|
Osmanlı İstanbulu’nun müziği “dişil” karakterlidir
stanbul'un müziğinin bana göre önemli özelliklerinden bir tanesi, ait olduğu medeniyet gibi “dişil” karakterli olmasıdır. Medeniyette ve onun bir unsuru olan müzikte “dişil” karakterliliğin, içine aldığı unsurları zenginleştirerek yeniden üretebilme kabiliyeti anlamına geldiğini düşünüyorum. Osmanlı-İslâm medeniyeti başka kültür ve medeniyetlerden aldığı bir tohumu veya bir formu kendi toprağında tutar, bu tutuş sürecinde onu âdetâ inceler, kendine uygunluk testlerini yapar ve ondan yeni bir değer üretir. Nitekim İstanbul, mevlevî ayinlerinden ilâhî ve şarkılara, saz eserlerine kadar pekçok müzik formunu, devşirdiği ses cevherini geliştirerek elde etmiştir.

Bu özellik, başka kültürlerde benzerine pek rastlanmayan bir özelliktir ve aslında bir ayrıcalıktır. Çünkü Osmanlı müziğine bu özelliği kazandıran en önemli şey, medeniyetin “islâmî” karakterli olması, önyargılı ve içine kapalı olmamasıdır. Zaten içine kapalılıktan bir medeniyet zuhur etmesini beklemek beyhûdedir. Medeniyet, tabiatı gereği her yana açık olmayı gerektirir, açıklık ve tabiilik olmazsa zaten medeniyet ortaya çıkmaz. Bu açıklık, toplumları besleyen en önemli özelliktir, çünkü açık olduğu sürece her yandan esen rüzgârla hâneniz hava alır, ferah bir ortam oluşur. Kapalılık, gettolaşmak demektir ve medeniyetin tabiatına aykırıdır. Dolayısıyla medeniyetten sözederken, medeniyet adı verilen şeyin, açıklığın tabii bir neticesi olduğunu unutmamak gerekir. Medeniyet demek, bir anlamda zaten açıklık ve ferahlık demektir.

Osmanlı-İslâm medeniyetinin müziği, böyle bir medeniyetin, yani doğru ve fıtrata uygun bulduğu her şeyden ve her kültürden beslenen, “ilim ve hikmet, mü'minin yitik malıdır, bulduğu yerde onu alır” hadîs-i şerifinin kaynaklık ettiği prensiple meydana gelen, önyargısız ve kendine güvenen, muhteşem bir medeniyetin müziğidir. Bu medeniyet, bilgiyi de bu özelliği sayesinde geliştirmiş ve kendi tarzını ortaya koymuştur. Osmanlı-İslâm medeniyetinin müziğinde, tıpkı medeniyetinde olduğu gibi, dışa kapalılık yoktur. İslâm medeniyetinin nasıl bir “kalbi” varsa, hiç şüphesiz bir “kulağı” da vardır ve üstelik bu kulak “absolut” yani tam ve mükemmel bir kulaktır. İslâm medeniyetinin kulağının tam ve mükemmel (absolut) olmasının, insanın “ahsen-i takvim”de yaratılmış ve İslâm medeniyetini tesis eden mü'min bireyin, “ahsen-i takvim” özelliğini korumuş olmasıyla yakından ilgisi vardır.

Osmanlı-İslâm medeniyetinin ve dolayısıyla bu medeniyetin merkezi olan İstanbul'un müziği, medeniyetin karakterini taşımaktadır. Bu medeniyet, içine aldığı başka ama fıtrata uygun değerleri kendi toprağının zengin cevheri ile karıştırıp o toprakta yetiştirir ve ortaya yeni ve zengin değerler çıkarır. Bu özelliği ile İslâm medeniyeti, “dişil” karakterlidir. Bu özellikteki medeniyetin müziği de böyledir… başka kültürlerin müziklerini “yabancı” oldukları için reddetmez, bilâkis ondan faydalanır ve kendisine ait olanla karıştırıp ortaya daha zengin bir müzik çıkarır. Bu yüzden, bu medeniyetin merkezi olarak İstanbul'un müziği, Osmanlı'nın uzanabildiği bütün kültür coğrafyasının izlerini taşır ve hepsiyle de uyumludur.
#istanbul müziği
#Osmanlı-İslâm medeniyeti
#müzik
9 yıl önce
Osmanlı İstanbulu’nun müziği “dişil” karakterlidir
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle