|
MİT TIR'ları
MİT TIR'ları haberi seçime bir hafta kala yayınlanmaya başladı. Korku İmparatorluğu'nun korkunç ve zalim diktatörü, “bunu hesabını verirsiniz” dediği halde, her gün ortaya yeni bölümler çıkarıyorlar. Bir zamanlar “korkuyoruz” diye ünleyenler; espiyonaj bavulunu, Pandora'nın kutusunu açmış bir kere, soap opera tadında görüntü üstüne görüntü, video üstüne video veriyorlar.

İşin aslı, bana pek de korkuyor gibi gelmiyorlar!

Bu haberleri ısrarla neden yayınlamaya devam ettiklerini biliyoruz, değil mi? Yurt içinde AK Parti'nin oylarını düşürmek; yurt dışında da, paralellerin çok önceden başlattıkları Türkiye'nin IŞİD'e destek verdiği tezini sağlamlaştırmak. “Savaş suçu” diyerek ölümlerden ölüm beğendirmeye, uluslararası kuruluşlara yol göstermeye bile başladılar.

İŞİD'e mi gidiyordu o silahlar, Bayırbucak Türkmenleri'ne mi, yoksa Suriye muhalefetine mi, emin olamam. Ama tahmin yürütebilirim; en başından bu yana Esad'ın Suriye'deki masum sivillere yönelik katliamlarına en güçlü tepkiyi gösteren Türk halkı ve Türk hükümetiydi. Suriyeli muhalifler uluslararası toplantılarını hep Türkiye'de düzenledi. İki milyonun üstünde Suriyeli de Türkiye'de yaşıyor. Dolayısıyla eğer o silahların Suriyeli muhaliflere gidiyor olduğunu öğrenseydim, hiç şaşırmazdım.

Peki, Türk kamuoyunda Cumhuriyet Gazetesi'nde çarşaf çarşaf yayınlanan o haberlerin bir izdüşümü olur mu, o haberler hükümetin oyunu düşürür mü? Bunu göreceğiz elbette, ama hiç sanmam. Çünkü alaşağı etmek istedikleri şey, hükümet gibi gözükse de, aslında Türkiye'nin gücü ve egemenliği hedef alınıyor.

Bir örnek üzerinden izah edelim: Daha önce değinmiştim; El Kaide'nin ilk tohumları soğuk savaş döneminde Rusya tehlikesine karşı ABD tarafından atıldı. Ardından Taliban desteklendi. CIA ajanları, El Kaide'nin çekirdek kadrosunu eğiterek, silahla donatarak Pakistan-Afganistan'da bir yerlerde terör örgütünü kendi elleriyle kurdu. Uzun bir zaman onları destekledi. İş o raddeye varmıştı ki, bölgedeki ABD müttefiki Suudi Arabistan, El Kaide'ye militan toplamak için, Havayolları vasıtasıyla Pakistan ve Afganistan'a tek gidiş biletini ücretsiz veriyordu. Sonuçta soğuk savaş tehlikesi geçti, El Kaide palazlanıp ABD'ye kafa tuttu, aynı ABD bu kez kurduğu örgütün başını ezdi.

Bunlar devlet sırrı değil, onlarca kaynakta yer alıyor. Hatta sosyoloji kitaplarına girecek kadar yaygınlaşmış durumda. Merak eden, Manuel Castells'in kitaplarında kaynaklarıyla birlikte bu ve benzeri bilgilere rahatça ulaşabilir.

Ama, terör dendiği anda tüyleri diken diken olan ABD halkı “sen hem bizi terörle korkutup, hem de terörü mü destekledin?” diye hesap sormaya kalkışmadı/kalkışmıyor. Zira –biz ahlaki buluruz ya da bulmayız- o dönem, ABD'nin ulusal çıkarları bu politikaları uygulamayı gereksinmişti. Zira içerde demokrasi, insan hakları, hukuk adına kıl kırk yarılır ama dışarıda devletlerin yapması gereken ve hukuk maddeleri arasında rastlanamayacak edimler/eylemler sözkonusudur. Ortaya çıkmaz. Bırakın o ülkenin vatandaşlarını, çıkarları çatışan devletler bile birbirlerinin yaptıkları “işleri” deşifre etmez. Racon öyle gerektirdiği için ya da kendi “eyledikleri” de ortaya dökülebileceği için… Homeland'i ve benzerlerini iki bölüm izleyen de ne dediğimi anlayabilir. Zira Hollywood asla ve sadece Hollywood değildir.

Türkiye'ye gelince, sınırları üzerinde egemen olması beklenen bir Ortadoğu ülkesidir. Zaten her şey bir kenara, sırf 2 milyon Suriyeli'yi misafir etmek nedeniyle bile olsa sınırının hemen altında neler olup bittiğiyle ilgilenmek zorundadır. Türkiye'nin Suriye'deki katliamlara kayıtsız kalması; sınır boylarındaki egemenliğini tartışmalı hale getirip stratejisizliğini tescilleyeceği gibi, bölgedeki satranç tahtasında da kendini piyon haline düşürmesinin resmi anlamına gelir.

Üstelik, Türkiye'nin Suriye oyununda yer alış gerekçesinin, gayet ahlaki bir tavra ve insani duyarlılığa dayandığı da ortada… Üstelik Türkiye insanlığı, etiği, erdemi filan boş verip, gizli servisini sadece ulusal çıkarları korumak için de seferber edebilirdi. Yapmadı.

Bu yüzden MİT TIR'ları'nı durduranlar ve o haberi seçime bir hafta kala gazetecilik mesleğinin dokunulmazlığı altına sığınarak çarşaf çarşaf basanların amacı ne hukuk ne de gazeteciliktir. Çünkü bu Türkiye'nin egemenliğine yapılmış bir saldırı, dünya nezdinde Türkiye'nin saygınlığını yok etmeyi amaçlayan bir manevra ve ülkeyi küçük düşürmeye yönelik bir hamledir.

Bunun cevabının 7 Haziran gecesi geleceğini sanıyorum. Şimdiden hayırlı olsun.
#mit tırları
#Bayırbucak Türkmenleri
#ışid
#el kaide
9 yıl önce
MİT TIR'ları
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri