|
Belki yarından da yakın

HDP heyetiyle görüşme trafiği birden hız kazanıp takip edilemez hale geldi neredeyse.

Önce İmralı’da görüşüp dönen heyet İçişleri Bakanı Efkan Ala ile görüştü.

Aynı gün Bakanlar Kurulu toplantısı sürerken Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’la görüştüler.

Dün de tekrar HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder yeniden Akdoğan’la görüştü.

Özel veya detay içeren bir açıklama yapılmadı görüşmelerden sonra.

Ama biliniyor ki Çözüm Süreci’nde müzakere aşamasına geçilmesi için son bir karar alınmaya çalışılıyor.

Bunun yanında haftaya Meclis’e geleceği açıklanan yeni Güvenlik Paketi’ndeki itirazlarını da güdeme getirdiği belirtiliyor HDP heyetinin.

Bilmem bu satırlar yazılırken mi yoksa siz okurken mi HDP’nin süreçle ilgili görüşmeleri sürdüren heyetinin Kandil’e doğru yola çıkmış olması bekleniyordu.

Kandil’den de mutabakata önemli bir itiraz gelmezse müzakere aşamasına geçilmiş olacak.

Bu teknik tanımlar, bu trafik ve nihayet “müzakere aşaması” ne demek peki?

Çok basit ve tek cümlelik bir cevabı var:

‘PKK, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı silahlı mücadeleden vazgeçtiğini’ açıklayacak...

Beklenen bu.

Çok çok önemli bir açıklama.

Yarım asırlık, son otuz yılı da çok kanlı geçmiş bir sorunun çözümü için atılabilecek ilk ve en anlamlı adım bu işte.

Ne zaman?

Kandil’den, dediğimiz gibi, önemli bir itiraz gelmezse hemen dönüşte.

O kadar yakın yani...

“Belki yarın belki yarından da yakın” diye tanımlanabilecek kadar kısa süre sonra.

Şüphesiz her şeyin sonu değil ama sonun başlangıcının temeli bu açıklama olacak.

Tünel içinde sürekli ilerlemek kazanımdır ancak ışığın görüldüğü an neredeyse sonuna gelindiği andır.

Yine de bu mutabakatı bozmak isteyen gerek taraflar arasında gerekse başka ülkeler şüphesiz olacak. On binlerce insanın canı, trilyon dolar hasar, en az bir bölgesinde ve metropollerinde onlarca mahallesinde gelecek umudunun olmaması, ortaklığını, kardeşliğini birleştirememiş bir Türkiye ne çok odağın, örgütün, ülkenin işine gelir saymakla bitmez...

Ama bugün geldiğimiz eşik bütün bunları büyük oranda geride bırakabilecek bir yer.

Böyle bir açıklama, taahhüt, deklarasyondan sonra örgüt bu sözünü somut gerekçeleri olmadıkça bozamaz; devlet de bunun bozulması için kendisine gerekçe vermez.

Çözümün “milli, kendi aramızda olmasının” ne kadar yararlı olduğunu gösteren de çok önemli bir örnek olacak bu üstelik.

Başkaları, başka ülkeler, üçüncü taraflar olmadan gelinen nokta diğer bütün denemelerin çok ötesinde bir yere taşıyacak inşallah bütün hepimizi, bütün ülkeyi.

Umarım, maalesef başka ülkelerin telkinlerine ve hatta operasyonlarına açık bir yapısı bulunan Kandil’den bizzat Kürt vatandaşlarımızın istemediği bir itiraz çıkmaz.

Umarım son noktayı koymak için son kez masaya otururuz.

Bunca yaşadıklarımızdan sonra evet inanması çok güç olan o barışa, kardeşliğe en güçlü adımı atarız.

...

ABD’de kafalarına kurşun sıkılarak öldürülen biri erkek ikisi kadın üç Müslümanın öldürülmesiyle ilgili dünya ve bir miktar da Türk basınındaki “soğukkanlılık” yeterince mide bulandırıcı.

Asıl şaşırtıcı olansa, bunu dile getirenlere, yakın zamandaki Paris saldırısındaki tutumlarıyla arasındaki çifte standarda işaret edenlere verilen cevaplardaki yüzsüzlük.

Bu üç gencin, açık ki dini sebeplerle, sırf Müslüman oldukları için hunharca öldürülmesine yönelik kınamamalarını, seslerini yükseltmemelerini, görmezden gelmelerini bile yine bin dereden su getirerek ya da ünlü taktikleriyle “sessizlikle” geçiştirmeleri yetmedi; bir de üstüne yakın veya uzak tarihten ne kadar bulurlarsa kıyas örnekleri vermeleri aşamasına geçtiler.

Ayıp Ya Hu...

#HDP
#İmralı
#Sırrı Süreyya Önder
#Efkan Ala
#Yalçın Akdoğan
9 yıl önce
Belki yarından da yakın
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler
Yıl 2030: Sokak köpekleri simülasyonu