Öyküler insanlara kim olduklarını hatırlatır

Paramparça, yeni reyting paneli kaliteden anlamıyor anlayışını yerle bir eden dizi olarak geçti dizi tarihine. Seyrettikleri ya da seyretmeseler dahi çeşitli sebeplerden ekranda kalmasını arzu ettikleri diziler, reytingi düşük gerekçesiyle yayından kaldırılınca veryansın edenler, beğenmedikleri reyting paneliyle Paramparça seyrinde buluşunca yeni reyting paneli de diziden anlıyormuş noktasına geldiler.

Paramparça; beklenenin üstünde izlenme oranıyla yayına başladığında geçen yıl Medcezir ve Küçük Ağa üzerinden yapılan yorumların benzeri yapıldı. Endemol bu işi biliyor, seyircinin şifresini çözmüş, yeni reyting panelinin ne istediğini biliyor şeklinde.

Endemol'ün diğer iki dizisi Sevdam Alabora ve Serçe Sarayı ise yapılan tüm yorumların çöpe atılmasına sebep oldu. Oldukça düşük izlenme oranıyla başlayan gün ve senarist değişikliği çözüm olamayan Sevdam Alabora, dördüncü bölümde yayından kalktı. Kötücüllükte dozu aşan başlangıç hikayesi çok itici ve gereksizdi, seyirciyi ekran başından uzaklaştırma işleviyle yazılmış gibiydi. Songül Öden'in Ortadoğu şöhretiyle üretilen, yayınlanmadan ses getirici bir organizasyonla satışı gerçekleştirilen Serçe Sarayı devam etmesini Ortadoğu satışlarına borçlu. En azından on üç bölüm ekranda kalsın yaklaşımıyla. Albenisi olmayan, seyirciye güçlü vaatlerde bulunamayan bir dizi Serçe Sarayı. Sektörün janrıyla ifade edersek hikaye ve karakter çalışmıyor. Yapılan senaryo değişikliği de ilaç olamadı. Ölüyü mezarından kaldırma trendine Ramazan'ı dirilterek eklemlendi ama arzu edilen enerji yakalanamadı. Karakterlerden en azından biri cazip gelmeyince uzun dizi süreleri işkenceye dönüşüyor seyirci kanadında.

Endemol; senaristlere teklif götürerek girdi dizi sektörüne. Senaryoya değer veren yapımcı imajıyla kaliteli hikayelerin ekrana geleceğini düşünüp heyecanlanmadım değil! Ama görüldü ki reytingi yüksek işlere imza atan senaristler bize de aynı matematikle senaryolar yazsın düşüncesiymiş sadece. Yıllardır uzun süren sezon ve uzun dizi sürelerine mağlup olmamaya çalışan senaristlerin yorulduğunu, senaryo teknik bir çalışmanın ürünü olsa da, fikir üretme ve öyküleme kısmında zinde zekalara ihtiyaç olduğunu Endemol de yolun başında görmezden geldi.

Fikir üretme, öyküleme ve senaryo aynı kişiler tarafından yazıldığında hele bizimki gibi sezonda 35 bölüm 120 dakikalık senaryo yazma zorunluluğu olduğunda hapishane hastane arasına sıkışıyor hikayeler. Diziler karakterlerini sırayla hapishaneye gönderiyor sırayla hastaneye yatırıyor. Karadayı aynı anda dört karakterini hastanelik ederek rekor kırdı.

Paramparça'da Özkan, Keriman hapishaneye girdi, Ozan nezarette kaldı. Rahmi ve Alper suç işledi ama şikayet edilmedikleri için şimdilik hapishaneye girmediler. Hastane kısmı ise daha kalabalık. Hikaye Cansu'nun geçirdiği trafik kazasıyla başladı. O gün bugündür hastaneden geçiyor yolu hikayenin. Cihan vuruldu, kalbi durdu. Gülseren birkaç defa hastanelik oldu, Hazal'ın yolu defalarca hastaneye düştü. Biyolojik baba Cihan kızına davranış bozukluğu teşhisini koydu ama Gülseren'in peşinde koşmaktan vaktini ayırıp psikiyatra götüremedi.

Dizinin yapı taşı senaryo; senaryonun yapı taşı ise fikirdir. Bir fikir üzerine inşa edilmiş senaryo doğru bir öyküleme ile mutlaka dikkat çeker. Fikir olmadığında durum veya olay ön plana çıkar ki, ekranda tutunamayan kısa ömürlü dizilerin problemi fikir fakiri olmaları, bir fikirden önermeden yola çıkmamaları. Fikir olmayınca durum ya da olay ön plana çıkıyor, o zaman da bütün hikayeler üç aşağı beş yukarı birbirine benziyor. Yola çıkılan fikir ne kadar farklı orijinal olursa öyküleme de o kadar farklı oluyor.

Öyküler masallar insanlara kim olduklarını hatırlatmak için vardır, inandıkları şeyleri hatırlatmak için. Bakıyorum ekrandaki dizilere; biz bu muyuz, inandığımız şeyler bunlar mı gerçekten?

Kimsenin kendini sorgulamadığı, intikam misilleme peşine düştüğü bir dünya…

Vicdan azabı ve pişmanlık duymadan cinayet işlenen bir dünya...

#Öyküler insanlara kim olduklarını hatırlatır

#Paramparça

#reyting paneli