görüş düşüncesinden gelenlerin sevgisizliğine mahkum olduklarını bildiklerinden, onları daha fazla güçlendirmemek,

2- Paralel Yapı'nın yöneticisi olarak, başta sermaye temsilcilerinin kendilerinden artan taleplerini karşılamak maksadıyla harekete geçtiler.

Bu harekete geçişte ise, 28 Şubat'ta kazandıkları gücü ve uluslarası angajmanlarla sağladıkları desteği kendi gözlerinde büyütmeleri belirleyici oldu.

Bürokrasideki mensuplarının, idarelerindeki maddi imkanları örgüte yönlendirme zorunluluğu içine davranmaları ve bunu azami güvenlikle yapabilmek için kendilerinden olmayan memurları iftira yoluyla tasfiyeye yönelmeleri, iktidar tarafından belirlenmeye, kayıt ve tedbir altına alınmaya başlandığı anda, hem ilgili bürokratlarını korumak hem de iktidara aba altından sopa göstermek düşüncesiyle önce MİT kalkışmasını gerçekleştirdiler ve ardından Gezi kalkışmasında ateşçilik rolünü üstlendiler.

Dershanelerin yeniden düzenlenmesi kararıyla birlikte, gizli siyasetten açık siyasete geçerek, durumlarını iktidara karşıt cephede sabitleyen Haşhaşiler, 17/25 Aralık'taki seçim ayarlı darbe kalkışmasıyla asıl güçlerini nereden, hangi iç ve dış ilişkilerden devşirdiklerini de saklayamaz hale geldiler.

Dolayısıyla, Haşhaşiler'in Ak parti tarafından beslendikleri ve büyütüldükleri yolundaki iddialar sadece bir yanılsamadan ibarettir.

Bir çakala siyaseten kemik vermekle, onu çakal kılan özellikleri belirlemiş olmayacağınız gibi, kemik ihtiyacının tümünü de karşılamış olmazsınız.

twitter.com/OmerLekesiz
#Haşhaşiler
#28 şubat
#ak parti
9 yıl önce
Haşhaşiler ne zaman palazlandı?
Farklılık ve kutuplaşma
İran tehlikesinin boyutlarını kavrayabilmiş değiliz! 
Kara dinlilerle milletin savaşı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!