|
İstikrar ve dönüşüm stratejileri çatalında Ak Parti
7 Haziran 2015 seçimlerine çok az bir zaman kaldı. Bir açıdan bakıldığında bu seçimin, siyâsal partilerin sıralaması îtibârıyla sürpriz bir tarafı yok. AK Parti'nin birinci geleceğine muhakkak nazarıyla bakabiliriz. CHP, MHP ve HDP'nin sıralamadaki yerleri de değişmeyeceği ortada. Zâten bu konuda yapılan araştırmaların hiçbirisi, sıralamanın değişeceğini söylemiyor.

Diğer taraftan bugünlerde, normal olarak kamuoyunun tercihini çoktan yapmış olması; konsolide seçmenler bir yana, kararsızların da bir kararlılık elde etmiş olması beklenir. Ama izlenimlerimin bu yolda olduğunu söyleyemeyeceğim. Kararsızların dalgalanması devâm ediyor.

Bir kere seçimin gâlibi en fazla oyu alan parti olmayacak. Seçim sisteminin garâbetleri üzerinden şu söylenebilir: Bu seçimin gâlibini tamâmen oranlar ve bununla ne kadar uyumlu olduğu tartışmalı olan milletvekili dağılımı belirleyecek. Diğer taraftan bu seçimin özelliği psikolojik etkileri sayıları aşan görece kazanımlarda yatıyor. Meselâ HDP'nin %10 barajını geçmesi ihtimali gerçekleşirse, hiç kuşkusuz sıralamadaki yeri ne olursa olsun, bu partiyi 2015 seçiminin yıldızı yapmaya yetecektir.

Herkes biliyor ki, seçimden birinci parti olarak çıkması kesin olan AK Parti'nin oy oranı belli bir eşiğin üzerinde kalırsa, her şekilde seçimin galibi AK Parti olacaktır. Ben kişisel nam ve hesabıma bu eşiği % 43 olarak değerlendiriyorum. AK Parti bu eşiğin altına inerse durumunu istikrarda tutma şansı zayıflamış olacaktır. Eğer bu oranda tutunup, hatta birkaç puan yukarıya taşıyabilirse durumunu istikrâra kavuşturma fırsatı elde edecektir. %46 ve üzeri ise araştırmacı Bekir Ağırdır'ın ifadesiyle, ona “konforlu bir çoğunluk” kazandıracaktır. AK Parti'nin başkanlık rejimine geçişi de içeren siyâsal-yapısal dönüşüme dönük adım atması en az %46 bir çoğunluk sağlayabilmesine bağlı gözüküyor.

Bu çerçevede AK Parti'nin stratejisi tartışılmaya değer gözüküyor. AK Parti'nin koyduğu hedefler çift nitelikli olarak tezâhür ediyor. Bir taraftan iktidar başarılarının devam ettirileceği ve daha ileri götürüleceğini vaad ediyor. Sayın Davutoğlu'nun konuşmaları en fazla bunu vurguluyor. “Onlar konuşur AK Parti yapar” sloganı da AK Parti'nin “istikrar” temelli, pekiştici siyâsetlerini anlatıyor. Yeni Türkiye'nin ekonomipolitiği noktasında bu söylem yeterli olabilir. Ama Yeni Türkiye'nin siyâsal-hukuksal dönüşümü için bu söylemin yeterli olabileceğini söyleyemem. Bu noktada, taşıyıcılığını Sayın Erdoğan'ın yaptığı ve siyâsal heyecan yaratmaya mâtuf olan; “istikrar” temelli ilk stratejiden çok farklı olan, bu defa “dönüşümcü” sayabileceğimiz ikinci bir strateji devreye giriyor. Sayın Erdoğan burada kişisel karizmasını ortaya koyarak meydanlara çıkıyor. Bu müdahaleyi Erdoğan'ın tabanını konsolide etmesi olarak yorumlamak hayli yaygın. Ama bu değerlendirmeyi çok sınırlı bir düzeyde kabul edilebilir görüyorum. Bunun konsolidasyon düzeyinde görece bir etkisi olabilecektir. Ama bence bu müdahale dönüşümcü bir stratejinin gereği olarak okunmalıdır. Hatta daha açık olarak; Sayın Erdoğan'ın müdahalesinin %43 ile % 46 arasındaki istikrar stratejisini açıklayan oranların üzerinde bir oranı yakalamaya mâtuf bir siyâsal atak olduğunu söylenebilir. Eğer böyle okunursa, o zaman ortada başka bir soru var demektir. Erdoğan karizması, kararsızlar üzerinde ne derecede etkili olacaktır? Bunu bilmiyoruz. Ayrıca bunun araştırmalarda ne kadar ele alındığını da bilemiyorum. Hal böyle olunca, bunun ancak spekülasyonu yapılabilir.

Spekülatif olarak şunları söyleyebiliriz: İhtimallerden birisi Sayın Erdoğan'ın müdahalesi, MHP ya HDP'ye kayan oylar varsa bunları çekmeyi başaracaktır. Bu da MHP'nin beklenen başarısını sınırlandıracak; HDP'yi ise barajın altına itecektir. Eğer böyle olursa strateji başarılı olmuş sayılabilir. Bu başarı AK Parti'ye hipotetik olarak %43 eşiğinde destek sağlayan istikrardan yana kamuoyu desteğine birkaç puan yukarıya çekmiş olabilecektir. İhtimallerden ikincisi ise, bu müdahale, Erdoğan karizmasının karşısında yer alan “anti-Erdoğanist” hisleri daha da bileyerek arttıracak; hatta istikrar siyâsetleri üzerinden AK Parti'ye oy verenlerden de bir kısım oyları koparacak sonuçlar doğuracaktır. Sayın Erdoğan bunu göze almış durumda gözüküyor. 8 Haziran'da göreceğiz.
#CHP
#MHP
#HDP
9 yıl önce
İstikrar ve dönüşüm stratejileri çatalında Ak Parti
Kurtlar Vadisi Amerika!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü