|
Oyun içinde oyun...

Orgeneral Faruk Gürler’in henüz Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı olduğu dönemdi. Emin Değer, MSB’nin Hukuk Müşaviri idi. 1968 yılıydı. Faruk Gürler, bir gün Emin Değer’e aynen şöyle dedi: “Dikkatli olacaksın, toplantılar beş kişiden fazla olmamalı, üç kişi idealdir. Üç kişiden biri görevli olabilir. El yazısı kullanılmayacak, kendi daktilonla bu konularda hiçbir şey yazmayacaksın...”

*

MSB Müsteşarlığı’nın ardından Genelkurmay İkinci Başkanlığı da yapan Orgeneral Gürler, 28 Ağustos 1970’de Süleyman Demirel’in başbakanlığındaki Adalet Partisi Hükümeti tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanmıştı.

Faruk Gürler, Kara Kuvvetleri subaylarının “bağlılık duyduğu” bir komutandı! Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur da Havacılar’ın “güvenini” kazanmıştı!

“Sol darbe yapması beklenen” 9 Mart Cuntası’nın lokomotifi pozisyonundaki bu iki general mi, aslında fareli köyün kavalcısıydı!

*

Emin Değer’in içinde bulunduğu grupta, 27 Mayısçılardan Numan Esin, Orhan Kabibay ve Ekrem Acuner gibi isimler vardı. 12 Mart’tan aylar önce bir gece, Değer’in evinde Org. Faruk Gürler’le bir araya geldiler. Acuner, görüşmede Gürler’in bazı sözlerine kızmış, hatta kuşkulanmıştı, ancak bu 9 Mart kadrosuna bağlı grubun büyük oyunu çözmesine yetmemişti.

*

9 Mart 1971 günü, saat 18.30’da Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Kemal Kayacan’ın katılacağı bir toplantı çağrısı yapıldı...

9 Martçı kadro cuntanın o gece harekâtı başlatacağını sanıyordu!

Hava Kuvvetleri, Harekât Dairesi Başkanı tarafından alarma geçirildi...

Artık “harekât emri” bekleniyordu!

Oysa...

Cuntaya bağlı kadroyu çok şaşırtan, ardından da hayal kırıklığına uğratan gelişmeler bir biri ardına gelecekti!

*

9 Mart 1971 akşamı Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki toplantı bir “karar alınamadan” dağıldı!

Saat 23.30 civarında, 28. Tümen’den bir emir subayı acilen Emin Değer’le buluştu: Heyecanlı bir şekilde “Gece Faruk Gürler Paşa’yı tutuklayacaklar. Tümen komutanı bizleri topladı, komünist ihtilal çıkacakmış dedi, alarm verildi, alarm haberini Gürler Paşa’ya iletin” diye konuştu!

Emir Subayı, Emin Değer’in Gürler’le “bağlantısını” bildiği için bu haberi veriyordu:

Evet, alarm 9 Martçılara karşı verilmişti, ancak Faruk Gürler’in tutuklanacağı doğru değildi. Emir Subayı, 9 Mart’ın başında görünen generalin tutuklanacağını sanıyordu, büyük bir yanılgı içindeydi...

Vakit gece yarısını geçmişti:

Emin Değer ve arkadaşları, 01.35’te alarm olayını Faruk Gürler’e bildirmesi için, paşanın emir subayına ulaştılar. Subay, durumu telefonla Gürler’e iletti. Gürler Paşa’nın cevabı, “Merak etmeyin alarmı veren benim! Gidin uyuyun!” şeklindeydi! Faruk Gürler mi, bunları gülerek söylemişti!

Emin Değer, oyuna geldiklerini “işte o an” fark etmişti; ancak, iş işten geçmişti. “Liderimiz ortak hareketimizi durduracak önlemleri aldı” diye düşünmüştü; dünya başına yıkılmış gibiydi...

Faruk Gürler ve Muhsin Batur, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç’ın önderliğindeki 12 Mart Muhtırası’nı veren, yani asıl darbeyi yapan kadronun içinde yer aldılar. 9 Martçı kadro “çok güvendikleri” iki general tarafından son dönemeçte fena halde harcanmıştı.

*

12 Mart’tan bir yıl kadar öncesiydi: “Yukarıdan” 9 Mart’çılara “Nasıl bir sistem kurulacak başlığıyla bir taslak hazırlayın, bize iletin” denilmişti! Onlar da, “Devrim Anayasası” taslağı hazırlamışlardı!

Sonra taslağı Faruk Gürler Paşa’ya göstermişler; Gürler, taslağı okuyunca “Söyledikleri kadar solda değilmişsiniz!” demişti!

Bu sahne 9 Martçıları uyandıramamıştı: Gürler’in o sözlerinin aslında ne demek olduğunu, ancak “Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra” anlayabileceklerdi...

ABD-NATO’ya bağlı Türkiye’deki Gladio rejiminin, kirli ve kanlı “Komünizmle Mücadele” sürecinde “12 Mart’ın Mezesi” olmuşlardı!

*

12 Mart darbesinden bir yıl sonra 29 Ağustos 1972 tarihinde, Faruk Gürler Genelkurmay Başkanlığı’na atanmış; 5 Mart 1973’te (Cumhurbaşkanlığı ümidi ile) kendi arzusuyla emekli olmuştu.

Ne ki, Gladio Rejimi mutemet adamı Faruk Gürler’in Çankaya hayaline geçit vermemişti! O yıllarda, çoğu konuda anlaşamamış olan Demirel ve Ecevit, Çankaya’ya Fahri Korutürk’ün çıkmasında mutabık kalmışlardı!

Türkiye, Korutürk’ü aslında çok daha önceki yıllarda tanıyacaktı:

Nasıl mı? Korutürk, 27 Mayıs 1960’ta “Dışişleri Bakanı” olarak ilan edilmiş, ancak MBK kararını “altı saat sonra” değiştirerek Selim Sarper’i Dışişleri Bakanı yapmıştı!

*

12 Eylül’den üç yıl sonra 1983’te Genelkurmay Başkanı olan Org. Necdet Üruğ, Faruk Gürler’in yeğenidir!

Emin Değer ise, bir zamanlar Uğur Mumcu’nun avukatıydı...

Arka planında “Türkiye’deki Gladio”nun yer aldığı bir suikasta kurban giden, Uğur Mumcu’nun!

#Faruk Gürler
#Emin Değer
#Süleyman Demirel
9 yıl önce
Oyun içinde oyun...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle