Şişli’nin CHP’li Belediye Reisi Hayri İnönü, Emir Sarıgül’den “küfür yediğini” babası Mustafa Sarıgül tarafından da “tehdit edildiğini” açıkça söyleyememişti: Geçen Kasım’da ABD’ye gitmeden önce Başkan Yardımcısı Emir Sarıgül’den vahim bir telefon aldığı iddiasına ancak “Ne kabul ederim, ne de hayır derim!” diye cevap verebilmişti.
Sıkıntısı büyüktü, ancak derdini ummana dökemiyordu.
Şişli Kilidi’ni Nazlı İnönü kırdı, eşinden daha yürekli çıktı: “Mustafa Sarıgül’ün kendilerini ölümle tehdit ettiğini ve eşine istifa etmesi için büyük baskı yapıldığını” açık açık söyledi. “Daha ziyade çocuklarım için korkuyorum” dedi!
Hayri İnönü değil, Emir Sarıgül gitti:
“Babasının kontenjanından” Belediye Meclisi’ne seçilen üyelerle “gövde gösterisi” yaparak istifa etti!
*
İsmet İnönü’nün torunu Hayri Bey, başkan seçildikten kısa bir süre sonra (3 Mayıs’ta) Hürriyet’e yan manşet olmuş, pazularını göstermişti! “Sarıgül’ü taklit etmem” demişti...
Cicim ayları çabuk geçti: Diyet isteyen Sarıgüllere ayak diremeye başlayınca olanlar oldu...
Dövüş Kulübü’ne karşı tedbir olsun diye onbir koruma ile dolaşmak zorunda kaldı! Üstüne, Hayri Bey’in danışmanının darp edildiği görüntüler de ortaya çıktı.
*
Bütün bunlar, Mustafa Sarıgül’ün siyasetteki yönteminin son tahlilde nasıl da kaba kuvvete başvurmaya dönüştüğünün göstergesidir. Kaybettiği 30 Mart Seçimi’nden önce AK Partili bir vatandaşı yumrukladığını hatırlıyor olmalısınız...
Suratında adeta asılı gibi duran o tebessümün, birdenbire yerini yumruklarını konuşturmaya bırakabileceği bir siyasetçiden söz ediyoruz!
*
Sermaye’nin Boksörü Sarıgül’e bunca zamandır yapılan Baronsal Siyasi Yatırım, 30 Mart’taki seçim yenilgisiyle ağır yara almıştı. Şimdilerde “Sarıgül Projesi” iyice “baş aşağı” gidiyor!
Hayri İnönü ile giriştiği küfürlü-tehditli-yumruklu ve de bol gürültülü mücadelenin siyasi zayiatı, Sarıgül’ün ummadığı ölçüde olabilir!
Baronsal Hürriyet’in İnönü-Sarıgül Savaşı’ndaki tavrına dikkatle bakıldığında, acaba İstanbul’un Baronları “Bunca desteğimize ve çabalarımıza rağmen bu Mustafa Sarıgül’den artık bir cacık olmaz!” deme aşamasına gelmiş olabilirler mi, sorusu akla takılıyor!
*
Tam da bu noktada, şimdiye kadar medyada bir türlü yer bulamayan bir davaya dikkat çekelim! Deniz Baykal’a Suikast İhbarı Davası’nda karar duruşması 30 Aralık sabahı İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek!
Şu ana kadar 16 duruşma yapıldı: Sahi, odak noktasında Mustafa Sarıgül’ün de yer aldığı böyle bir davanın varlığından kaç kişi haberdar olmuştur? Birileri, kapalı kapılar ardında yaşanan bazı netameli hadiseleri itina ile gizliyor gibi...
Davanın 4 Mart 2014 tarihli 13. duruşmasında, bilirkişi raporu “iki yılı aşkın bir süre sonra” sahne alabilmişti!
Tetikçilik teklif edildiği iddia edilen Y.Ç. adlı kişinin açıklamalarının bulunduğu bir video kaydıyla alakalı olarak mahkemeye sunulan bilirkişi raporu...
-Neden, bu denli gecikmişti?
Sözkonusu şahsın videoda dile getirdiği iddia “CHP eski genel başkanı Baykal’ın ayağından vurulmasının kendisinden istendiği” şeklindeydi!
“Teklifi yapan kişinin Sarıgül olduğu” öne sürülüyordu!
*
“Deniz Baykal’la ilgili suikast” ihbarı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne 15 Nisan 2010 tarihinde yapılmıştı!
Kahraman Şeref Kasap’ın ihbarı Emniyet görevlilerince savsaklanmış ve Cumhuriyet Savcılığı’na tam 21 gün boyunca bildirilmemişti! Neticede, 6 Mayıs 2010’da Şişli Cumhuriyet Savcılığı’nca soruşturma başlatıldı...
Tam da burada, Baykal’a yönelik kaset operasyonunun ne zaman gerçekleştirildiğini hatırlayabiliriz!
Deniz Baykal’la ilgili kayıt, 6 Mayıs’ı 7 Mayıs’a (2010) bağlayan gece yarısı internet üzerinden yayınlanmıştı!
*
-Baykal’a Suikast İhbarı Davası nasıl sonuçlanacak?
-Mustafa Sarıgül yırtacak mı?
-Haftaya öğreneceğiz!
