|
Yarım asır önce, yarım asır sonra…

Dün, Deniz’lerin idamının 52.yıldönümüydü.

6 Mayıs 1972’de: Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkındaki idam kararı Ankara Merkez Cezaevinde infaz edilmişti.

1961’de Menderes, Zorlu, Polatkan’ı idam ettiren de; bu üç solcu genci idam sehpasına yollayan da aynı derin karargâhtır.

Yani: ABD’nin kontrolündeki Türkiye’deki derin NATO yapılanması, Gladio!


KAÇIRILAN UÇAK

Şimdi de, Deniz’lerin idamından üç gün öncesine gidelim…

THY’nin Ankara-İstanbul seferini yapan “Boğaziçi” uçağı, 4 hava korsanı tarafından Sofya’ya kaçırılmıştı.

Uçaktaki yolcular arasında, ilginçtir Ömer İnönü de bulunuyordu!

O sırada CHP Genel Başkanı olan İsmet İnönü’nün oğlundan bahsediyoruz.

***

Uçağın kaçırılması, Deniz’lerin idamını engellemek isteyen solcu korsanların işi diye anlatıldı.

Uçak korsanları Bulgaristan’a iltica etti; yolcular Türkiye’ye döndü.

***

Kaçırılma olayından beş gün sonra…

8 Mayıs’ta, CHP Olağanüstü Kurultayı vardı.

İnönü ciddi anlaşmazlık yaşadığı Bülent Ecevit için partililere kürsüde şöyle seslendi:

“-Ya ben, ya Bülent!”

***

Ecevit’in “Parti Meclisi” listesi güvenoyu alınca, İsmet İnönü istifa etti.

49 yıldır üyesi olduğu ve bunun 33 yılında yönettiği partisini bıraktı.

***

Bülent Ecevit, 14 Mayıs’ta CHP’nin genel başkanı seçildi.

Böylelikle, Türk siyasi hayatında parti içi mücadele ile değişen ilk genel başkan oldu.


“ŞAHANE TESADÜF”

Ömer İnönü’nün içinde bulunduğu uçağın kaçırılması, İsmet Paşa’ya “Artık gitmelisin” mesajı mıydı, acaba?

Batıcı-Amerikancı rejimi kontrol edenler, en mutemet siyasetçileri olan İsmet Paşa’yı bile “Vakit tamam” diye harcayabiliyorlardı.

“Umut vadeden” Bülent Ecevit ile oyuncu değişikliğine gidiyorlardı.


MERAKLISINA NOT

-Kaçırılan uçakta, o dönemde henüz ünlü olmayan Zülfü Livaneli de var mıydı?

-Bilemiyoruz!

***

Yazar Halid Özkul, Herr Livaneli’yi “Eski Solcu, Şarkıcı, Yazar, Gazeteci, Edebiyatçı, Senarist, Milletvekili vs.” diye tanımlamıştı.

“Solcu, Marksist” sahte flamalı bir Batıcı, Amerikancı olan Zülfü Bey...

-Günümüzde, Ekrem İmamson Efendi’nin akıl hocasıdır.

BAY KEMAL’İN YAZILARI

FETÖ’nün kaset operasyonu sonrasında oturduğu koltukta tam 13 yıl boyunca CHP’yi yöneten Kemal Kılıçdaroğlu…

Şimdilerde, yerleştiği bürosunda kaleme aldığı yazılarla siyasete tutunmaya çalışıyor!

Cumhuriyet’ten sonra, T24 için de yazılar döşeniyor.

***

Kemal Bey’in o sitedeki “Tek bir yüzükten saraydaki saltanata” başlıklı yazısında geçen şu cümlesinin ilk kısmı, “Cumhuriyet Tarihi” dersinden ikmale kalmasına neden olabilir:

“Cumhuriyet’le birlikte saraylar gitmiş…

Genç Cumhuriyet’in kalbi; aklı, bilimi ve mütevazılığı önceleyen Çankaya Köşkü’nde atmaya başlamıştı…”

***

-Nedir?

-Atatürk’ün Dolmabahçe’de vefat ettiğini unutmuş olmalı, Mister Kemal!


“YAŞANDI, BİTTİ”

Yerel seçim sonuçları mı; Kılıçdarson’un siyasi pususunu berhava etti, bürosunun yer aldığı arsanın rayici acayip düştü!

***

Geçen yıl kurultayda yaşadığı acı yenilgi sonrasında o büroda, arada bir…

-Burak Kut’un “Yaşandı, bitti; saygısızca” adlı şarkısını dinliyor mudur, acaba?

***

Vaktiyle onu CHP’nin başına getirenler; “Haydi Abbas, Vakit Tamam” dediler, Kasım ayındaki Kurultay’da!

Kurultay’ın son düzlüğünde İmamfon’lar öyle bir sahne aldı ki; Kılıçdarson’un altındaki genel başkanlık koltuğu uçuverdi.


PEK HUSUSİ BİR ATAK

Onun yerini alan Özgür Hususi Bey, yerel seçim galibiyetiyle “siyasi rüştünü” ispat etti!

İlerleyen günlerde, şu emanetçisi olduğu İmamson ile çatışır mı, peki?

***

İmamson Efendi’yi, en geç dört yıl sonra Cumhurbaşkanı olarak görmek isteyen Derin Karargâh, buna müsaade etmez!

Hususi Bey’e verilen genel başkanlık rolü, zaten Ekrem İmamson’un kilometre taşlarını döşemekle birebir bağlantılı bir süreç olarak tasarlanmış görünüyor.


YANKİ NAMIK

Ekrem ile Özgür “Hamas, terör örgütüdür” diyerek Batı Cephesine selam çakıyorlar!

Riyakâr Hususi Bey, “Bize düşen, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının davasına sahip çıkmaktır” diyerek tribünlerini narkozlamayı da ihmal etmiyor.

***

Özel’in, Erdoğan ile görüşmesinde yanı başında yer alan/yanı başına yerleştirilen…

-Eski diplomat, yeni siyasetçi Namık Tan mı?

-Bir nevi “Amerikan Elçisi” gibidir!

#Tarih
#Siyaset
#Politika
#Tamer Korkmaz
12 gün önce
Yarım asır önce, yarım asır sonra…
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin
Dünya bu gençlerle güzelleşecek