|
Can’daş Cumhuriyet!

Arıyoruz ama bulamıyoruz: “ABD’deki İslamofobik Katliam” haberine Can’daş Cumhuriyet’in gözleri “fal taşı gibi” kapalı! Hangi Cumhuriyet bu? Charlie yürüyüşünü “Haç çıkaran!” bir fotoğrafla ilk sayfasından veren ardından da Charlie’deki şu malum karikatürleri yayınlayan Ecnebi Cumhuriyet! Bir başka deyişle İnan Kıraç’ın nüfuzu altındaki, Paralel Yapı destekçisi Cumhuriyet!

ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde üç Müslüman gencin evlerinde uğradıkları silahlı saldırı sonucu katledilmesi...

Can Dündar’ın “perde arkasından” hafta başında “sahneye atandığı” Cumhuriyet gazetesinin umurunda değil!

-Niye mi? Öldürülenler, Müslüman da ondan!

Saldırgan mı, “Facebook hesaplarında silahlı pozlar veren ve Müslümanlara hakaret eden” Stephen Hicks adlı katil...

Charlie dergisiyle dayanışan, manşetinden “istavroz çıkaran” Cumhuriyet, Müslüman gençleri öldüren Amerikalı katilin posterini yayınlarsa hiç şaşırmam!

*

Yıllar yılı “İslamcı Terör” lafını diline pelesenk eden Batı Medyası, Müslüman gençlerin katledildiği saldırı için “Yalnız kurt eylemidir” diye gözbağcılık yapıyor:

“Hıristiyan Terörü” diyor mu? Demiyor! Asla, demez!

*

Batı Kulübü Medyası’na ve Türkiye’deki “iliştirilmiş” dava arkadaşlarına bir kere daha soruyoruz!

-Müslüman’ın yaşama hakkı yok mu?

*

Afganistan’da ve Irak’ta milyonlarca Müslüman’ın kanı dökülürken, destekleyen hatta alkışlayan Batı Medyası idi:

Arkalarında “gözlerini kan bürümüş” Küresel Baronlar vardır.

Bunlara göre, “özgürlükler” de...

-Sadece Hıristiyanlar ve dahi Yahudiler içindir!

Tam da burada, hatırlayalım: Ecnebi Cumhuriyet, mizanpajın diliyle “Haç çıkarıp!” o fotoğrafı “Özgürlük İçin” başlığıyla yayınlarken, elbette Müslümanlar’ın özgürlüğünden söz etmiyordu!

*

Can Dündar mı, Baronsal Cumhuriyet’e yayın yönetmeni olduktan sonraki ilk yazısında “havuzlarda boğulmuş bir medya düzeninden” söz etti; “özgür ve bağımsız basının son kalelerinden birinde görev üstlendiğinden” dem vurdu!

Havuz, ha! Uzun yıllar boyunca, Özel Harp Gazeteciliği’ne dayalı bir egemenliğin üzerinde oturan “kamuflajlı” Baronsal Kurtlar Medyası’dır:

-Hakiki Havuz Medyası, budur!

Mesela, Cumhuriyet gazetesi kendi içinde bir “havuz”dur:

Bir başka söyleyişle, mevzubahis derin medya havuzuna akan bir “yan havuz” dur. İstanbul Ticaret Odası’nın sicil kaydı Cumhuriyet’in işadamlarının oluşturduğu “havuz” sayesinde ayakta kaldığını gösteriyor!

Cumhuriyet, Yenigün Holding’e bağlı Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. tarafından yayınlanıyor. İşbu holdingin toplam 186 hissedarı vardır. En büyük hissedar Yenigün Haber Ajansı, ikinci sırada Cumhuriyet Vakfı yer alıyor!

Ardından İnan Kıraç, Mehmet Emin Karamehmet, Aydın Doğan gibi hissedarlar geliyor!

Cumhuriyet Vakfı, Cumhuriyet’te kimin yayın yönetmeni olacağına karar verir. Vakıf, yayın politikasını da belirler. Bu çerçevede, Vehbi Koç’un damadı ‘Baron’ İnan Kıraç son sözü söyleyen isimdir!

Yani?

Can Dündar, Cumhuriyet’i “özgür ve bağımsız medyanın son kalelerinden biri” diye tarif ederek bize hikâye anlatıyor!

*

Berin Nadi, Cumhuriyet Vakfı’nı 30 Aralık 1992’de kurdu:

Vakfın amacı “Cumhuriyet gazetesini yaşatmak ve Atatürk ilkelerini savunmak” olarak açıklanmıştı. (10 Ocak 1993)

Berin Nadi’nin başkan, Osman Nuri Torun’un başkan vekili olduğu vakfın ilk “yönetim kurulu” şu isimlerden oluşuyordu:

İlhan Selçuk, Özgen Acar, Cüneyt Arcayürek, Aydın Aybay,

Alev Coşkun, Hikmet Çetinkaya, Atilla Coşkun, Uğur Mumcu,

Mustafa Ekmekçi, Şükran Soner.

Cumhuriyet’te 1992’de yaşanan “kavga” İlhan Selçuk’un gazetede egemen olmasıyla sonuçlanmıştı. Bir grup işadamı, öğretim üyesi ve yazar; o dönemde yayınladıkları bir bildiriyle ve de “Her gün iki Cumhuriyet” sloganıyla gazeteye koltuk çıkmışlardı...

Bildiride, Vehbi Koç’un kızı Suna Kıraç’ın da imzası vardı.

-Suna Hanım, İnan Kıraç’ın eşidir.

#ABD
#İslamofobik Katliam
#Cumhuriyet
#Paralel Yapı
#Can Dündar
9 yıl önce
Can’daş Cumhuriyet!
Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar
Kürtlerin devleti
Kevnî kelimeleri duyabilen yazarlar
Hz. Âdem kaç yıl önce yaşadı?
“Almanlar et başında”