Fransız Kahpesi Marine Le Pen “İslam’ı bütün yönleriyle yasaklamak istiyorum. Devletin tüm imkânları seferber edilerek İslam’a saldırılmalı ve yok edilmelidir” dedi! (12 Şubat’21)

*

Irkçı Ulusal Birlik Partisi’nin başındaki Le Pen’in bu sözleri, Batılı ülkelerde yükselen İslam düşmanlığının hangi boyutta olduğunu açığa vuruyor.

Marine Le Pen Batılı kâfirlerin niyetlerini açıkça söylüyor: ki, bu öyle münferit bir çıkış falan değildir:

Fransa’nın Playboy kılıklı Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise “Siyasal İslam” diyerek İslam’a savaş açtı!

Geçen yıl “İslam’ın yeniden yapılandırılması gerekir” diyecek kadar zıvanadan çıkmıştı, bu mikrop…

Yani, Le Pen ile aynı kapıya çıkıyorlar.

Aynı kafadadırlar: Farklı repliklerle sahne almış olmaları; konumlarını, hadiseyi, gerçeği değiştirmez.

*

Bu “İslam Düşmanı” kafa, sadece Fransa’nın lağım siyasetçileriyle sınırlı da değildir:

Ya? NATO kafasıdır!

Tam da burada, hatırlamalıyız:

1990’da Doğu Blokunun çökmesi, Sovyetler Birliği’nin de dağılmasıyla; NATO’daki düşman konsepti değişmiş, İslam hedefe konmuştu.

Bu İslam düşmanlığı, NATO’nun lokomotifi olan Haydut Devlet ABD’nin liderliğinde; farklı maskelerle/yöntemlerle ancak tıpkıbasım bir kindarlık ve zalimlikle uygulandı, uygulanmaya devam ediyor.

*

Şimdilerde, Haçlı-Siyonist Cephesinin namı hesabına Le Pen Kahpesi el artırıyor!

Macron mikrobu ülkesindeki Müslümanlara yönelik laikçi faşist uygulamaların dozunu daha da artırmanın peşindedir.

Üç gün önce: İslam karşıtlığına dayalı yasa tasarısı, Fransız Ulusal Meclisinde kabul edildi.

Fransız Laikçi Faşizminin eseri bu aşağılık tasarı, 30 Mart’ta Senato’da görüşülecek.

Ülkedeki Müslümanlar, bir yandan ablukaya alınıyor; diğer yandan Fransız toplumuna hedef gösteriliyor!

Laikçi Taş Kafa Özdemir ile onun “Şanzelize Yoldaşı” Ertuğrul’un “Medeni Fransa!”sı, “Batı Medeniyeti!”nin gerçek yüzünü bir kere daha gösteriyor.

*

Unutulmasın ki, rüzgâr eken fırtına biçer:

İslam’a savaş açanlar, bu düşmanlıklarının karşılığını ziyadesiyle alırlar. Alacaklardır da!

PKK’NIN UZANTISI EMMANUEL

Kısa bir süre evvel: Macron, TSK’nın Barış Pınarı Harekâtına atıfla “Türkiye bize sormadan uzantımız YPG’yi vurdu” diyerek zırladı.

Böylece Fransız devletinin de YPG-PKK’nın hamisi olduğunu gösterdi.

Macron, “Türkiye’nin bu harekâtla NATO’yu zor duruma soktuğundan” bahsetti!

NATO mu? Hani şu 5. Maddeyi tersinden uygulayan NATO!

Yıllardır Türkiye’ye saldıran PKK’ya koltuk çıkan NATO!

*

NATO’nun Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Gara’daki 13 şehidimiz için Türkiye’ye yalandan bir “baş sağlığı” diledi.

-O da üç gün sonra! “Yasak savmak” için…

-PKK terörüne ise tek lafı yok!

*

Keza, Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği:

“Irak’ın kuzeyinde, 13 Türk vatandaşının vefat haberini üzüntü ile öğrendik. Hayatını kaybedenlerin ailelerine en içten taziyelerimizi sunarız.” mesajını paylaştı!

“Vaziyeti kurtarabilmek” için, yalandan bir başka başsağlığı mesajıdır.

Katledildi, diyemiyorlar; teröristler katletti diyerek, kınayamıyorlar; PKK’lı teröristlerden hiç bahsetmiyorlar!

*

Tam burada; Charlie Hebdo saldırısından sonra dünya liderlerinin katıldığı Fransa’daki malum yürüyüşü hatırlayınız!

Hani, Laikçi faşist Cumhuriyet’in fotoğrafın, mizanpajın diliyle “manşetinden haç çıkardığı” şu yürüyüş!

*

Erdoğan, daha geçenlerde AB ülkelerinin büyükelçilerine “DEAŞ terörüyle bizden başka mücadele eden var mı?” diye sormuştu da; bu mendeburların gıkları çıkmamıştı.

Buna mukabil: özelde Fransa, genelde AB, PKK terörünün sistematik destekçisidir.

MACRON’UN İÇERİDEKİ YOLDAŞLARI

Zaten, Macron mikrobu da, YPG/PKK için “Uzantımız” diyerek itiraf ediyor.

Bir dahaki sefere; HDPKK’nın eski Eş Genel Piyonu Figen Yüksekdağ gibi “Sırtımızı YPG’ye dayadık” diye kuracak, cümleyi!

Yahut Mösyö Kemal Kılıçdaroğlu’ndan alıntı yaparak, şöyle söyleyecek:

“YPG, terör örgütü değildir! Vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.”