|
Herkes düşmanını tanıdıysa dağılabiliriz artık!
Uzun süre tanıtımı ekranda dönen, Star tarafından gizemli bir hava yaratılarak yarın akşam saat dokuzda hayat duracak anonsuyla yeni fragmanı yayınlanan, yüksek bütçeli Reaksiyon’dan beklenen erken final kararı geldi. Kalabalık çıkılan yolculukta fazlalıklardan kurtulup devam edebilir miyiz diye yoklama çekilse de 13. bölümde final yapacağı kesinleşti.

Tutmayan dizilerin neden tutmadığını yazmak gelenek haline geldi. Reaksiyon; hem herkes her şeyden haberdar perde arkasında yaşanan gelişmelere hakimmiş gibi bir havayla yazıldı, hem de siz aslında hiçbir şey bilmiyorsunuz yaşananları benden öğrenin edasına soyundu. İlk bölümü seyrettikten sonra yazdığım yazıyı şu paragrafla bitirmiştim.“Yakın geçmiş, son on beş yıl içinde yaşanan gerçek olaylar kurmaca diline tercüme edilecek Reaksiyon’da. Tercümeden memnun kalanlar seyirci locasında oturmaya devam edecek. Hep birlikte yaşanan süreci objektif bir şekilde anlatabilmek zordur. Seyircinin ekranda kalması isteniyorsa senaryo dilinin başöğretmen edasından kurtulması gerekiyor acilen.”

Reaksiyon, başöğretmen edalı senaryo dilinin yanında uzun süre ekranda kalma beklentisiyle verdiği kararların bedelini ödedi. Senaryo grubunun en belirgin hatası Kurtlar Vadisi Pusu’yu bıraktıkları noktadan Reaksiyon’a devam etmeleriydi. 2003 yılında ‘Bu bir mafya dizisidir’ sloganıyla ekrana gelen Kurtlar Vadisi, Ali Candan’dan Polat Alemdar’a estetik geçiş hikayesiyle başladı. Mafyadan derin devlete geçişte merkezde tek bir kişi ve onun hikayesi vardı. En çok karakter figüran öldüren dizi olarak rekor kırması zaman ilerledikçe gerçekleşti. Reaksiyon ise 45 karakterin hikayesi anlatılacak, her karakter hikayede etkili olacak iddiasıyla geniş bir anlatımı tercih etti. Seyretmesi, takip etmesi, kim kimdir anlaması zor bir pilot bölümden sonra açığa çıkan ilişkiler, Oğuz ve Tekin’in geçmiş hikayesine odaklanan 2. ve 3. bölümle hikaye geçmişe açılarak derinleşme sağlandı. Senaryo dilinin biraz da olsa sadeleşmesi seyircide hemen karşılığını görürken verilen bayram arası dizinin ipini çekti. 3-4 bölümde yayından kaldırılan dizilerin olduğu bir ortamda yeni başlayan bir dizinin reyting endişesiyle ara vermesi reyting kaybıyla neticelendi.

Dayı mahlaslı Yavuz Aslan’ın aslan parçası söylemi dillere pelesenk olurken ilk bölümlerde herkesin düşmanı olarak konumlanan Dayı’nın Behzat Ç. hayranları tarafından yadırganması da seyirci kaybı yaşattı diziye. Herkes düşmanını tanıyacak diye yola çıkan dizide Duygu ölene kadar herkesin tek bir düşmanı vardı: Dayı. Reaksiyon’da herkes vatansever olduğunu iddia ediyor, diğerinden vatanı kendisi gibi sevmesini bekliyor. Herkes kendini vatansever ötekini vatan haini olarak görüyor. 22 askere mezar olan CASA uçağını düşüren, bakana suikast düzenleyen, kendi kardeşinin ölüm emrini veren, kravatıyla ölüm saçan, işten el çektirilen bir istihbaratçı gibi değil de seri katil gibi yazılan Yavuz Aslan’ın yadırganması normaldi.

Reaksiyon tarafların birbirlerinin yanına yerleştirdiği casusların açığa çıkmasıyla yol alacaktı ama o kadar yayarak ilerleyen bir tarzı vardı ki ilk bölümlerde geri planda kalan Fazıl’ın Abinin adamı olmasına sadece Dayı ve Abbas şaşırdı, seyircide hiçbir karşılığı olmadı.

Hikayesi olmayan biraz sert bir tanımlama ama hikaye anlatamayan bir diziydi Reaksiyon. Duygu’nun ölümüyle birlikte dost düşman saf değiştirip Oğuz ve Tekin intikam hissiyle Yavuz Aslan’ın safına geçtikten sonra hikaye tarafında bir hareketlenme oldu. Asıl hikaye ise İbrahim diziye dahil olduktan sonra başladı ama seyirci çoktan ayrılmıştı ekran başından. İstihbarat dünyasının perde arkasını anlatmak için yola çıkan Reaksiyon, gerçek olayları gerçek isimleri işaret etmesine rağmen vaat ettiği gerçekliğin uzağından dahi geçemedi. Bir takım seyirci çarpık ilişki olmayan dizileri seyretmeyen seyircilere öfkelense de asıl mesele intikam temasından –İbrahim’den- önce senaryonun dramatik yapısının kurulamamasıydı.

Deliyürek, Sağır Oda, Kurtlar Vadisi ile kurmaca dünyada anlatılan derin devlet algısını bir hareketle seyircinin zihninden resetlemek istedi Reaksiyon ama yanlış başlangıç erken ölüm olarak hayat bulunca başarılı olamadı.

Kağıt üstünde şık duran fikrin senaryoda o kadar da şık durmadığını göstermiş oldu Reaksiyon. Aynı şekilde Oğuz üzerinden söylersek karakterin kağıt üstünde duruşuyla ekranda duruşu arasında dağlar kadar fark vardı. Senaryo dilinde hikaye çalışmadı, karakter çalışmadı şeklinde ifade edilir ki Reaksiyon’da neredeyse çalışan hiçbir şey yoktu! Kitabın ortasından başladığı hikayede, kim vatansever kim vatan haini kategorize etmek yerine, vatanseverlik maskesi altında iktidar savaşı verenlerin kim olduğu ayırt edilmeksizin vatana zarar verdiğini söyleyebilseydi uzun bir süre ekranda kalabilirdi. Senaryo yazarken yandaş ya da muhalif duruşa değil objektif bir bakış açısına ihtiyaç var her şeyden önce.
#Reaksiyon dizisi
#dizi
#televizyon
#sema karabıyık
9 yıl önce
Herkes düşmanını tanıdıysa dağılabiliriz artık!
Vehbi Koç sağ olsaydı, Rahmi Koç dünya turuna çıkar mıydı?
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?