|
Yeter artık efendiler yeter!
“Evren… Üstad için 'derhal infaz!' emri vermiş, ona bu dünyadaki son günlerini zehir etmişti. Fakat, emr- i Hak, ona o zevki tattırmamıştı…”

Yukarıdaki ifade, Üstadımız Necip Fazıl'ın oğlu Mehmet Kısakürek'in geçen gün attığı bir twetten ibaret.

Mezkur ifade, Kenan Evren'in dinin ve dindarların önünü açtığını iddia eden şebeleklere de “kapak” hüviyetinde.

Zira…

Bu ülkede Allah demenin yasak olduğu yıllardan itibaren Allah ve Resulüne bağlı bir gençlik yetiştirmek için “ciğerinden kalemine kan çekerek” mücadele veren Necip Fazıl'ı mahkum eden ve bu mahkumiyeti infaz ettirmek isteyen bir rejim ancak ve ancak küfrün ve küfür yobazlarının önünü açabilir. Dinin ve dindarların değil.

Bunu da en iyi anlayanlardan biri Prof. Celal Şengör olacak ki, Evren'in cenazesine gönderdiği çelenkte, “Sana Müteşekkiriz Nur İçinde Yat Komutanım” yazdı.

Gelgelelim…

Kenan Evren'i en iyi anlamak hususunda Nazlı Ilıcak'ın eline kimsecikler su dökemez. Hele o darbe günlerinde tabasbusun dibini bulmuştu.

Ne ki, hanımefendi şu sıralar sadece “paralel örgütü” anlamakla meşgul dolduğu için iş Celal Şengörlere kaldı.

Kenan Evren gibi biri bugün çıkıp her şeyiyle Kenan Evren tarzı bir darbe yapsın, Cemal Hasan'dan Nazlı Ilıcak'a kadar malum eşhasın birçoğu yanında yer almazlarsa ben bir şey bilmiyorum. Hatta “cennetlik” ilan edenler bile çıkacaktır.

Demem o ki, cibilliyet önemlidir.

***

Üstad, aksiyon adamıydı ve ona reaksiyon gösterenler onun ömrünü adadığı davanın daha da gürbüzleşmesine neden olmaktan öte bir şey yapamazlardı.

Evren darbe yaptığında, şükür ki şükür, o mukaddes gedik surlarda çoktan açılmıştı.

12 Eylül'ün yapacağı hiçbir şey yoktu.

“Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes / Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es…”

Budur.

***

Sevgililer sevgilisi, “Yaşadığınız gibi ölürsünüz” buyurmuştu.

Ömrü mahpuslarda geçen Necip Fazıl üstadımız da küfür rejiminden aldığı cezayı bir “berat nişanesi” gibi taşıyarak Allah'ın huzuruna vardı.

Müjdelerin müjdesine mazhar olmuş gibiydi.

Necip Fazıl'ı mahkum edenler zelil oldular ama o hâlâ yürüyor.

Tıpkı, “Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni! / Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!” dizesinde olduğu gibi.

Yazık ki yazık, “Yeni”ye hiç yakışmayan bir şey devam ediyor hâlâ: Yakup Köse'nin mahkumiyeti…

Üstad'a ve Üstad'ın davasına aşık bu delikanlı 14 yaşında idamla yargılandığından beri küfür rejiminden çekmediği çile kalmadı.

İdamla yargılandığında hangi örgüte mensup olduğunu bile bilmiyordu.

Karar duruşmasından önce, 14 yaşındaki Yakup'un idamla yargılandığına inanamayan annesi “Mickey fare” baskılı bir tişörtü Yakup'a verdi ve “giy oğlum” dedi, “belki seni böyle görünce çocuk olduğunu hatırlarlar...”

Hatırlamadılar! Tam 10 yıl cezaevinde yatırdılar.

2013 Aralık ayında yargı darbesini başaramayanlar, 2014 Aralık ayında Yakup Köse'yi tekrar içeri tıktılar.

Bu ayıp bu zulüm dursun diye Adalet Bakanlığı, Yakup Köse hakkındaki kararın kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay'a başvurdu.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi bu istemi reddetti.

Yakup'a çocukluğunu yaşatmadılar. Şimdi 2 kızı var, onlara da babasız bir çocukluk yaşatmak istiyorlar.

Artık yeter diyorum efendiler, bu zülüm bitsin artık, yeter.
#kenan evren
#necib fazıl
#paralel örgüt
9 yıl önce
Yeter artık efendiler yeter!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle